GEYİK

 

Ebu Said der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çadıra bağlanmış bir geyik gördü. Geyik: "Ey Allah'ın Resulü! Beni çöz, gidip yavrumu emzireyim. Sonra geri dönerim, beni bağlarsın" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Başkasının avısın ve çadırlarına bağlanmışsın" karşılığını verdi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda ondan söz isteyince geyik geri döneceğine dair yeminler etti. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu çözdü. Çok bir zaman geçmeden geyik geldi. Memelerindeki tüm sütleri bitirmişti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu bağladıktan sonra çadır sahiplerine geldi ve geyiği kendisine hibe etmelerini istedi. Hibe ettiklerinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu çözüp bıraktı ve: ''Şayet hayvanlar ölüm konusunda sizin bildiklerinizi bilselerdi onlarda yiyecek et bulamazdınız'' buyurdu. (Beyhaki, Delailu'n-Nübüvve 4.cild)

 

 

 

Zeyd bin Erkam der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Mekke yollarından birindeydim. Bir bedevinin çadırının yanından geçerken çadıra bağlı bir geyik gördük. Geyik: "Ey Allah'ın Resulü! Bu bedevi beni avladı. Kırda da iki yavrum var. Memelerimdeki süt katılaşmak üzere. Ne beni kesip rahatlatıyor, ne de salıp kırdaki yavrularımın yanına gitmeme izin veriyor" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Seni bıraksam geri döner misin?'' buyurdu. Geyik: "Dönerim! Dönmezsem Allah beni vergi memurunun cezasıyla cezalandırsın" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu çözüp bıraktı. Çok geçmeden geyik dili dışarıya sarkmış bir şekilde geldi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu çadıra bağladı. Bedevi de yanında su kırbasıyla geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: ''Bunu bana satar mısın?'' diye sorunca, bedevi: "Ey Allah'ın Resulü! Senin olsun!" dedi.

 

Zeyd der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onu alıp serbest bıraktı. Vallahi ben geyiğin: ‘‘Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed O'nun Resulü'dür’‘ diyerek kırlara doğru koştuğunu gördüm," (Beyhaki, Delailu'n-Nübüvve 4.cild)