Ana sayfa

 

TABERANİ :

 

 

İmam Taberânî’nin tam ismi, Süleyman bin Ahmed bin Eyyûb eş-Şâmi el-Lahmî'dir. Künyesi ise Ebu'l-Kâsım'dır. Ba'ka'da doğ­muştur. Taberiyye'ye nispet edilerek Taberânî denilmiştir.

 

Hicrî 260 (M. 873) yılında doğmuş, 273 yılında hadis dinle­meye başlamış, otuz sene ilim tahsilinde bulunmuş, o devrin ağır şartlarında Kudüs, Kayseriyye, Humus, Medâin, Şam, Mısır, Arabistan, Yemen, Irak, Bağdad, Küfe, Basra, İran ve İsbahan'a seyahat yapmıştır.[6]

 

Taberânî, bin veya daha fazla hadis âliminden (şeyh) hadis dinlemiş ve rivayet etmiştir. Onun hadis dinlediği isimlerden bâ­zıları şunlardır:

 

Haşim bin Mersed et-Taberânî, Ebû Zur'a es-Sakafî, İshak ed-Debrî, İdris el-Attar, Beşir bin Musa, Hafs bin Amr, Ali bin Abdülaziz el-Begâvî, Mikdam bin Dâvud, Yahya bin Eyyûb el-Allâf, Ebû Abdurrahman Nesâî.

 

Taberânî'den de pekçok kimse hadis almıştır. Bunlardan bazı­ları: Ebû Halife, Ahmed bin Muhammed, Ebû Amr Muhammed bin Hüseyin Hüseyin bin Ahmed Ebû Bekir bin Ebî Ali, Ebu'l-Fazl Muhammed bin Ahmed, Ebû Nuaym el-Esbehânî.

 

Taberânî, hadis hafızlarının büyüklerindendir. Hadiste hüc­cet, yani 300 000'den fazla hadisi senetleriyle birlikte ezbere bilen unvanına sahiptir. Talebelerinden Ebû Abbas Şirazî, Taberânî'den 300 000 hadis yazdığını söyler.

 

İleri gelen âlimlerden Zehebî, İbni Kayyım el-Cevzî, Hafız Ebu'l-Abbas eş-Şirâzî ondan övgüyle bahsederler.[7]

 

Bediüzzaman da Taberânî için, "mevsuk (sika) ve sahih mu­hakkik" ifâdesini kullanır.[8]

 

O sadece hadis sahasında değil, tefsir ve fıkıh sahasında da ta­nınmış bir âlimdir.

 

Taberânî'nin büyüklü küçüklü yüz eseri vardır. Bunlardan bazıları:

 

Mu'cemü'l-Kebir,

 

Mu'cemü 'l-Evsat,

 

Mu'cemü's-Sagîr,

 

Müsned'il-Aşere,

 

Ma'rifeti's-Sahabe,

 

Müsned-i Ebî Hüreyre,

 

Et-Tefsir,

 

Delâilü'n-Nübüvve,

 

Müsned-i Ebî İshak,

 

Fezail-i Erbaati’r-Raşidin,

 

Ahbaru Ömer bin Abdülaziz,

 

el-Ehâdisü't-Tıval,

 

İsreti'n-Nisa,

 

Kitâbü'l-Evâil,

 

Kitâbü's-Sünne,     

 

Kitâbü'n-Nevâdir.[9]

 

Hicrî 360 (M. 971) yılında. 100 yaşında iken vefat etmiştir. Kabri İsfehan şehrinin girişinde, Sahabîlerden Hammeme ed-Devsî'nin (r.a.) kabrinin yanındadır. Verdiği eserleriyle kabrine nur yağmasına vesile olmuştur. Allah kendisinden razı olsun.[10]