ZADU’L-MEAD |
DÖRDÜNCÜ KİTAP PEYGAMBER'İN (S.A.) CİHADI |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
E) HZ. EBU BEKİR'İN
HAC EMİRLİĞİ
1- Hz. Ebu Bekir'in Hac
Emirliği:
Ibn Ishak der ki:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Tebük'ten döndükten sonra Ramazan'ın geri
kalanını, Şevval'i ve Zilkade'yi Medine'de geçirdi. Sonra Ebu Bekir'i (r.a.)
hicretin 9. senesinde, müslümanlarla birlikte hac ibadetini eda etmek için emir
olarak tayin etti. Müşriklerin de hac yapmaya devam ettikleri bu senede
müslümanlar Ebu Bekir (r.a.) ile birlikte yola çıktılar.
İbn Sa'd der ki: Ebu
Bekir (r.a.) üç yüz kişiyle Medine'den çıkmıştır.. Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onlarla birlikte kurbanlık olarak yirmi deve göndermiştir.
Eliyle boyunlarına kurban olduklarım gösterir alametlerini takmış, develeri
götürme işini de Naciye
b. Çündüb el-Eslemi'ye vermiştir. Hz. Ebu Bekir debeş deve götürmüştür.
2- Hz. Ali'nin, Berae
Suresi Hükümlerini Bildirmekle Görevlendirilişi:
İbn İshak der ki: Berae
suresi, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile müşrikler araşır daki
anlaşmanın bozulması hakkında nazil olmuştur. Bu surenin inmesinden ra Hz. Ali,
Rasulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Adba adındaki devesiyle yola
çıkmışt
İbn Sa'd der ki: Arc denilen
yerde -İbn aiz'e göre Dacnan denilen yerde- Hz. Ali, Hz. Ebu Bekir'e yetişti.
Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali'yi görünce: "Emir olarak mı, yoksa memur olarak mı
geldin?" diye sordu. Hz. Ali de: "Memur olarak geldim." dedi ve
beraber yürüdüler.
Hz. Ebu Bekir, Hz.
Ali'ye: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) seni hac için mi
görevlendirdi?" diye sorunca o da dedi ki: "Hayır, Berae suresini
tebliğ etmem ve daha önceki anlaşmaların ibtalini bildirmem için
gönderdi." Daha sonra Hz. Ebu Bekir mü'minlere haccını yaptırdı. Kurban
kesme günü (kurban bayramı) Hz. Ali kalktı, anlaşmaların ibtal edildiğini
bildirdi ve Rasulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine emrettiği
hususları şu sözlerle tebliğ etti: "Ey inananlar! Kafir cennete giremez.
Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac yapamaz, Kabe'yi çıplak olarak tavaf edemez.
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kiminle bir anlaşma yapmışsa, o
anlaşma, vakti doluncaya kadar geçerlidir."
Humeydi, Süfyan - Ebu
ishak Hemedani - Zeyd b. Yüşey' yoluyla şu rivayette bulunmuştur: Ali'ye hangi
görevle hacca gönderildiğini sorduk. Dedi ki: "Dört şeyle gönderildim: 1)
Mü'min olmayan kimse cennete giremez. 2) Kabe'yi çıplak olan kimse tavaf
edemez. 3) Bu seneden sonra Mescid-i Haram'da müslümanla kafir bir araya gelemez.
4) Kimin Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile bir anlaşması varsa,
süresi doluncaya kadar geçerlidir. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
anlaşması olmayanlara dört ay mühlet verilmiştir."
Sahih-i Buhari ve
Sahih-i Müslim''de Ebu Hureyre'nin şöyle dediği rivayet edilmektedir: Hz. Ebu
Bekir, o hacda kurban kesme günü, Mina'da beni de şu ilanı yapanlar arasında
gönderdi: "Bu seneden sonra hiçbir müşrik hac edemez. Kabe'yi çıplak
olarak tavaf edemezler." Daha sonra Hz. Ebu Bekir, Hz. Ali'yi göndererek
ona Berae suresini duyurmayı emretti. Ebu Hureyre der ki: Ali bizimle beraber
kurban günü Mina'da Berae suresini duyurdu, bu yıldan sonra hiçbir müşrikin hac
yapamiyacağını ve çıplak olarak Kabe'yi tavaf edemeyeceğini ilan etti.
Bu kıssada hacc-ı
ekber'in, kurban kesme günü olduğuna delil vardır. Öbür yandan Hz. Ebu Bekir'in
bu hacının farz olan hac sayılıp sayılamayacağı, üzerindeki hac borcunun bu
hacla mı, yoksa bir sene sonra Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
beraber yaptığı veda haccıyla mı düştüğü konusunda iki görüş ileri sürülerek
ihtilaf edilmiştir. Sahih olan görüş ikincisidir. (Yani bu borcun veda haccıyla
düştüğüdür.) Sözkonusu iki görüş, iki esasa dayanmaktadır.
Birincisi: Acaba hac,
veda haccı senesinden önce farz kılınmış mıydı? İkincisi: Hz. Ebu Bekir'in eda
ettiği hac Zilhicce ayında mı idi, yoksa cahiliyye devrinde Arapların ayları
ileri geri almaları yüzünden Zilkade ayında mı olmuştu? Bu iki görüşten
İkincisi, Mücahid ve diğer alimler tarafından benimsenmiştir. Buna göre Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hac ibadetini, farz olmasından bir yıl
sonraya tehir etmemiştir. Aksine farz kılındığı sene hemen eda etmiştir.
Rasulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünnetine ve haline yakışan da
budur. Haccm hicri altıncı, yedinci, sekizinci veya dokuzuncu senesi farz
kılındığını iddia edenlerin hiçbir delili yoktur. Bu konuda en çok şunu
söyleyebilmişlerdir: "Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın."[Bakara,
196] ayeti hicretin altıncı senesi Hudeybiye'de nazil olduğu için hac da bu
sene farz kılınmıştır. Halbuki bu ayette, haccm farz kılmışına bir işarette
bulunulmamış, farz kılındığı zaman tamamlanması emredilmiştir. Bunların her
biri ayrı ayrı durumlardır. Haccın farz kılmışını bildiren ayet-i kerime ise
şudur: "Yoluna gücü yeten herkesin, Kabe'yi haccetmesi, insanlar üzerinde
Allah'ın bir hakkıdır."[Al-i İmran, 97] Bu ayet-i kerime de "elçiler
yılı" olarak bilinen hicretin 9. senesinin sonlarında nazil olmuştur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
A) ARAP
HEYETLERİNİN MEDİNE'YE GELİŞİ