Nafi’ Mevla İbn Ömer :
Medine-i münevverede Tâbiîn
devrinin meşhûr âlimlerinden. Künyesi, Ebû Abdullah’dır. Doğum târihi kesin
olarak bilinmemektedir. 117 (m. 735) senesinde vefât etti.
Aslen Deylem’lidir.
Abdullah İbn-i Ömer’in (r.a.) âzâdlısıdır. Otuz yıl ona hizmet etmiştir. İ
bn-i Ömer onu, katıldığı
muharebelerden birisinde esir etmiştir. Medîne-i münevverede yetişip,
büyümüştür.
Fıkıh ve hadîs ilimlerinde
söz sahibi idi. Çok hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Hadîs ilminde sika
(güvenilir) bir âlimdir. Kendisi, Abdullah bin Ömer’in oğlu Sâlim bin Abdullah
hayatta iken fetva vermezdi. Abdullah İbni Ömer, Ebû Hüreyre, Ebû Lübâbe bin
Abdülmünzir, Ebû Sâîd el-Hudrî, Hz. Âişe, Ümmü Seleme, İbn-i Ömer’in çocukları
ve daha bir çoklarından (r.anhüm) rivâyette bulunmuştur. Kendisinden de,
oğulları Ebû Ömer, Ömer ve Abdullah, Abdullah bin Dinar, Sâlih bin Keysân,
İbn-i Şihâb ez-Zührî gibi âlimler rivâyette bulunmuşlardır. Rivâyet ettiğ,
ihadîs-i şerîfler meşhûr altı hadîs-i şerîf kitabında mevcuttur. Nâfi’
hazretleri, Mısırlılara, Sünnet-i seniyyeyi öğretmesi için, Ömer bin Abdülazîz
(r.a.) tarafından gönderilmiştir. Âlimlerin hakkında buyurdukları: İmâm-ı Mâlik
(r.a.):
“Nâfi’nin Abdullah İbn-i
Ömer’den rivâyeti bana kâfi gelirdi. Ayrıca onu başkasından da işitmek
ihtiyâcını hissetmezdim. Ben küçük iken yanımda bir
çocukla beraber, Nâfi’e
giderdim. O, bana hadîs-i şerîf söylerdi. Kendisi, sabah namazından sonra
mescidde kalır, güneş doğunca kalkıp giderdi.” Ahmed bin Sâlih el-Mısrî:
“Nâfi’, tanınmış, büyük bir
hadîs-i şerîf hâfızı idi. Medîne-i münevvereliler
O’nu İkrime’den daha önce
kabul ederlerdi.” El-Halîlî: “Nâfi’nin rivâyeti sahih ve hatasızdır. O,
herkesin kabul ettiği bir kimsedir.” Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden
ba’zıları:
“Her kim Allaha ve âhıret
gününe îmân ederse, komşusuna iyilik etsin! Her kim Allaha ve âhıret gününe
îmân ederse, misafirine ikrâmda bulunsun! Her kim Allaha ve âhıret gününe îmân
ederse, ya hayır söylesin veya sussun.”
“Kimin canı bir şey arzu
eder ve kendi arzusuna aldırış etmeyerek başkasını kendi üzerine tercih ederse,
Allahü teâlâ O’nu mağfiret eder (affeder).”
Kaynaklar
---------------
1) El-A’lâm cild-8, sh-5
2) Tehzîb-üt-tehzîb
cild-10, sh-412
3) Vefeyât-ül-a’yân cild-5,
sh-367
4) Şezerât-üz zeheb cild-1,
sh-145
5) Tezkiret-ül-huffâz
cild-1, sh-99
6) Tehzîb-ül-esmâ ve’l-luga
cild-2, sh-123