UMDETU’L

AHKAM

KÖLE AZADI

 

MÜDEBBER KÖLENİN ALIM-SATIMI

 

4314-5811- Bize Ebu Rabi', Süleyman b. Davud el-Ateki tahdis etti, bize Hammad -yani b. Zeyd- tahdis etti, o Amr b. Dinar'dan o Cabir b. Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Ensar'dan bir adam kölesinin ölümünden sonra hür olduğunu söyledi. Ondan başka bir malı da yoktu. Bu husus Nebi (s.a.v.)'e ulaşınca: "Bunu benden kim satın alır" buyurdu. O köleyi Nuaym b. Abdullah sekiz yüz dirheme satın aldı ve bu meblağı ona ödedi.

 

Abd, dedi ki: Cabir b. Abdullah'ı: Bu Kıpti bir köle idi, geçen sene vefat etti derken dinledim.

 

 

4315-59/2- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim de İbn Uyeyne'den tahdis etti, Ebu Bekr, dedi ki: Bize Süfyan b. Uyeyne tahdis edip, dedi ki: Amr, Cabir'i şöyle derken dinledi: Ensardan bir adam başka hiçbir malı bulunmadığı halde bir kölesini ölümünden sonra hür olmak şartı ile azad etti. Rasulullah (s.a.v.)'de onu sattı.

 

Cabir, dedi ki: O köleyi İbnü Nehham satın aldı. O İbn Zubeyr'in emirliği sırasında geçen sene vefat etmiş Kıpti bir köle idi.

 

Açıklama:

 

(4314) "Ensardan bir adam ölümünden sonra hür olmak üzere bir kölesini azad etti. .. " Hadisteki ölümünden sonra onu azad etti ifadesinin anlamı kölesine: Benim ölümümden sonra sen hürsün demesi ile olur. Böyle demeye "tedbir" adı verilir. Çünkü o köle hakkında özgürlük hayatın akabinde gerçekleşir. Ensardan olan bu zatın adı Ebu Mezkur, ölümden sonra hürriyetine kavuşturulan bu kölenin adı da Yakub olduğu söylenir.

 

Bu hadis-i şerifte Şafii'nin ve ona muvafakat edenlerin müdebber kölenin efendisinin ölümünden sonra satılması -bu hadis dolayısı ile- caizdir diyenlerin görüşlerinin lehine ve azad edilmesi vasiyet edilen köleye kıyas olmak üzere bir delalet bulunmaktadır. Çünkü bu şekilde vasiyet edilen bir kölenin satılması icma ile caizdir. Bunu caiz kabul edenler arasında Aişe, Tavus, Ata, Hasen, Mücahid, Ahmed, İshak, Ebu Sevr ve Davud (radıyallahu anhum) da bulunmaktadır. Ebu Hanife ve Malik -Allah ikisinden de razı olsun- ve ilim adamlarının ve Hicaz, Şam ve Kufeli selefin büyük çoğunluğu ise -yüce Allah'ın rahmeti onlara- müdebber kölenin satılması caiz değildir demişlerdir.

 

Bunların açıklamalarına göre Nebi (s.a.v.) bu köleyi efendisinin ödemekle yükümlü olduğu bir borcu karşılığında satmış idi. Nitekim Nesa! ve Darakutni'nin kaydettikleri bir rivayette: "Nebi (s.a.v.) O zata:

Sen bunun (bedeli) ile borcunu öde" buyurmuştur. Bu kanaatte olanlar derler ki: O kölenin bedelini sahibine onunla borcunu ödemesi için vermiştir. Bazı Maliki alimleri ise Ensar'dan olan o zatın bundan başka bir malı bulunmadığından ötürü Resulullah (s.a.v.) onun bu tasarrufunu reddetmiştir diye yorumlamışlardır. Bu yorumu yapan kişi de şunları eklemektedir: İşte malının tamamını tasadduk eden kimsenin tasarrufu bu şekilde geri çevrilir. Ama bu yorum zayıftır hatta batıldır. Doğrusu malının tamamını tasadduk eden kimsenin tasarrufunun geçerli olduğudur.

 

Kadı Iyaz -yüce Allah'ın rahmeti ona-, dedi ki: Benim kanaatime göre doğruya daha yakın olan Resulullah (s.a.v.)'in bu işi onun halini gözetmek maksadı ile yaptığıdır. Çünkü kendisine geride hiçbir mal bırakmamıştı.

Doğru olan ise bizim az önce kaydettiğimiz şekilde hadisin zahirine göre anlaşılması ve efendi hayatta bulunduğu sürece müdebber kölenin her durumda satılmasının caiz olduğudur. Allah en iyi bilendir.

Müslümanlar tedbir (denilen köleyi ölümden sonra şartına bağlı olarak) azad etmenin sahih olduğunu icma ile kabul etmişlerdir. Şafii, Malik ve cumhurun görüşüne göre ise bu durumdaki bir kölenin hürriyetine kavuşturulması terikenin üçte birinden hesap edilir. Leys ve Züfer -yüce Allah'ın rahmeti onlara- şöyle demişlerdir: Bu, ana malın tamamından azad edilir.

 

Bu hadis-i şeriften imamın yönetimi altındakileri maslahat ve menfaatlerine olanı dikkate alması gerektiğine ve onlara kendileri için daha kolay gelen hususları emredeceğine, fesh edilmesi mümkün olan kendilerine zararlı olan tasarrufları iptal edip, geçersiz kılacağına delil bulunduğu gibi müdebber kölenin satılmasının caiz olduğuna da delil bulunmaktadır. Şu an için bu husus üzerinde icma gerçekleşmiş bulunmaktadır. Daha önceleri ise seleften bazılarının zayıf bir görüş ayrılıkları vardı.

 

"Onu Nuaym b. Abdullah satın aldı." diğer rivayette (4315) Onu İbn Nahham satın aldı" şeklindedir. "en-Nehham" nun harfi fethalı ve ha harfi şeddelidir. Bütün nüshalarda İbn Nehhan olarak kaydedilmiştir. İlim adamları ise: Bu bir yanlışlıktır. Doğrusu onu satın alanın en-Nehhan olduğudur. Çünkü satın alan kişi Nuaym'dir, o da en-Nehhan'ın kendisidir. Ona bu adın veriliş sebebi ise Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ben cennete girdim de orada Nuaym'in nahmesini duydum" dediğinden dolayıdır. Nahme ise ses demektir. Bunun öksürük demek olduğu, boğazını temizlerken çıkartılan sesin olduğu da söylenmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

 

BİTTİ  26 05 2021

 

 

ALLAH SENİ BAĞIŞLASIN

 

AMİN !!!