UMDETU’L

AHKAM

TALAK / BOŞANMA

 

BİLEREK BABASINI İNKAR EDEN KİMSENİN İMANlNIN DURUMUNU BEYAN BABI

 

214-112/1- Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti. .. İbn Bureyde Yahya b. Ya'mer'den rivayet ettiğine göre Ebu'l-Esved kendisine Ebu Zerr'den tahdis etti. Buna göre o Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinlemiştir:

 

"Kendi babasını bildiği halde babasından başka birisinden olduğunu iddia eden bir kimse, mutlaka kafir olur. Kendisinin olmayan bir şeyi (kendisinindir diye) iddia eden bizden değildir. Cehennem ateşindeki yerine hazırlansın. Bir adamı -böyle olmadığı halde- kafir diye -yahut: Allah'ın düşmanı diye, dedi- çağıranın, o sözü mutlaka onun üzerine döner. "

 

Açıklama:

 

Rasulullah (s.a.v.)'in (212): ''Adam kardeşine kafir derse ... " (213) diğer rivayette: "Herhangi bir adam kardeşine kafir derse ... " (214) diğer rivayette ise: "Babasını bildiği halde ondan başkasından olduğunu iddia eden bir adam ... " şeklindeki bu hadis, bazı ilim adamları tarafından zahirinin kastedilmemiş olması bakımından müşkil (açıklanması zor) hadislerden saymıştır çünkü hak ehlinin mezhebine (kabul ettiği görüşe) göre Müslüman bir kimse öldürmek ve zina etmek gibi masiyetler sebebiyle kafir olmaz. İslam dininin batıl olduğu inancına sahip olmamak şartıyla kardeşine kafir demesi de böyledir. Bu açıklamamız bilinen bir husus olduğuna göre şunu da belirtelim ki, bu hadisin teviliyle ilgili çeşitli açıklamalar yapılmıştır:

 

1- Hadis böyle bir sözü söylemeyi helal kabul eden hakkında yorumlanmıştır. Böyle bir kişi kafir olur. Buna göre "onunla döner" ifadesi küfür sözüyle döner demek olur. (214): "Üzerine döner" ibaresinin anlamı da budur. Bu da "üzerine döner" ile aynı anlamdadır. Yani küfür onun üzerine döner. Buna göre her üç hadiste de kullanılan farklı üç lafız aynı anlamı taşımaktadır.

 

2- Bu açıklamaya göre hadisin anlamı, onun kardeşini eksik ve küçük görmesi ve kardeşinin kafir olduğunu söyleme masiyeti onun üzerine döner, şeklindedir.

 

3- Bu hadis mü'minlerin kafir olduklarını söyleyen Hariciler hakkında yorumlanır. Bu açıklama şeklini de Kadı Iyaz (rahimehullah) İmam Malik b. Enes'ten nakletmiş olmakla birlikte zayıf bir görüştür çünkü çoğunluğun ve muhakkiklerin ifade ettikleri tercih edilen doğru görüş, Haricilerin diğer bid'at ehli gibi tekfir edilmeyecekleri doğrultusundadır.

 

4- Hadisin anlamı bu sebeple sonunda küfre varır şeklindedir çünkü masiyetler -ilim adamlarının dedikleri gibi- küfrün postasıdır. Çokça masiyet işleyen kimsenin bu masiyetlerin uğursuzluğu sebebiyle sonunda küfre kadar gideceğinden korkulur. Bu açıklamayı destekleyen hususlardan birisi de Ebu Avane el-İsferayini'nin el-Muharrac ala Sahih-i Müslim adlı eserinde geçen şu rivayettir:

 

"Eğer dediği gibi ise (mesele yok), değilse kendisi küfür ile döner." bir diğer rivayette ise: "Kardeşine ey kafir derse küfür ikisinden birisi hakkında vacip olur" buyurulmuştur.

 

5- Kardeşine kafir demesi (tekfiri) onun üzerine döner. Gerçek anlamda ona dönen küfür değil, tekfirdir (kafir olduğunu söylemektir) çünkü mü'min kardeşini kafir diye isimlendirmiştir. Kendi kendisine kafir demiş gibi olur. Bu da ya kendisi gibi olan bir kimseye kafir dediğinden dolayı böyledir yahut İslam dininin geçersiz olduğuna inanan kafir bir kimseden başkasının kafir olduğunu söylemediği bir kimseye kafir dediğinden dolayıdır.

 

Nebi (s.a.v.)'in kendisinin babasından başkasından olduğunu iddia eden kimse hakkında "Onun babası olmadığın! bilerek iddia ederse kafir olur" buyruğuna gelince. Bununla ilgili olarak da iki yorum yapılmıştır:

 

1- Böyle bir hüküm bunu helal kabul eden kimse hakkındadır .

 

2- O nimeti, iyiliği, yüce Allah'ın hakkını ve babasının hakkını inkar etmiş birisi demektir. Yoksa burada kastedilen kişiyi dinin dışına çıkartan küfür değildir. Nitekim Nebi (s.a.v.) (kadınlar hakkında): "Onlar kafirlik ederler (nankörlük ederler, küfran-z nimette bulunurlar)" buyruğu da böyledir. Sonra kendisi bunu onların iyilikleri nankörlük ederek inkar etmek, kocaların yaptıkları iyilikleri de reddetmek olarak yorumlamıştır.

Babasından başkasından olduğunu iddia etmek ise, nesebinin o başkasından olduğunu söyleyip, onu baba edinmek demektir. Allah Rasulünün "bildiği halde" şeklindeki kaydı ise mutlaka gerekli ve zorunlu bir kayıttır çünkü günah ancak bir şeyi bilen kişi hakkında söz konusu olur.

 

"Kim kendisinin olmayan bir şeyi (kendisinindir diye) iddia edecek olursa bizden değildir" buyruğu hakkında ilim adamları da şu açıklamayı yapmıştır:

 

Yani böyle bir kimse bizim hidayet yolumuz ve izlemekte olduğumuz güzel yolumuz üzerinde değildir. Bu da bir kimsenin oğluna, sen benden değilsin, demesi gibidir.

 

Rasulullah (s.a.v.)'in: "Cehennem ateşindeki yerine hazzrlansın" Cehennemde inip konaklayacağı yere insin, orada konaklasın, yahut orada konaklamaktan sakınsın, anlamındadır. İfade ise ya bir duadır yahut emir anlamında bir haberdir. İkincisi bu husustaki iki görüşün güçlü olanıdır. Bu da bu onun yaptığının karşılığıdır demek olur, ona bu cezanın verilmesi de, affedilmesi de mümkün olduğu gibi, tevbe muvaffakiyeti nasip olarak bunun cezası ondan düşebilir de.

Bu hadisten anlaşıldığına göre kendisinin olmayan bir şeyin kendisine ait olduğuna dair iddiada bulunmasının haram oluşu her şey hakkında söz konusudur. O şey ile alakalı başkasının hakkının taalluk edip etmemesi arasında da bir fark yoktur.

 

Bundan anlaşılan bir diğer hüküm de hakimin kendisi lehine gerçekte hak sahibi olmadığı bir hükmü verecek olursa onu alması onun için helal olmaz. Yüce Allah en iyi bilendir.

 

Rasulullah (s.a.v.)'in (214): "Kim de bir adamı kafir diye çağırırsa ... üzerine döner" buyruğuna gelince, buradaki istisna lafzının anlam için olduğu söylenmiştir ki, bunun açıklaması da şudur: Kim ona böyle derse mutlaka o dediği onun üzerine döner. Birincisine atfediimiş olma ihtimali de vardır yani "babasından başkasından olduğunu iddia eden bir adam" lafzı ile alakalıdır. Bu durumda istisna lafız hakkında söz konusu olur. "Allah'ın düşmanı" ibaresindeki "düşman" anlamındaki lafzı iki şekilde zaptettik (harekeledik) ref ve nasb olmak üzere.

 

Nidayı esas alarak nasb daha tercih edilir ki, bu da "ey Allah'ın düşmanı" demek olur. Ref ile okunması ise mübtedanın haberi kabul edilmek suretiyle olur. Yani o Allah'ın düşmanıdır. Nitekim diğer rivayette "Kardeşine kafir derse" ibaresindeki "kafir" kelimesini ref ve tenvin ile hazfedilmiş bir mübtedanın haberi olarak zaptettik (harekeledik). Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

SÜT EMZİRME