Süleyman b. Tarhan :
Hadîs âlimlerinden.
Tâbiînden olup, künyesi Ebû Mu’temir, lakabı; el-Hâfız, el-İmâm,
Şeyhülislâmdır.
el-Kaysî, et-Teymî’dir. 143
(m. 760) senesinde vefât etmiştir. Enes bin Mâlik’den, Ebû Osman el-
Hindî’den ve diğer ba’zı
zâtlardan hadîs-i şerîf işitip, rivâyet etmiştir. Kendisinden ise Şu’be bin
Haccâc,
Süfyân bin Uyeyne, Süfyân-ı
Sevrî, İbn-i Mübârek, Yezîd bin Hârûn ve çok sayıda âlim ve hadîs-i şerîf
rivâyet etmiştir. Onun
rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler Kütüb-i sitte denilen meşhûr altı hadîs
kitabında yer
almaktadır.
Şu’be bin Haccâc şöyle
demiştir: “Süleymân et-Teymî’den daha sâdık birini görmedim.
Resûlullahın (s.a.v.) bir
hadîs-i şerîfini okurken yüzünün rengi değişirdi. Kırk sene bir gün oruç tutmuş
bir gün yemiştir. Geceleri
uyumaz yatsı namazının abdesti ile sabah namazı kılardı. Yüz civarında hadîs-
i şerîf rivâyet etmiş olup,
Basra’da ilmi ve ameli ile meşhûr bir âlimdir.” Yahyâ Kettân, “O’nun gibi
Allahü teâlâdan çok korkan
birini daha görmedim.” Bir başka zât da (Cerîr) “O devamlı sadaka verirdi.
Eğer sadaka verecek bir
şeyi olmazsa iki rek’at nafile namaz kılardı.” demişlerdir.
Her secdede yetmiş defa
tesbih okurdu. Hammâd bin Seleme “Biz Süleymân et-Teymî’yi her an
Allahü teâlâya itâat üzere
görürdük, ma’siyeti asla hoş karşılamazdı” buyurmuştur.
Kendisini methederek senin
bir benzerin bulunur mu? dediklerinde “Öyle söylemeyin:” Rabbim indinde
karşıma ne çıkacak
bilmiyorum” “diyerek Zümer sûresi 47. âyet-i kerîmesinden “Artık
zannetmedikleri
bir azâb, Allah tarafından
onlar için meydana çıkmıştır.” meâlindeki kısmı okudu. Ebû
Ali Basrî, Teymî’nin
müezzininden naklen şöyle anlatmıştır:
“Süleymân et-Teymî yanımda
yatsı namazını kıldı. Sonra Mülk sûresini okumaya başladı. “Nihayet
vakti gelip de o (va’d
edilen) azâbı yakından gördüklerinde o kâfir olanların yüzleri
kötüleşiverir...”
meâlindeki âyet-i kerîmeye
gelince bunu tekrar tekrar okudu. O kadar ki cemâat dağıldı bir ben
kaldım. Bir müddet sonra
ben de çıkıp gittim. Sabah ezanını okumaya geldiğimde aynı yerinde oturuyor
ve aynı âyet-i kerîmeyi
tekrar ederek okuyordu.”
İbrâhîm bin Süleymân şöyle
anlatmıştır:
“Süleymân et-Teymî ile bir
adam arasında bir mes’eleden dolayı anlaşmazlık çıktı. Adam yanına
yaklaşıp eliyle karnına
dayandı, bunun üzerine adamın eli kurudu.”
Rivâyet ettiği hadîs-i
şerîflerden ba’zıları şunlardır:
“Sizin en hayırlınız
Kur’ân-ı kerîmi öğrenen ve öğretenlerdir.”
“Allahü teâlâ bu ümmeti
ebediyen dalâlet üzerinde birleştirmez.”
“Allahın inayeti
cemâattedir. Cemâate (topluluğa) uyunuz. Cemâatten ayrılan Cehenneme
düşer.”
Buyurdu ki:
“İyilik kalbde nur, amelde
kuvvettir. Kötülük kalbde zulmet, amelde zayıflıktır.”
“Kul günah işleyince onun
zilletine düşer.”
Kaynaklar:
-------------------
1) Hilyet-ül-evliyâ cild-3,
sh-37
2) Tehzîb-üt-tehzîb cild-4,
sh-201
3) Tezkiret-ül-huffâz
cild-1, sh-140
4) Câmi’u kerâmet-il evliyâ
cild-2, sh-30
5) Tabakât-ül-kübrâ cild-1,
sh-37