ZADU’L-MEAD

İKİNCİ KİTAP PEYGAMBER'İN (S.A.)

İBADETLER KONUSUNDAKİ TUTUMU

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

D) AKİKA KURBANI

 

1- Akika Kesmek:

 

Muvatta'ds. kaydedildiğine göre Allah Rasulü'ne" (Sallallahu aleyhi ve Sellem) akika kurbanı soruldu ve herhalde ismi beğenmediğinden ötürü olacak "Ukuku sevmem" buyurdu. Malik bu hadisi Muvatta'da Zeyd b. Eşlem yoluyla Damraoğulları kabilesine mensup bir adamdan, onun da babasından rivayet etmiştir. İbn Abdilber diyor ki: Bu hadisin en hasen senedi şöyledir: Abdürrezzak - Davud b. Kays - Amr b. Şuayb - babası - dedesi. Bu senedle rivayet edildiğine göre Allah Rasulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) akika kurbanını sordular; herhalde ismi beğenmediğinden ötürü olacak "Ukuk'u sevmem" buyurdu. "Ey Allah'ın Rasulü! Herhangi birimiz çocuğu için kurban kesebilir mi?" diye sordular. Bunun üzerine: "Sizden kim çocuğu için kurban kesmek isterse erkek çocuk için iki, kız çocuk için bir koyun kurban etsin." buyurdu.

 

Hz. Aişe'den (r.a.) sahih senedle gelen bir hadise göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkek çocuk için iki, kız çocuk için bir koyun" buyurmuştur.

 

Yine buyurdu ki: "Her çocuk akikasına rehindir. Doğumunun yedinci günü onun adına akika kurbanı kesilir, çocuğun başı tıraş edilir ve adı konur."

 

İmam Ahmed: "Her çocuk, akikasına rehindir" hadisinin anlamı şudur: Yani, ana-babası hakkında şefaattan hapsedilmiş, alıkonulmuştur, diyor. Rehn kelimesi sözlükte "hapsetme" anlamındadır, Allah Teala "Herkes kendi kazancına rehindir=bağlıdır." buyurmaktadır.[Müddessir, 38] Hadisin zahirine göre her çocuk kendisi hakkında rehindir ve ona istenen hayırdan alıkonulmuş, hapsorunmuştur. Her ne kadar ebeveyninin akika kurbanı kesmeyi terk etmesinden ötürü, ebeveyni kendisi için akika kurbanı kesmiş olan kimsenin nail olduğu şeylerden engellenmiş olsa da bundan, onun ahirette bu yüzden ceza göreceği anlamı çıkmaz. Bazan çocuk kendi kesbi olmasa da ebeveyninin kusuru sebebiyle bir hayrı kaçırabilir. Nitekim cinsel ilişki sırasında babası besmele çekerse şeytan, çocuğa zarar vermez. Besmele çekmeyi terkederse çocuk için bu koruma sözkonusu olmaz.

 

Ayrıca bu ifade, akika kurbanının mutlaka kesilmesi gerekli bir şey olduğunu da gösterir. Şu halde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mutlaka kesilmesinin gerekli olduğunu ve çocuğun ondan ayrılamamasını rehin muamelesine benzetmiştir. Leys b. Sa'd, Hasan el-Basri ve zahiriler gibi akika kurbanının vacip ( = farz) olduğu görüşünde olanlar bunu delil kabıŞıl etmiş olabilirler. En iyi bilen Allah'tır.

 

 

2- Kan Akıtılması Hakkında İhtilaf:

 

Soru: Peki Hemmam'ın Katade'den rivayetinde bu hadisin metninde geçen "...ve kan akıtılır" ifadesini ne yapacaksınız? Hemmam diyor ki: Katade'ye "...ve kan akıtılır" ifadesinin ne demek olduğu ve kanla ne yapılacağı soruldu. Şöyle dedi: "Akika kurbanı kesilince onun yününden bir parça alınır, o parça ile hayvanın boyun damarları tutulur. Sonra kanlı yün parçası bebeğin bıngıldağı üzerine konulur ve böylece başı üzerinde ip gibi kan akar. Sonra da başı yıkanır, tıraş edilir."

 

Cevap: Bu konuda alimler ihtilaf etmişlerdir. Kimileri "Bu, Hasan el-Basri'nin Semüre'den rivayetidir. Oysa onun Semüre'den hadis işittiği sahih değildir." demiş ve kimileri de şu izahı getirmiştir: Hasan el-Basri'nin bu akika hadisini Semüre'den işittiği sahihtir. Tirmizi ve daha başkaları bu hususun sahih olduğunu belirtmişlerdir. Buhari bu hadisi Sahih'inde şu şekilde kaydeder: Habib b. Şehid diyor ki: Muhammed b. Sirin bana: "Git, Hasan'a akika hadisini kimden işittiğini sor." dedi. Gidip sordum. "Semüre'den işittim*' dedi.

 

Kan akıtma olayının sahih mi yoksa hata mı olduğu konusunda iki farklı görüş ileri sürülmüştür: Ebu Davud, Sünen'inat "Bu söz Hemmam b. Yahya'nın bir yanılgısıdır. '...ve yüdemma = ve kan akıtılır* ifadesi 've yüsemma=ve ad konur' şeklinde olacaktır." diyor. Başkaları ise, Hemmam'ın dilinde pelteklik vardı; bu yüzden "ve yüdemma" demiş, ama "ve yüsemma" demek istemiştir, diyorlar. Bu doğru değildir. Çünkü Hemmam telaffuzda yanılmış ve dili, sözü doğru olarak söylememiş olsa bile Katade'den kan akıtmanın nasıl yapılacağını ve bu konunun ona sorulduğunda o şekilde cevap verdiğini aktarmıştır. Bunda ise hiçbir yönden pelteklik ihtimali yoktur. Şu halde kan akıtma sözü burada bir yanılgı ise bu, ya Katade'den ya da Hasan el-Basri'den kaynaklanmıştır. Kan akıtma sözünü sabit görenler bu işlem akika kurbanının sünnetlerindendir, diyorlar. Bu görüş Hasan el-Basri ve Katade'den rivayet edilmiştir. Malik, Şafii, Ahmed ve İshak gibi kan akıtmayı yasaklayanlar ise diyorlar ki: ''ve kan akıtılır" sözü hatadır, doğrusu "...ve ad konur" olacaktır. Bu kan akıtma işi cahiliye halkının adetlerindendi, İslam bunu ibtal etti. Böyle olduğunun delili Ebu Davud'un Büreyde b. Husayb'dan aktardığı şu rivayettir. Büreyde anlatıyor: Cahiliye devrinde iken birimizin erkek çocuğu dünyaya geldiğinde bir koyun keser, bebeğin başını koyunun kanıyla bulaştırırdı. Allah, İslam'ı getirince bir kovun kesip bebeğin başını tıraş ederek başına safran sürer olduk. Her na kadar senedinde, rivayeti dedil kabul edilmez bir ravi olan Hüseyn b. Vakıd var ise de bu hadis, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çocuktan ezayı gideriniz." hadisiyle birlikte düşünülürse -ki kan bir ezadır- Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sahabilere, eza verecek bir şeyi çocuğa bulaştırmalarım nasıl emretmiş olabilir? Malumdur ki Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hasan ve Hüseyn için akika kurbanı olarak birer koç kesmiş; ama onlara kan bulaştırmamıştır. Kan bulaştırma ne Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sünneti, ne de ashabının adetidir. Yeni doğmuş bir çocuğun başını pislemek nasıl O'nun sünneti olabilir ki? O'nun sünneti arasında bunun şahidi bir benzeri nerede? Bu ancak cahiliye halkına layıktır.

 

 

3- Akika Konusundaki Hadisler:

 

a) Hasan ve Hüseyin İçin Birer Koç Kesilmesi:

 

Soru: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hasan ve Hüseyin adına akika kurbanı olarak birer koç kesmiş olması, başa baş (yani herbir çocuk için bir kurban) kesmenin O'nun sünneti olduğunu gösterir. Abdülhak el-İşbili'nin sahih saydığı ibn Abbas ve Enes'ten gelen bir hadise göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) akika kurbanı olarak Hasan adına bir koç ve Hüseyin adına bir koç' kesmiştir. Hasan, Uhud savaşı senesi (hicretin üçüncü yılı Miladi 624), Hüseyin ise ertesi sene dünyaya gelmişti.

 

Tirmizi'nin rivayet ettiği bir hadise göre Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hasan adına akika kurbanı olarak bir koyun kesti ve: "Ey Fatıma! Çocuğun başını tıraş et ve saçının ağırlığınca gümüşü yoksullara sadaka olarak dağıt." buyurdu. Kesilen saçları tarttık, bir dirhem yahut bir dirhemin bir kısmı kadar geldi. Bu hadisin senedi muttasıl olmasa da Enes ile İbn Abbas*in rivayet ettikleri hadisler kifayet eder. Akika bir kurban kesme ibadetidir. Bu yüzden bayramda ve temettü haccında kesilen kurbanlar gibi kişi başına bir kurbandır.

 

 

b) Erkek İçin İki, Kız İçin Bir koyun Kesilmesi:

 

Cevap: Erkek çocuk için iki koyun, kız çocuk için bir koyun kesilmesini ifade eden hadisler şu sebeplerden ötürü kabule daha şayandır:

 

1. Bunu ifade eden hadislerin çokluğu: Bu hadislerin ravileri Hz. Aişe, Abdullah b. Amr, Ümmü Kürz el-Kabiyye ve Esma'dır.

 

Ebu Davud'un rivayetine göre Ümmü Kürz diyor ki: Allah Rasulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkek çocuk için birbirine kıymetçe e$it iki koyun, kız çocuk için bir koyun" buyurduğunu işittim. Ebu Davud diyor ki: Ahmed'in: "(Hadisin Arapça aslında geçen) mükafeetani sözü, birbirine denk yahut birbirine yakın anlamına gelir" dediğini işittim.

 

Ben derim ki: Bu kelime hem "mükafeetani=birbiriyle denkleştirilen" şeklinde "f" harfinden sonra "e" ile, hem de "mükafietani = birbirine denk olan" şeklinde "f" den sonra "i" ile okunabilir. Muhaddisler birinci şekli tercih ediyorlar. Zemahşeri: "İki rivayet arasında bir fark yoktur. Zira senin, kendisine denk olduğun kimse sana denk olmuş demektir." diyor.

 

Yine Ebu Davud, Ümmü Kürz'ün şöyle dediğini rivayet eder: Allah Rasulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kuşları yumurtaları üzerinde birakm" buyurduğunu işittim. Ayrıca O'nun: "Erkek çocuk için birbirine kıymetçe eşit iki koyun, kız çocuk için bir koyun kurban ediniz. Koyunların erkek yahut dişi olmalarının size bir zararı olmaz." buyurduğunu da duydum.

 

Yine Ümmü Kürz, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkek çocuk için birbirine misil iki koyun, kız çocuk için bir koyun" buyurduğunu nakleder. Tirmizi: "Bu hadis sahihtir" diyor.

 

Amr b. Şuayb'ın bu konuda babasından, onun da dedesi (Abdullah b. Amr)dan rivayet ettiği hadis yukarıda geçti.

 

Hz. Aişe'den gelen rivayete göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara erkek çocuk için birbirine kıymetçe eşit iki koyun, kız çocuk için ise bir koyun kesmelerini emretmiştir. Tirmizi: "Bu hadis hasen-sahihtir" diyor.

 

İsmail b. Ayyaş'ın Sabit b. Aclan - Mücahid - Esma senediyle rivayetine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkek çocuk için birbirine kıymetçe eşit iki koyun, kız çocuk için bir koyun kurban edilir." buyurmuştur Mühenna diyor ki: Ahmed'e: "Esma kimdir?" diye sordum. "Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma olmalıdır" cevabını verdi.

 

Hallal'ın kitabında kaydedildiğine göre Mühenna diyor ki: Ahmed'e dedim ki, Halid b. Hıdaş - Abdullah b. Vehb - Amr b. Haris - Eyyub b. Musa - Yezid b. Abd el-Müzeni - babası Abd el-Müzeni senediyle rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Erkek çocuk için akika kurbanı kesilir, başına kan sürülmez." buyurdu ve yine buyurdu ki: "Devede fera vardır. Davarda fera' vardır." Bu hadisi kendisine aktardığımda Ahmed: "Hadisi bilmiyorum. Ne Abd b. Yezid el-Müzeni'yi tanıyorum, ne de bu hadisi biliyorum" dedi. "Hadisi münker mi, görüyorsun?" diye sorduğumda ise: "Hadisi bilmiyorum" dedi. Hasan ve Hüseyin -Allah onlardan razı olsun- ile ilgili olay bir tek hadistir.

 

2- Akika kurbanı olarak bir kurban kesmeyi ifade eden hadis Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fiilidir; iki kurban kesmeyi ifade eden hadisler ise O'nun sözüdür. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sözleri umumi anlam taşır, fiilleri ise kendisine mahsus olma ihtimali taşırlar.

 

3. İki koyun kesileceğini ifade eden hadisler fazlalık içermektedirler. Bu yüzden onları esas almak daha kabule şayandır.

 

4. Fiil caizliğe, söz müstehaplığa delalet eder. Her ikisini esas almak mümkündür. Şu halde ikisinden birini geçersiz saymaya bir sebep yoktur.

 

5. Hasan ve Hüseyin için kurban kesme kıssası Uhud savaşının yapıldığı sene ve ondan sonraki sene meydana gelmişti. Ümmü Kürz ise -Nesai'nin Sünen-i Kübra'sında yazdığına göre- rivayet ettiği hadisi Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hicretin altıncı yılı Hudeybiye anlaşmasının yapıldığı sene, Hasan ve Hüseyin için akika kurbanı kesilmesinden (çok) sonra işitmiştir.

 

6. Muhtemeldir ki, Hasan ve Hüseyin kıssasıyla kesilecek hayvanın cinsi beyan edilmek istenmiş ve akika kurbanının koçlardan kesileceği bildirilmiştir. Yoksa yalnız bir kurban kesilir denmek istenmemiştir. Nitekim Hz. Aişe: "Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kurban bayramında hanımları adına inek kesti. Hanımlarının sayısı dokuzdu." demiştir ki, onun bu sözden maksadı, kesilen hayvanın cinsini belirtmektir, yoksa yalnız bir tane kesildiğini söylemek değildir.

 

7. Allah Teala erkeği, dişiye üstün kılmıştır. Nitekim bir ayette "Erkek, kadın gibi değildir" buyurmuştur. [Al-i İmran, 37] Bu üstünlüğün icabı erkek, hükümlerde kadına tercihlidir. Şeriat bu üstün tutma işini şahitlik, miras ve diyet konularında bir erkeği iki kadına eşit sayarak getirmiştir. Aynı şekilde akika kurbanı da bu hükümlere katılmıştır.*

 

8. Akika kurbanı, çocuk adına köle azad etmeye benzemektedir. Çünkü çocuk, akikasına rehindir. Akika kurbanı onu bundan kurtarır, azad eder. Erkek için iki, kız için bir koyun kesilmesi daha uygundur. Nitekim iki kadın köleyi azad etme bir erkek köle azad etme yerine geçer. Bu husus Tirmizi'nin Sünen'inde ve başka kaynaklarda Ebu Umame'den rivayet edilen hadiste şöylece ifade edilmektedir. Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Herhangi bir müslüman kişi, müslüman bir köle azat ederse bu onun Cehennem'den kurtuluşu olur. Azat ettiği kölenin her bir uzvu, onun bir uzvuna bedel olur. Herhangi bir müslüman kişi, müslüman iki kadın köle azad etse, bu kadınlar onun Cehennem'den kurtuluşu olur. O kadınların her bir uzvu, o kimsenin bir uzvuna bedel olur. Herhangi bir müslüman kadın, müslüman bir kadım kölelikten azad etse bu azad ettiği kadın, onun Cehennemden kurtuluşu olur. Azad edilen kadının her bir uzvu onun bir uzvuna bedel olur." Bu hadis sahihtir.

 

 

4- Akika Etinden Yemek:

 

Ebu Davud'un, el-Merasii adlı eserinde Cafer b. Muhammed aracılığıyla onun babasından rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hz. Fatıma'nın Hasan ve Hüseyin -Allah onlardan razı olsun- için kestiği akika kurbanı hakkında: "Ebenin evine bir but gönderin. Kurbanın etinden hem siz yeyin, hem de başkalarına yedirin. Hayvanın hiçbir kemiğini kırmayın." talimatını verdi.

 

 

5- Kendisi İçin Akika Kesmesi:

 

ibn Eymen'in Enes'ten (r.a.) rivayet ettiği bir hadise göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine peygamberlik geldikten sonra kendisi için akika kurbanı kesti. Bu hadisi Ebu Davud, Mesail adb eserinde Ahmed b. Hanbel - Heysem b. Cemil - Abdullah b. Müsenna - Sümame - Enes senediyle: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi için akika kurbanı kesti." şeklinde kaydediyor. Ahmed hadisi Abdullah b. Muharrer - Katade - Enes senediyle yine "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi için akika kurbanı kesti." şeklinde rivayet etti. Mühenna diyor ki: Ahmed; "Bu hadis münkerdir." dedi ve Abdullah b. Muharrer'in 2ayıf olduğunu söyledi.

 

 

6- Çocuğun Kulağına Ezan Okuması:

 

Ebu Davud'un rivayetine göre Ebu Rafi' diyor ki: Hz. Ali'nin oğlu Hasan'm, annesi Hz. Fatıma (r.a.) tarafından dünyaya getirildiğinde Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun kulağına namaz ezanı okuduğunu gördüm.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

E) ÇOCUKLARA AD KOYMA VE SÜNNET EDİLMELERİ KONUSUNDA HZ. PEYGAMBER'İN (S.A.) TUTUMLARI