Esved b. Yezid :
Tâbiînden büyük bir fıkıh
âlimi. Hadîs ilminde hâfızlık (yüzbin hadîs-i şerîfi senedleriyle birlikte
ezberlemiş olma) derecesinde olup, zamanında, Kûfe’nin âlimi idi. Künyesi Ebû Amr’dır.
Büyük âlim İbrâhîm Nehaî’nin dayısı, Abdurrahman bin Yezîd’in kardeşidir. Doğum
târihi bilinmemektedir. 75 (m.
694)’de vefât etti.
İlmi, yaşayışı, hâli
tamamen İslâma uygun olduğundan bu büyük âlime Cennet ehli derlerdi. İbn-i
Mes’ûd, Hüzeyfe, Bilâl ve Muaz’dan (r.anhüm) hadîs-i şerîf öğrendi. Oğlu
Abdurrahman, İbrâhîm, Ebû İshâk Essebîî ve Udde ondan hadîs rivâyet ettiler.
İbâdet konusunda çok ileri mertebelerde idi. Sararıp soluncaya kadar oruç
tutardı. Ramazan-ı şerîfte her iki gecede bir Kur’ân-ı kerîmi hatmederdi
(Başından sonuna kadar okurdu). Ramazan-ı şerîfin dışında, Kur’ân-ı kerîmi her
altı gecede bir hatmederdi. Dünyaya önem vermezdi. Seksen defa hac ve umre
yapmıştı. Şa’bi hazretlerine, Esved Nehai’den (r.a.) sorulunca,
“O, çok oruç tutar, gece
çok namaz kılar ve çok da hac eder” cevabını verdi. Alkame bin Kays ona “Niçin
bu cesede o kadar azâb ediyorsun” deyince,
“Bu vücudun rahatlığını
istiyorum” cevabını verdi. Birgün ağlıyordu. “Niçin ağlıyorsun?” dediklerinde,
“Niçin ağlamıyayım, ağlamaya benden daha lâyık kim var ki!” buyurdu. Namaz
vakti olunca, hemen orada, namaz için kalır, namazını kılmadan ayrılmazdı.”
Bildirdiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
“Mallarınızı zekât vermek
suretiyle koruyunuz. Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Belâdan korunmak
için, duâ ediniz.”
“Eğer ilim sahipleri, ilmi
korusalar, onu ehline verselerdi, zamanlarında insanların efendisi ve üstünü
olurlardı. Fakat onlar, ilmi dünyâlıklarından istifâde etmek için, dünyâya
sarılanlara bağışlıyorlar.”
“Hazret-i Âişe’ye,
“Resûlullah (s.a.v.) evinde ne yapardı?” diye soruldu. Buyurdu ki:
’Ev işiyle uğraşırdı. Ehl-i
iyaline (ailesine) hizmet ederdi; namaz vakti gelince câmiye çıkardı.”
Kaynaklar:
-----------------------
1) Mevdû’ât-ül-ulûm (Osm),
cild-1, sh-462
2) El-A’lâm, cild-1, sh-330
3) Hilyet-ül-evliyâ,
cild-2, sh-102
4) Tezkiret-ül-evliyâ,
cild-2, sh-50
5) Tehzîb-üt-tehzîb cild-1,
sh-190