Ebu Burde b. Ebu Musa el-Eş’ari (Ebu Musa el
Eş’arinin adı: Abdullah b. Kays’tır) :
Tâbiînden meşhûr hadîs ve
fıkıh âlimi. İsmi, Âmir bin Abdullah bin Kays el-Eş’arî’dir. Gençliği sırasında
kendisine Ebû Şeyh İbn-ül-Gark tarafından iki hırka giydirilmesi sebebiyle
künyesine Ebû Bürde denildi ve böylece meşhûr oldu. Doğum târihi bilinmemektedir.
103 (m. 721) senesinde vefât etti. Babası
Eshâb-ı kirâmdan Ebî Mûsâ
el-Eş’arî’dir. Hz. Ali’den, Hz. Âişe’den, babasından, Abdullah bin Selâm’dan,
Huzeyfet-ül-Yemânî’den, Mugîre bin Şu’be, Muhammed bin Seleme, İbn-i Amr, İbn-i
Amr bin Âs, Esved bin Yezîd, Urve bin Zübeyr’den (r.anhüm) ve diğerlerinden
ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyetinde bulunmuştur. İlim öğrendiği kaynağın
sağlamlığı ve üstünlüğü, O’nun ilimde iyi yetişmesini sağlamış ve bu vasfıyla
meşhûr olmuştur.
“Ebû Bürde’den ilim alıp,
hadîs rivâyetinde bulunan âlimlerin ba’zıları şunlardır: Kendi oğulları Saîd
bin Ebû Bürde ve Bilâl bin Ebû Bürde, torunu Yezîd bin Abdullah, İmâm-ı Şa’bî,
Âsım bin Kuheyb, İbrâhîm bin Abdurrahmân es-Seksekî’dir. Birçok âlim Ebû
Bürde’nin hadîs ilminde sika (güvenilir) ve sağlam bir âlim olduğunu
bildirmişlerdir.
Ebû Bürde Kûfe’de kadılık
yapmıştır. İlmî faaliyeti ve kadılığı sırasında üstün meziyetleriyle ve
hizmetleriyle tanınmıştır. O’nun rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler Kütüb-i sitte
denilen meşhûr altı hadîs kitabında yer almıştır.
Ebû Bürde şöyle anlatır:
Babam beni ilim öğrenmem için Abdullah bin Selâm’a gönderdi. Yanına varınca
bana hoş geldin dedikten sonra şöyle buyurdu: “Bir kimse borç alıp, ödemek
üzere getirdiği zaman, borcunun yanında başka bir şey daha getirirse, borçtan
ayrı ve fazla olan o şeyi alma çünkü o faiz olur.”
Ebû Mûsâ el-Eş’arî’den
rivâyet ettiğine göre, Ebû Mûsâ “Peygamber efendimize
“Yâ Resûlallah! İslâm’a
dâhil olanların hangisi daha hayırlıdır?” dedim. Resûlullah (s.a.v.) “Elinden
ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir” buyurdu.
İbn-i Ömer’den nakl ettiği
hadîs-i şerîfte
Peygamber efendimiz
buyuruyor ki “Ey insanlar! Allaha tövbe edin! Çünkü ben O’na günde yüz defa
tövbe ederim.”
“Babasından naklettiği
hadîs-i şerîfte Peygamber efendimizin (s.a.v.) şu duâyı okuduğunu bildirmiştir
“Allahım! Bana günahımı, işimdeki israfımı ve benden daha iyi bildiğin
kusurlarımı bağışla. Bunların hepsi bende vardır. Allahım! Şimdiden yaptığım ve
sonraya bıraktığım, gizlediğim veya aşikâr yaptığım ve Senin benden daha iyi
bildiğin bütün kusurlarımı bana bağışla! İleri alan ve geri bırakan ancak
sensin, Sen her şeye kadirsin.”
“Her kim bize karşı silâh
taşırsa, o bizden değildir.”
Kaynaklar:
----------------
1) Vefeyât-ül-a’yân,
cild-3, sh-10
2) Tabakât-ı İbn-i Sa’d,
cild-6, sh-268
3) Tehzîb-üt-tehzîb,
cild-12, sh-18
4) El-A’lâm, cild-3, sh-253