Huşeym b. Beşir
:
Hadîs ilminde meşhûr
âlimlerden. İsmi Hüseyin bin Beşîr bin Kâsım bin Dinar es-Sülemî’dir. Künyesi
Ebû Muâviye el-Vâsıtî olup, 104 (m. 722) yılında doğdu. Bağdâd’ta yaşadı. 183
(m. 799)’da orada vefât etti. Hadîs kitaplarında kendisinden çok bahsedilen Hüşeym bin Beşîr, İmâm-ı Muhammed
İbni Şihâb-ı Zührî ile aynı mertebededir. Bağdâd’ta
ilk hadîs toplayanlardandır. Ayrıca tefsîr, fıkıh ve kırâat ilimlerinde de
âlimdir.
Hüşeym bin Beşîr; Zührî,
Amr bin Dinar, Mansîr bin Zâzân, Husayn İbni
Abdurrahmân Ebû Beşîr, Eyyûbü’s-Sahtiyânî, Ya’lâ bin Ata Süleymân
et-Teymî, Ubeydullah bin Ebî Bekr bin Enes,
Hamîd-üt-Tavîl, İmâm-ı A’meş, Amr bin Ebî Seleme ve çok sayıda âlimden hadîs dinlemiş ve rivâyet
etmiştir. Hadîs ilminde hâfızasının kuvveti ile tanınan ve yirmibin
hadîs-i şerîfi râvîleri ile birlikte ezbere bilen Hüşeym bin Beşîr’den, pek çok
hadîs âlimi hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Bunlardan bir kısmı: Şu’be bin Haccâc, Yahyâ el
Kattan, Ahmed bin Hanbel, Kuteybe, Ziyad bin Eyyûb, Ya’kub ed-Devrekî, Hasan bin Arfe, Mâlik
bin Enes, Süfyân-ı Sevrî, Abdullah İbni Mübârek, Vekî’ bin Cerrâh, Yezîd bin Hârûn
ve kendi oğlu Sâid bin Hüşeym
gibi âlimlerdir.
İbni Ebî’d-Dünyâ; Hüşeym
bin Beşîr’in vefâtından evvel on yıl yatsının abdestiyle sabah namazını kıldığını haber vermiştir. (Ya’nî on yıl hiç uyumamıştır.)” Yahyâ bin ed-Devrekî; Hüşeym
bin Beşîr'in ezberinde yirmibin
hadîs olduğunu bildirmiş ve hâfızası çok kuvvetli muhaddislerden
olduğunu söylemiştir. Hüşeym bin Beşîr
çok vekarlı (ağırbaşlı) ve çok heybetli bir zât idi. Ahmed bin Hanbel (r.a.)
“Hüşeym’le
dört sene beraber bulundum, ilmî heybetinden dolayı, ondan ancak iki mes’eleyi sorabildim” buyurmuşlardır. Hüşeym
hazretleri hadîs-i şerîf rivâyet ederken
“Sübhanallah”
der ve çok “Lâ ilâhe illallah” söylerdi. Bunun dışında çok zikr
(tesbih) çekerdi. İbni Nasîreddin “Bedîatü’l-Beyân”
kitabında O’nu;
“Bağdâd’ta
oturan sika (güvenilir) ve hâfızası çok sağlam râvîlerden
idi. Bütün hadîs âlimleri onun emânet ehli olup, doğruluğu, adaleti ve sikalığı
hususunda icmâ’ (söz birliği) etmişlerdir” diye
anlatmaktadır. Vehb İbni Cerîr: (Biz Şu’be’ye “Hüşeym’den hadîs yazalım mı?” diye sorduk “Evet” cevâbını
verdi) demiştir. Zaten onun sikalığı (güvenirliği), hâfızasının kuvveti
tartışılmazdı. Abdullah İbni Mübârek, “Zaman herkesi
değiştirdi, fakat Hüşeym’in hâfızasını değiştiremedi”
buyurmuşlardır.
İshâk Ezzeyâdî “Rü’yâmda
Resûlullahı (s.a.v.) gördüm; (Hüşeym’den
hadîs dinleyiniz. O
ne iyi bir insandır)
buyurdu” diye haber vermiştir. Vekî’ bin Cerrâh:
“Benden olduğu gibi Hüşeym’in zikrettiği şeylerden
dilediğinizi getiriniz (ya’nî O’nun rivâyetlerini
kabul ederim)” buyurmuşlardır. Ammâr:
“Ebû
Avâne ile Hüşeym ihtilâf
etseler, söz Hüşeym’indir. Çünkü O (rivâyetinde) hiç
hatâ etmedi” demiştir. Ma’rûf-i Kerhî
hazretleri de
“Resûlullahı
(s.a.v.) rü’yâmda gördüm; (Yâ
Hüşeym, Allahü teâlâ, ümmetimin hayrına çalıştığından dolayı sana
iyilikler versin; buyuruyorlardı.” diye haber vermiştir. Sâhib
olduğu ilimlerde eser yazan Hüşeym bin Beşîr’in, Es-sünen fil-Fıkıh, Et-Tefsîr, El-Megâziî, El-Kırâat adlı eserleri vardır. Tefsîrine misâl
olarak; Bekara sûresi 187. âyetinde oruca başlama vakti:
“Beyaz iplik siyah iplikden ayırd oluncaya kadar” buyuruluyor. Adiyy bin Hatim
(r.a.):
“Bu âyet-i kerîme nâzil
olunca yastığımın altına biri siyah diğeri beyaz iki ip koydum. Geceleyin
kalkıp baktım. Bir şey anlamadım (Ya’nî imsak vaktini
bilemedim). Sabahleyin Resûlullaha gittim. Yaptığımı
arz ettim. “Bundan murâd, gecenin karalığıyla gündüzün
beyazlığıdır. (Ya’nî Fecr-i
sâdığın doğmasıdır. Ufukta hakîkî beyazlık başlayınca
oruç vakti başlar. Hakîkî
beyazlık ufuk üzerinde tamamen yayılınca da sabah namazı vakti başlar, ya’nî sabah namazı vakti girmiş olur.)” buyurdular.” Şu
hadîs-i şerîfler de onun rivâyetlerindendir “Cuma günü gusl
etmek, müslümanlar için şüphesiz bir haktır. (Cuma
günü yapılacak vazifelerdendir.) Bir de her biriniz o gün evinizdeki güzel
kokudan sürünsün. Eğer bulamazsa su ona koku yerine geçer.”
“Allahü
teâlâ diğer Peygamberlere vermediği beş şeyi bana
verdi:
1. Bir aylık mesafeden
düşmanlarımın kalbine korku verildi.
2. Yeryüzü bana temiz ve mescid kılındı. Artık ümmetimden bir kişi namaz vaktine
kavuşunca hemen namazını kılsın.
3. Ganimet malları bana
helâl kılındı. Halbuki benden evvelki peygamberlere helâl değil idi.
4. Bana herkes için şefâat
(etme hakkı) verilmiştir.
5. Her Peygamber yalnız
kendi kavmine gönderilmiştir. Ben ise bütün insanlara Peygamber olarak
gönderildim.”
KAYNAKLAR:
---------------------
1) Vefeyât-ül-a’yân cild-1,
sh-203
2) El A’lâm
cild-8, sh-89
3) Tezkiret-ül-huffâz cild-1,
sh-89
4) Tehzîb-üt-tehzîb cild-11, sh-58
5) Miftâh-üs-se’âde cild-2, sh-303, 306
6) Mu’cem-ül-müellifîn cild-13, sh-150
7) Fihrist sh-318
8) Şezerât-üz-zeheb cild-1, sh-303
9) El-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd cild-1, sh-201