İshak b. Yusuf el-Ezrak:
Tebe-i tâbiîndendir.
Tâbiînden hadîs-i şerîfler rivâyet etti. Hadîs ilminde sika (güvenilir) ve
saduk (doğru) dur. Aslen Kureyş’ten olup, Mahzûmoğullarındandır. Haccâc bin
Yûsuf’un kurduğu Vâsıt şehrinde 117 (m. 735) senesinde doğdu. Tahsiline Vâsıt
ve sonra Bağdâd’ta devam etti. Abbasî halifesi Muhammed bin Hârûn Reşîd
zamanında 195 (m. 810) senesinde Vâsıt şehrinde vefât etti.
Künyesi Ebû Muhammed olup,
babasının ismi Yûsuf bin Mirdâs’tır. Kureyş kabilesinden olduğu için
el-Kureyşî, Vâsıt şehrinde oturduğu için el-Vâsıtî nisbet edildi. El-Hâfız,
es-Sika ve hassaten el- Ezrâk lâkabiyle anıldı. Ebû Muhammed İshâk bin Yûsuf
bin Mirdâs el-Kureyşî el-Vâsıtî el-Ezrâk el-Hâfız, Tâbiînden birçok zevattan
hadîs-i şerîf rivâyet etti. Onların sohbetlerinde bulunmakla şereflendi.
Süleymân bin Mihrân, el-A’meş, Saîd el-Cerîrî, Zekeriya bin Ebî Zaîde, Avf
el-A’râbî, İbni Avn, Mis’ar, Ömer bin Zer, Süfyân-ı Sevrî, Şüreyk bin
Abdullah’dan (r.aleyhim) ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Hadîs
tahsili için Bağdâd’ta bulundu. Hocası Şüreyk bin Abdullah’ın yazarak rivâyet
ettiği hadîs-i şerîflerden beşbinini kendisine arz ederek aldı. O, Şüreyk’i ve
bildiklerini en iyi bilen insandı. Kırâat ilmini meşhûr kırâat imâmı Hamza
ez-Zeyyat’tan aldı. El-Ezrâk’tan, Ahmed bin Hanbel, Yahyâ bin Muin. Amr
el-Nâkıd, Hasan bin Hammâd Seccade, İshâk bin Behlül, Ebû Bekir bin Ebî Şeybe,
Dahîm, Kuteybe, Ebû Hayseme, Sâdân bin Nasr, Muhammed bin Ubeydullah el-Münâdî
ve diğerleri hadîs-i şerîf rivâyet ettiler. Ahmed bin Hanbel, Yahyâ bin Muin,
Abdullah bin Sâlih el-Iclî ve Muhammed bin Sa’d (r.aleyhim), İshâk bin Ezrâk’ın
sika olduğunda ittifak ettiler. Âlimler, el-Ezrâk’ın teşrik tekbirleri
hakkında, en iyi bilgiye sahip olduğunu kabul etmektedirler. Çok ibâdet eder,
gece uykusunu terk ederdi. Allahtan çok korkar, utancından semâya bakamazdı.
Devamlı gözü yerde gezerdi. Yahyâ bin Dâvûd (r.a.) “İshâk bin Yûsuf el-Ezrâk,
yirmi sene başını semâya
kaldırmadı” demektedir.
Hasan bin Hammâd, İshâk bin Yûsuf el-Ezrâk’ın kendisinden nakleder. Kûfe’ye
girince A’meş’in tek başına mescidin kapısında oturduğunu gördüm. Annemin sözü
aklıma geldi. Peygamberimizin (s.a.v.) “İlim taleb etmek, her müslüman üzerine
farzdır” hadîs-i şerîfini düşündüm, içeri girdim ve selâm verdim. O’na “Ey Ebû
Muhammed (A’meş) bana hadîs-i şerîf öğret, ben garip biriyim” dedim. Bana
nereli ve kim olduğumu sordu. Söyleyince de, “Senden önce kimseye bahsetmediğim
bu hadîs-i şerîfi sana vereyim. O’nu bana Ebû Evfâ rivâyet etti. Peygamber
aleyhisâelâm
“Haricîler, Cehennemin köpekleridir”
buyurdu, dedi. İshâk bin Yûsuf el-Ezrâk, Hz. Ali’nin (r.a.):
“Peygamber efendimiz
(s.a.v.) altın yüzük ve ipekli kumaş kullanmayı erkeklere yasakladı”
buyurduğunu rivâyet etti.
Kaynaklar:
-----------------
1) Târîh-i Bağdâd cild-6,
sh-319
2) Tezkiret-ül-huffâz
cild-2, sh-320
3) Târîh-i kebir, cild-1,
sh-380
4) Tabakât-ül-kübrâ cild-7,
sh-315
5) Tehzîb üt-tehzîb cild-1,
sh-257