Süleyman b. Yesar :
Tâbiînin büyüklerinden.
Medîne-i münevveredeki fukaha-i seb’adan (yedi büyük fıkıh âlimi) biridir.
Künyesi Ebû Eyyûb’dür. Hz.
Osman’ın halifeliği sırasında doğdu. 104 (m. 722) senesinde 73 yaşında
iken vefât etti.
Ümmül-mü’minîn Hz. Meymûne’nin azatlısı idi. Fıkıh ve hadîs ilminde meşhûr
âlimdir. Hz.
Meymûne’den, Hz. Âişe’den,
Hz. Ümmü Seleme’den, Ebû Hüreyre’den, İbn-i Abbâs’dan, Zeyd bin Sâbit,
Mikdad bin Esved ve diğer
pek ço zâttan hadîs-i şerîf işitip, rivâyet etmiştir. Amr bin Dinar, Abdullah
bin
Dinar, Abdullah bin Fadl
el-Hâşimî, Ebu’z-Zinâd, Bükeyr bin Eşeç, Yahyâ bin Sa’îd el-Ensârî ve diğerleri
Süleymân bin Yesâr’dan
hadîs-i şerîf işitip rivâyet etmişlerdir. Kütüb-i sitte râvilerindendir.
Rivâyet ettiği
hadîs-i şerîfler Sahîh-i
Buhârî’de, Sahîh-i Müslim’de, Sünen-i İbn-i Mâce’de, Sünen-i Tirmizî’de yer
almıştır.
Sika, (güvenilir, sağlam)
bir râvi olup, çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
Fıkıh ilminde zamanının
yedi büyük âliminden biridir. O asrın meşhûr âlimlerinden olan Sa’îd bin
Müseyyib, kendisine fetva
sormaya gelenleri, Süleymân bin Yesâr’a gönderirdi ve “Bu gün o en iyi bilen
âlimdir” derdi.
Hubeyb bin Yesâr Külâbî,
Ebû Hazım’dan şöyle nakletmiştir: “Süleymân bin Yesâr, bir defasında
bir arkadaşı ile Medine’den
Ebva’ya gitmişti. Bir ara arkadaşı onu çadırda bırakıp, bir iş için yanından
ayrılmıştı. Yakınlarındaki
çadırdan bir kadın onu görmüş, güzel suretine hayran kalıp, çadıra gelmişti.
Bir
şeyler istiyor zannederek
yiyecek öteberi vermek üzere iken, kadın kötü düşüncesini söyledi. Süleymân
bin Yesâr, kadına seni
şeytan saptırmış deyip, başını ellerinin arasına alıp, ağlamaya başladı. Kadın
onun ağlamaya başladığını
görerek şaşırdı. Oraya geldiğine pişman olup, hemen çadırına döndü. Arkadaşı
gelip, onun ağladığını
görünce hayrola çocuklarını mı hatırladın, dedi. Durumu öğrenince o da ağlamaya
başladı. Bunun üzerine
Süleymân bin Yesâr, peki sen niçin ağlıyorsun, dedi. Arkadaşı sen böyle
bir tehlikeden kurtuldun.
Acaba ben böyle birşeyde tehlikeden kurtulabilir miydim diye ağlıyorum, dedi.
Bundan sonra Kâ’be-yi
ziyâret için Mekke’ye gittiler. Mekke’ye varıp, Kâ’be-yi tavaf ettiler.
Süleymân bin
Yesâr, tavaftan sonra bir
köşeye çekilip biraz uyudu. Rü’yâsında Yûsuf aleyhisselâmı gördü. Hz. Yûsuf
onun Ebva’daki kadından
sakıncasından dolayı onu methetti ve o hâlini çok beğendiğini söyledi.”
Rivâyet ettiği hadîs-i
şerîflerden ba’zıları:
Ebû Hüreyre’den rivâyet
ettiği hadîs-i şerîfte Resûlullah efendimiz buyuruyor ki: “Allahü teâlâya
fıkıhtan daha üstün bir
şeyle ibâdet edilmedi. Muhakkak ki, bir tek fakîh, şeytân üzerine bin
âbidden daha şiddetlidir.
Her şeyin bir direği vardır. Bu dînin direği de fıkıhtır.”
“Kıyâmet gününde, insanların üzerinde ilk
hüküm verilecek şu üç kişidir. Birincisi, şehîd
edilen bir adamdır. Bu adam
Allahü teâlânın huzuruna getirilecek, Allahü teâlâ ni’metlerini ona
tarif edecek, o da onları
tanıyacaktır. Allahü teâlâ bunun üzerine adama “Bu ni’metler hakkında
ne yaptın?” diye soracak.
Şehîd “Senin uğrunda çarpıştım. Nihayet şehîd edildim!” diyecektir.
Hak teâlâ “Yalan söyledin.
Ancak sen cesur denilmek için çarpıştın. Gerçekten senin
için cesur denildi de!”
buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzü üstü sürüklenecek,
nihayet Cehenneme
atılacaktır.
İkincisi, ilim öğrenip
öğreten ve Kur’ân-ı kerîm okuyan bir adamdır. Bu da getirilerek
kendisine ni’metlerini
tarif edecek, o da onları tanıyacaktır. Allahü teâlâ “Bunlar hakkında ne,
yaptın?” diye soracak o da
“İlim öğrendim ve öğrettim. Senin rızân için Kur’ân-ı kerîm okudum!”
diyecek. Allahü teâlâ da
“Yalan söyledin! Ancak sen ilmi, âlim denilsin diye öğrendin,
Kur’ân-ı kerîmi de o
kâridir, (Kur’ân-ı kerîmi ezbere bilen) denilsin diye okudun, gerçekten sana
denildi de!” buyuracak.
Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzü üstü sürüklenecek, nihayet
Cehenneme atılacaktır.
Üçüncüsü, Allahü teâlânın
kendisine zenginlik ve malın her çeşidinden verdiği adamdır.
Bu da getirilerek ona
ni’metlerini tarif edecek, o da onları tanıyacaktır. Allahü teâlâ “Bunlar
hakkında ne yaptın” diye
soracaktır. O adam “Uğrunda mal sarf edilmesini dilediğin hiçbir yol
bırakmadım. Mutlaka senin
için sarf ettim!” diyecek Allahü teâlâ da “Yalan söyledin! Ancak
sen, o cömerttir, desinler
diye yaptın. Gerçekten denildi de” buyuracak. Sonra onun hakkında
emir verecek ve yüzü üstü
sürüklenecek. Sonra Cehenneme atılacaktır.”
Kaynaklar:
-------------------------
1) Tehzîb-üt-tehzîb cild-4,
sh-228
2) Tezkiret-ül-huffâz
cild-L sh-91
3) Miftâh-üs-se’âde cild-2,
sh-16
4) Tehzîb-ül-esmâ vel-luga
cild-1, sh-234
5) El-A’lâm cild-3, sh-138
6) Hilyet-ül-evliyâ cild-2,
sh-190
7) Tam İlmihâl Se’âdet-i
Ebediyye sh-998