UMDETU’L AHKAM |
KADİR GECESİ |
KADİR GECESİNİN FAZİLETİ, BU GECEYİ ARAŞTIRMANIN TEŞVİK
EDİLDİĞİ, GECENİN YERİNİN VE ONU ARAYIP BULMANIN EN ÇOK ÜMİT EDİLDİĞİ ZAMANIN
BEYANI |
2761-213/9- Bize Kuteybe b. Said de tahdis etti, bize Bekr -ki o b. Mudar'dırİbnul Harb'dan tahdis etti. O Muhammed b. İbrahim'den, o Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan, o Ebu Said el-Hudri'den
(radıyallahu anh)'tan şöyle
dediğini rivayet etti: Rasulullah (s.a.v.) Ramazan'ın
ortasında ki on günde mücairlik yapardı (itikafda bulunurdu). yirmi gün geçip
te yirmi birinci günü karşıladımı
evine geri dönerdi. Onunla birlikte aynı şekilde mücavirlik (itikM) yapanlar da dönerdi. Sonra o bir ayda evine dönmeyi
alışkanlık haline getirdiği o gecede yine mücavirlik yaptı, insanlara bir hutbe
verdi; onlara Allah'ın dilediği şekilde emirler verdikten sonra şöyle buyurdu:
"Ben önceleri bu on günde mücavirlik yapıyordum; sonra ise bu son on günde
mücavirlik yapmam hatırıma geldi, bu sebeple kim benimle birlikte itikafta
bulunmuş ise; o da benimle bereber itikaf yeptığı yerde geceyi geçirsin. Hem ben bu geceyi gördüm,
sonra bana o unutturuldu. Bu sebeple siz o geceyi, son kalan on günün her tek
gecesinde arayınız. Ben kendimin su ve çamur içinde secde ettiğini
gördüm."
Ebu Said el-Hud
ri dedi ki: Yirmi birinci gece üzerimize yağmur yağdı
ve Rasulullah (s.a.v.)'in namaz kıldığı yerde mescid damladı. Sabah namazını bitirdiğinde, ona baktığımda
yüzünün çamur ve su ile ıslanmış olduğunu gördüm.
Açıklama:
(2761) Rasulullah (s.a.v.): "Benimle itikafta bulunan, itikaf
etiği yerde geceyi geçirsin" nüshaların bir
çoğunda bir yerde gece kalmak an lamındaki kökten "felyebit"
şeklindedir, bazılarında ise sebat göstermek kökünden "felyesbut"
bazıları ise kalmak anlamındaki kökten "felyelbes"
şeklindedir. Bundan sonra gelecek olan (2762) ikinci rivayette: "Ancak o,
itikaf ettiği yerde sebat göstersin" lafzı nüshaların bir çoğunda sebat
göstermekten gelen bir lafız olarak peltek 's' harfi iledir. Bazılarında ise
gece kalmaktan "felyebit" şeklindedir.
"Mu'tekef" de itikaf yapılan yer anlamındadır.
"Mescid damladı" yani yağmur suyu sebebi ile tavanı
aktı.
Ebu Said el-Hudrı
(radıyallahu anh)'ın: "Sabah namazını bitirdiğinde, ona baktığımda yüzü
çamur ve sudan ıslanmıştı" Buharı dedi ki: el-Humeydi
bu hadisi namaz kılan bir kimsenin namaz esnasında alnını silmemesinin sünnet
olduğuna delil gösterirdi. İlim adamları da böyle demiştir: Namaz esnasında
alnını silmemesi müstehabtır. Bu ise alna bulaşan bu
gibi şeylerin alın terinin yere temas etmesine engelolmayacak
kadar basit bir şey olması hakkında yorumlanır çünkü buna engelolacak
kadar çok olursa alna bitişik bir engel üzerinde secde olmaz diyen Şafii ve ona
muvafakat edenlerin kanaatine göre artık böyle bir secde sahih olmaz.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: