ZADU’L-MEAD |
DÖRDÜNCÜ KİTAP PEYGAMBER'İN (S.A.) CİHADI |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
F) MUTE GAZASI
1- Rasülullah'ın
(s.a.) Elçisinin Öldürülmesi
2- Müslümanların
Sefere Çıkışı
3- Bizans Ordusuyla
Karşılaşma
4- Üç Şehid Komutan
5- Hz. Peygamber'in
(s.a.) Savaşı Anlatması
1- Rasülullah'ın (s.a.)
Elçisinin Öldürülmesi:
Mute, Şam'da Belka yakınlarında bir yerdir.
Savaş hicri 8. yılın ziyelula ayında olmuştur. Sebebi şuydu: Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Lihboğullarından Haris b. Umeyr el-Ezdi'yi, bir
mektubla Şam tarafına, Bizans İmparatoruna yahut Busra melikine göndermişti.
Elçinin karşısına Şurahbil b. Amr el-Gassani çıktı. Şurahbil onu bağlattı ve
gönderip boynunu vurdurttu.
O güne kadar
Rasülullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiçbir elçisi öldürülmemişti. Bu
haber kendisine ulaşınca çok öfkelendi. Hemen orduyu hazırladı.
: Komutanlığa Zeyd b.
Harise'yi getirdi ve dedi ki: "Eğer o öldürülürse yerine Cafer b. Ebi
Talib geçsin. Cafer de öldürülürse yerine Abdullah b. Revaha geçsin."
2- Müslümanların Sefere
Çıkışı:
Müslümanlar
hazırlandılar. Sayıları üç bin idi. Yola çıkma vakti gelince halk gelip Hz.
Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) komutanlarıyla vedalaştılar ve
onlara selam verip dua ettiler. Bu sırada Abdullah b. Revaha ağladı. Ona:
"Niye ağlıyorsun?" diye sordular. Abdullah dedi ki: "Vallahi
ben, ne dünya sevgisi ne de sizlerden ayrılacağımdan ötürü ağlıyorum. Fakat ben
Rasulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Allah Teala'nın kitabından içinde
cehennemin anıldığı 'İçinizden, cehenneme uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu,
Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesin bir hükmüdür.[Meryem, 71] ayetini
okuduğunu işitmiştim. Oraya uğradıktan sonra, dönüşümün nasıl olacağını
bilmediğimden dolayı ağlıyorum."
Müslümanlar: "Allah
yardımcınız olsun, sizleri tehlikelerden korusun ve sağ salim bize
döndürsün." dediler.
Bunun üzerine Abdullah
b. Revaha şu şiiri söyledi: "Fakat ben Rahman'dan mağfiret diliyorum; Ve
kanlan fışkırtıp köpürten bir kılıç darbesi!
Veya öldürücü bir yara,
kasıp kavurucu, Ciğer ve barsaklan; bir kargı darbesi!
Öyle ki, kabrime
uğrayanlar desinler:
Allah bu gaziye doğru
yolu göstermiş, o da bulmuş."
Sonra Maan'a varıncaya
kadar yürüdüler ve burada konakladılar. Müslümanlara, Hirakl'in (Heraklius,
610-641 m.) 100.000 Rum askeriyle Belka'da olduğu ve bunlara; Lahm, Cüzam,
Belkayn, Behra ve Beliy kabilelerinden 100.000 kişinin katıldığı haberi geldi.
Bunun üzerine müslümanlar durumu görüşmek için iki gece Maan'da konakladılar.
Bazıları: Rasulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir mektup yazıp bizim
sayımızı ve düşmanın sayısını bildirelim. Ya bize savaşçılar göndersin veya ne
yapmamız gerektiğini emretsin, onu yapalım, dediler.
Abdullah b. Revaha,
müslümanları cesaretlendirmk için şöyle dedi: "Ey müslümanlar! Vallahi,
sizin şu anda istemediğiniz şey, arzulayıp elde etmek için yola çıktığınız
şehitliktir. Biz insanlarla, ne sayıca çokluğumuza ne de kuvvetimize göre
savaşıyoruz! Biz sadece Allah'ın bizi şereflendirdiği şu din kuvvetiyle
savaşıyoruz! Haydi yürüyün! Bunda muhakkak ki iki iyilikten biri, ya zafer ya
da şehitlik vardır!"
3- Bizans Ordusuyla
Karşılaşma:
Müslümanlar Belka
sınırlarına yaklaştıkları zaman, Meşarif köyünde düşman birlikleriyle
karşılaştılar. Düşman yaklaşıyordu. Müslümanlar Mute'ye Idoğru çekildiler. İki
ordu bu köyün yakınlarında karşı karşıya geldiler. Müslümanlar hazırlandılar ve
savaşa başladılar.
Bayrak, Zeyd b. Harise'nin elindeydi. Zeyd,
elindeki bayrakla, düşman imızraklarıyla delik deşik edilip cansız bir halde
yere düşünceye kadar savaştı. O düşünce, bayrağı Cafer eline aldı ve ölüm
kendisine ulaşıncaya kadar isavaşa devam etti. Atından yere atlayıp atının
ayağını kesti. Sonra öldürülünceye kadar savaştı. İslam'da, savaşta kendi
atının ayağını kesen ilk müslüman Cafer'dir. Sağ kolu kesilince bayrağı sol
eline aldı. Sol kolu da kesilince, löldürülünceye kadar bayrağı bağrında tuttu.
Şehit düştüğünde otuz üç yaşındaydı.
Daha sonra bayrağı
Abdullah b. Revaha eline aldı ve ileriye geçti. Atının üzerindeydi. Nefsini
kendisine boyun eğdirmeye çalışıyor ve bazı tereddütler geçiriyordu. Sonra
karar verip indi. Bu sırada amcasının oğlu etli bir kemik parçası getirdi ve:
"Bununla kendini güçlendir. Bu günlerde çok zor durumlarla
karşılaştın." dedi. Abdullah b. Revaha kemiği elinden aldı, ondan bir
parça ısırdı. Müslümanların bulunduğu tarafta bir kargaşalık duydu. "Sen
hala dünya ile uğraşıyorsun!" diyerek elindeki kemiği bıraktı. Kılıcını
eline alıp öne çıktı ve öldürülünceye kadar savaştı.
Sonra bayrağı Aclanoğullarından
Sabit b. Akrem eline aldı.' 'Ey müslümanlar! İçinizden birini seçin!"
dedi. Müslümanlar: "Seni seçtik." dediler. Sabit: "Ben bu işi
yapamam." dedi. O zaman müslümanlar Halid b. Velid üzerinde anlaştılar.
Halid b. Velid bayrağı eline alınca, düşmana karşı savunmaya geçti ve
saldırılarını önledi. Sonra bir geri çekilme hareketi tertipleyerek
müslümanları geri döndürdü.
ibn Sa'd, yenilginin
müslümanlar tarafında olduğunu zikretmiştir. Sahih-i Buhari'de ise yenilginin
Rumlar tarafında olduğu kay itlidir.
Doğrusu, İbn İshak'ın
rivayet ettiği gibi, her iki taraf da birbirinden kaçmıştır.
4- Üç Şehid Komutan:
Allah Teala Rasulü'ne,
bütün bunları aynı gün bildirmiş, o da ashabına haber vermişti: "Onlar
rüyada bana, cennette, altın tahtlar üzerinde oturur vaziyette gösterildiler.
Abdullah b. Revaha'nın tahtında, arkadaşlannınkilerde olmayan bir eğrilik
gördüm. Bu neden böyledir? diye sordum. Bana şöyle cevap verildi: Bu ikisi
savaşa yürüyüp gittiler. Fakat Abdullah biraz tereddüt geçirdi, sonra yürüdü."
Abdürrezzak'm, İbn
Uyeyne - İbn Cüd'an - İbnü'l-Müseyyeb senediyle rivayetine göre Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "İnciden bir çadır içinde
Cafer, Zeyd, ve ibn Revaha bana gösterildi. Her biri bir tahtta oturuyordu.
Zeyd ile İbn Revaha'yı, boyunlarında bukağılarla gördüm. Cafer'i ise kusursuz
bir halde gördüm, bukağılan yoktu. Sordum -veya bana denildi ki-: Çünkü bu
ikisi, ölüm kendilerini kuşattığında yüz çevirdiler. -Yahut: Bu ikisi yüzlerini
çevirmişlerdi.- Fakat Cafer böyle bir şey yapmadı."
Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cafer hakkında şöyle buyurdu: "Şüphesiz
Allah Teala, onun iki koluna karşılık iki kanat vermiştir. Şimdi cennette
onlarla dilediği yere uçmaktadır. "
Ebu Ömer (İbn Abdilber)
der ki: İbn Ömer'in şöyle dediği bize rivayet ediidi: "Cafer'in göğsüyle
omuzlan arasında ve önünde, kılıç veya mızrak yarası olarak doksan yara
vardı."
5- Hz. Peygamber'in
(s.a.) Savaşı Anlatması:
Musa b. Ukbe şöyle
diyor: Ya'la b. Münye (Ümeyye), Mute savaşma katılanların haberini Rasuluİlah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bildirmek için geldi. Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) dedi ki: "İstersen sen anlat, istersen ben sana
anlatayım." Ya'la: "Sen anlat, ya Rasulallah!" deyince Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün olanları ona anlattı. O zaman
Ya'la şöyle dedi: "Seni hak ile gönderene (Allah'a) yemin ederim ki,
onların olaylarından söylemedik tek bir harf bile bırakmadın. Gerçekten onların
hali, aynen senin bildirdiğin gibiydi." Bunun üzerine Rasulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah benim için yeryüzünü
aradan kaldırdı da onların çarpıştıkları savaş meydanını gözlerimle
gördüm."
Bu savaşta şehid olanlar
şunlardı: Cafer, Zeyd b. Harise, Abdullah b. Revaha, Mes'ud b. Evs, Vehb b.
Sa'd b. Ebi Şerh, Abbad b. Kays, Harise b. Numan, Süraka b. Amr b. Atiyye, Amr
b. Zeyd'in oğulları Ebu Küleyb ve Cabir'le Said b. Haris'in oğulları Amir ve
Amr... vs.
İbn ishak der ki:
Abdullah b. Ebi Bekr, Zeyd b. Erkam'dan kendisine şöyle aktarıldığını bana
haber verdi: Ben, Abdullah b. Revaha'nın kucağında büyüyen bir yetim idim. Mute
seferine çıktığında, beni de devesinin heybesi üzerinde terkisine bindirmişti.
Allah'a yemin olsun ki, geceleyin yürürken onun şöyle şiir söylediğini işittim:
"Ey devem; beni ve
yükümü götürürsen eğer, Kumluktan sonra dört konak daha ileriye;
Artık sen serbestsin
rahat ol, sana hakaret ilişmeyecek. Ben geri ailemin yanına dönmeyeceğim.
Müslümanlar gelip beni
geçtiler, Şam'ın bu en son konak yerinde."
Tirmizi ve başka
eserlerde yeralan; "Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Fetih günü
Mekke'ye girdiğinde Abdullah b. Revaha O'nun önünde: 'Çekilin ey kafir oğulları
O'nun önünden...' beyitlerini okuyordu" şeklindeki ifade bir yanlışlıktır.
Çünkü İbn Revaha bu savaşta öldürülmüştür ve bu savaş Fetih'ten dört ay önce
yapılmıştır. Ancak, O'nun önünde, Abdullah b. Revaha'nın şiiri okunmuştur. Bu
ise ilim adamları arasında tartışmasız bir husustur...
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: