UMDETU’L

AHKAM

KURBAN BÖLÜMÜ

 

KURBAN KESMENİN VE VEKALET VERMEDEN KURBANLIĞI DOĞRUDAN KESMENİN, BESMELE VE TEKBİRİN MÜSTEHAB OLDUĞU BABI

 

5060-1711- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Ebu Av€me, Katade'den tahdis etti, o Enes'den şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (s.a.v.) boynuzlu, beyaz renkli iki koç kurban etti. Her ikisini de kendi eli ile kesti. Besmele çekti, tekbir getirdi. Ayağını da boyunlarının üzerine koydu.

 

Açıklama:

 

(5060) "Nebi (s.a.v.) beyaz, renkli ve boynuzlu iki koç kurban etti. .. ayakları ile boyunlarının üzerine bastı."

 

İbnu'l- Arabi ve başkaları dedi ki: Emlah, halis beyaz renkli demektir. Asmai ise az miktarda siyahlık bulunan beyaz renklidir derken Ebu Hakim: Beyazına kırmızının çaldığı renktir demiştir. Bazıları da: Üzerinde kırmızılık bulunan siyah renkli demektir demiştir. Kisai dedi ki: Beyaz ve siyah renkli olmakla birlikte beyazı çok olandır, Hattabı dedi ki: Yünü arasında yer yer siyah tabakalar bulunan beyaz renkli demektir. Davudi ise: Siyah ve beyaz olmak üzere tüyü değişene denilir demiştir.

"Ekraneyn: Boynuzlu" yani bu koçların her birisinin güzel iki boynuzu vardı demektir.

 

iIim adamları boynuzlu koç müstehaptır demişlerdir.

Bu hadiste bir kimsenin birkaç kurbanlığı kurban etmesinin caiz olduğu ve boynuzlu olanın müstehab olduğu hükmü vardır. İlim adamları yaratılıştan boynuzu bulunmayan ve "ecem" denilen hayvanı kurban etmenin caiz olduğunu icma ile kabul etmiş olmakla birlikte boynuzu kırılmış olanın hükmü hakkında ihtilaf etmişlerdir. Şafii, Ebu Hanife ve cumhur caiz kabul etmiş ve kanayıp kanamaması arasında bir fark yoktur demişlerdir. Malik'de kanamakta ise mekruh görmüş ve bunu bir kusur olarak değerlendirmiştir.

 

İlim adamları iyi ve güzel kurbanlıkları ve daha mükemmelolanlarını seçmenin müstehab olduğunu ittifakla kabul ettikleri gibi Bera'nın hadisinde sözü edilen dört kusurdan birisinin bulunması halinde o hayvanın kurban edilemeyeceği üzerinde de icma etmişlerdir. Söz konusu bu kusurlar hastalık, oldukça zayıf olmak, bir gözü kör, top allı ğı açıkça belli olacak şekilde topal olmaktır. Aynı şekilde bu manada ya da daha çirkin olan kusurlar da bu hükümdedir. Kör olmak, bir ayağın kopuk olması ve benzeri kusurlar gibi. Bera'nın bu hadisini Buharı ve Müslim Sahihlerinde tahric etmemişlerdir. Ama bu sahih bir hadis olup bunu Ebu Davud, Tirmizı, Nesai ve onların dışındaki Sünen sahipleri sahih ve hasen çeşitli sebeplerle rivayet etmişlerdir. Ahmed b. Hanbel de: Bu ne kadar güzel bir hadistir demiştir. Tirmizı de: Hasen sahih bir hadistir demiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Rasulullah (s.a.v.)'in: "Beyaz renkli (iki koç)" ifadesi ise ktirbanlığın renginin güzelolmasının müstehab olduğu hükmünü ifade eder. Bu hususta icma etmişlerdir. Mezheb ''alimlerimiz dedi ki: Renklerin en faziletlisi beyaz sonra sarı sonra boz renkli olandır demişlerdir. Sonra da bir kısmı siyah bir kısmı beyaz sonra da tamamen siyah olandır.

 

Diğer hadisteki (5064) "Siyah içinde basan, siyah içinde çöken, siyah içinde bakan" ifadeleri de şu demektir: Karnı, ayakları ve gözlerinin etrafı siyah olan demektir. Allah en iyi bilendir.

 

"Onları kendi eli ile kesti." Buradan da kişinin kendi kurbanlığını bizzat kendisinin kesmesinin ve onları kesmesini başkasına vekalet yolu ile vermemesinin müstehab olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bir mazeret sebebi ile vekalet vermesi ise müstesnadır. Bu durumda ise kendisinin kurbanlığının kesilmesinde hazır bulunması müstehaptır. Kurbanlığını kesmek üzere Müslüman birisine vekalet vermesinin caiz olduğunda görüş ayrılığı yoktur. Eğer kitap ehli olan birisine vekalet verirse tenzihen mekruh olur ve kurbanı geçerli olur. Vekalet verenin kurban kesme işi de gerçekleşmiş olur. Hem bizim hem genelolarak ilim adamlarının kabul ettiği kanaat budur. Ancak Malik'den gelen iki rivayetten birisi bundan müstesnadır. O bunu caiz kabul etmemektedir. Bununla birlikte küçük bir çocuğa ya da ay hali bir kadına vekalet vermesi de caizdir. Fakat küçük çocuğa vekalet vermek mekruhtur. Ay hali kadına vekalet vermesinin kerahati hususunda ise iki görüş vardır. Mezheb alimlerimizin dediklerine göre ay hali olan bir kadına vekalet vermek çocuğa göre daha uygundur. çocuğa vermek de kitap ehli olan birisine vekalet vermekten daha uygundur. Yine Mezheb ''alimlerimiz der ki: Vekalet veren kimse için daha faziletli olan Müslüman, kesim ve kurbanlıklar hususunda fıkhi bilgisi yerinde olan birisine vekalet vermesidir. Çünkü böyle bir kimse bunların şartlarını ve sünnetlerini daha iyi bilir. Allah en iyi bilendir.

 

"Besmele çekti" böylelikle kurban ve diğer hayvanların kesiminde besmele çekileceği tespit edilmiş olmaktadır. Bunun üzerinde icma vardır. Ama bu şart mıdır yoksa müstehab mıdır bu hususta görüş ayrılığı vardır ki açıklaması Av Kitabı'nda geçti.

 

"Tekbir getirdi." Burada da besmele çekmekle birlikte tekbir getirmenin müstehab olduğu hükmü de anlaşılmaktadır. Bunun için bismillahi vallahu ekber der.

 

''Ayağını boyunlarının üzerine koydu. " Yani boyunlarının yan tarafı üzerine koydu. Böyle yapmasının sebebi ise daha sağlam tutması ve kesilen hayvanın boynunu hareket ettirmesine imkan tanımaması içindir. Çünkü başını hareket ettirirse kesme işini tamamlamasına ya da kesene eziyet vermesine engelolur. Bu hadis, böyle bir işi yasaklayan hadisten daha sahihtir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İÇECEKLER