MEHDİ (A.S.)  الْمَهْدِيِّ

 

Muaviye bin Kurre'nin, babasından rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yeryüzü zulüm ve zorbalıkla dolacaktır. Zulüm ve zorbalık yeryüzünü doldurunca Aziz ve Celil olan Allah, adı benim adım veya bir peygamberin adı gibi olan birini gönderir. O, zulümle dolduğu gibi yeryüzünü adaletle doldurur. O zaman, gökyüzü bir damla yağmurunu bile esirgemez, yeryüzü hiçbir bitkiyi yeşertmekten eksik kalmaz. O kişi, ümmetimin arasında yedi veya sekiz yıl, en çok dokuz yıl kalır."(Müsned-i Haris, 782)

 

"Mehdi" sözlükte, "kendisine rehberlik edilen" demektir. Bütün istikametler Allah'dan geldiği için, bu kelime, kendisine Allah tarafından yol gösterilen, yani hususi ve şahsi bir şekilde Allah'ın hidayetine nail olan manasını almıştır.

 

Terim olarak, Hz. Nebi (s.a.v.)'in kıyamete yakın bir zamanda geleceğini haber verdiği salih kuldur. Şüphesiz burada kastedilen, Şiilerin "Mehdi-i Muntazar = Beklenen Mehdi" dedikleri On iki İmam'ın sonuncusu olan Mehdi değildir. Fakat, Mehdi'nin Hz. Fatıma'nın torunlarından olacağına dair hadis vardır. Ancak o'nun Hz. Hasan'ın mı yoksa Hz. Hüseyiniıı mi torunlarından olacağı ihtilaflıdır.

 

Ebu Davud daki hadiste Mehdinin adı Nebiimizin adından, babasının adı da Nebiimizin babasının adından olacaktır. Yani adı Muhammed, babasının adı da Abdullah olacaktır. "Mehdi ise onun ismi değil lakabıdır. Mehdi'nin çıkması kıyametin alametlerindendir. O, dini kuvvetlendirecek, yer yüzünde adaleti yayacak ve tüm müslümanlar kendisine uyacaklardır. Mehdi'den sonra Hz. İsa inecek ve Deccal'i öldürecektir. Bir rivayete göre ise, Mehdi ile Hz. İsa birlikte "inecekler ve Deccal'ı birlikte öldüreceklerdir. Hz. İsa, namazında Mehdi'ye uyacaktır.   

 

Mehdi'nin zuhurunu haber veren hadisi, Ebu Davud, Tirmizi, ibn Mace, Bezzar, Hakim, Taberani, Ebu Rabi, rivayet etmişlerdir.

 

Bu zatlar, hadisi sahabeden kalabalık bir gruba isnad etmişlerdir. Bu sahabeler şunlardır. Ali, İbn Abbas, Talha, İbn Ömer, Abdullah b. Mes'ud, Ebu Hureyre, Enes b. Malik, Ebu Said el-Hudri, Ümmü Habibe, Ümmü Seleme, Sevban, Kürel b. İyas, Ali el Hilal Abdullah b. Haris b. Cezai (r.a)'dır. Anılan bu zatların hadislerinin kimi sahih, kimi hasen, kimi de zayıftır. İbn Haldun, Mehdi, konusunda varid olan hadisleri hepsinin zayıf olduğunu ispat için gayret göstermiş, ama isabetli görülmemiştir. Bununla birlikte Mehdi konusunda, uydurulmuş hadis de vardır. Avnü'I Ma'bud'da Muhammed b. Münkedir'den onun da Cabir'den merfuan rivayet ettiği söylenen "Mehdi'yi yalanlayan kafir olur" manasına gelen ve hadis denilen sözün uydurma olduğu ifade edilmektedir.

 

Mehdi'nin varlığını kabul etmeyenlerin Rasulullah (s.a.v.)'den merfu olarak rivayet edilen "Meryem'in oğlu İsa'dan başka Mehdi yoktur." manasındaki hadis'e dayandıkları söylenmektedir. Ancak Beyhaki ve Hakim bu hadis'in zayıf olduğunu söylemişlerdir. Buna sebep hadisin isnadındaki Eban b. Salih'tir. O metrükü'l-hadis birisidir. (Ebu Davud şerhi)

 

(mahir:) Mehdi’nin çıkacağı zamanı bildirmeye çalışanlar şu güne kadar yanıldılar. Şunu bil ki: Kıyametin on şartı güneş’in batıdan doğması ile başlayacak! Yani Güneş batı’dan doğmadan Mehdi çıkmaz. Deccal, Dabbe ve İsa’nın (A.S.) nüzulü de böyledir. Doğruyu ALLAH bilir. –Vallahu a’lem-

 

 

KAYNAKLAR

 

EBU DAVUD’DA

 

Ahmed, Müsned