AÇIKLAMA

 

Bu gün otuz yada otuzbir gün süren ve üçyüzaltmışbeş günlük bir senenin oniki de biri olan zaman dilimine hala 'ay' diyoruz. Zira eskiden Osmanlı da 'Kameri' aylara göre zamanı ölçerdi. Kameri yani Ay takvimine göre bir yıl üçyüzellidört gün, bir ay yirmidokuz, bazen otuz gündür. Bu yüzden Dini günler: Ramazan ayı, bayramlar ve Mübarek geceler her yıl onbir gün geri gelir. Örneğin bu yıl 15 ocak'ta olan bir gece sonraki yıl ortalama 4 ocakta yaşanır. Ortalamadır; zira ay'ın hızı 980 kilometre ile 1060 kilometre arasında değişir ve kestirilemez.

 

Her ay Ay'ın yani Hilal'in güneşin battığı yerden doğması ile başlar. Güneş kaybolmak üzere iken hemen yanında zor görülen ince çizgi halinde görülür. İslami kurallara göre bu hilal'i görme işlemi göz dışında herhangi bir alet kullanmadan yapılmalıdır. Sadece Güneş'i azaltmak için ışık kesici (tülbend v.s.) ve hilal'i daha iyi görebilme amacaıyla su kullanılabilir.

 

Ay'ı gördüğünü iddia eden adil kişi'nin bu haberi mahkemede şahidliği kabulden sonra açıklanabilir.

 

Önceden hesap ile ay'ın doğma gününü tesbit yüzyıllardır başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

 

Günümüzde Rumi takvim olan Güşeş yılı kullanılmaktadır. Bu takvimde değişkendir ancak yapılan uygulamalarla bu insanlara hissettirilmemeye çalışılıyor. Her yıl altı saat fazla vermesi ve döngülerdeki düzensizlik sürekli saatlerle oynanarak ve dört yılda bir bir gün eklenerek bu sistem korunmaya çalışılıyor.