UMDETU’L AHKAM |
ZEKAT |
ZEKAT |
Zekilt ve Zekilta Dair Bazı Hususlar
Zekat, sözlükte artıp çoğalmak,
arındırıp temizlemek demektir. Çünkü zekat sayesinde görülmeyen bir cihetten
mal artar. Aynı zamanda zekat, zekatı eda eden kimseyi günahlardan tertemiz
edip arındırır.
Zekatın ecri yüce Allah nezdinde artıp çoğalır diye de açıklanmıştır.
Şeriatta zekata bu adın
veriliş sebebi ise sözlük anlamının muhtevasından dolayıdır. Zekatın zekat
vereni temizlediğinden ve imanının sıhhatine tanıklık ettiğinden dolayı bu
ismin verildiği de söylenmiştir. ilim adamlarının dediklerine göre zekata "sadaka"denilmesi ise sadaka veren kimsenin (tasdik
edilmesi gerekenleri) tasdik ettiğine delil oluşundan, zahiri ve batıni ile de imanının sıhhatine delil teşkil etmesinden
dolayıdır.
Kadı Iyaz
dedi ki: el-Mazerı -yüce Allah'ın rahmeti ona- dedi
ki: Şeriat, zekatın koruyup gözetmek üzere farz kılındığını ve kollayıp gözetmenin
ise ancak kayda değer bir malda söz konusu olacağını, Bunun da nisab miktarı olduğunu bize anlatmış bulunmaktadır. Sonra şeriat
koyucu zekatı sabit mallarda öngörmüştür. Bunlar ise aynı mallar, ekinler ve
davarlardır. ilim adamlarının icmaı ile bütün bu türlerde
zekat vacip (farz)'dir. Bunun dışındakilerde ise -ticaret
malları gibi- ihtilaf etmişlerdir. Cumhur "anız" denilen ticaret
mallarında zekatın vacip olduğunu söylemişlerdir. Davud
ise Nebi (s.a.v.)'in: "Kişiye kölesi ve atı dolayısı ile sadaka (zekat yükümlülüğü)
yoktur" hadisine dayanarak zekatının olmayacağını söylemiştir. Cumhur ise
bu hadiste söz konusu edilen köle ve ata zekat düşmemesini ticaret maksadı ile
değil, mülk edinmek maksadı ile (ihtiyacı için) edinenler hakkında yorumlamışlardır.
Ayrıca şeriat, başkasını
görüp gözetmeye elverişli olacak şekilde her türde nisabı sınırlandırıp
belirlemiş bulunmaktadır. Gümüşün nisabı beş ukyedir.
Bu da hadis nassı ve icma
ile ikiyüz dirhemdir.
Altının nisabı yirmi miskaldir. icma ile bu husustaki
uygulama budur. Bu konuda şaz bir görüş ayrılığı nakledilmiş olmakla birlikte
yine bu hususta Nebi (s.a.v.)'den de hadis varid olmuştur.
Ekin, meyve ve davarlara
gelince, bunların nisapları da bilinmektedir. Şeriat nisap miktarını malın
sebep olduğu külfet ve yorgunluğa göre düzenlemiştir. Yorgunluk ve emeğin en
ileri derecesini ve en aşağı sınırını göz önünde bulundurmuştur. Rikaz (gömü ve maden gibi) de diğerleri kadar emek söz
konusu olmadığından ötürü zekatı beşte birdir. Ondan sonra ekin ve diğer
mahsuller gelir. Eğer bunlar yağmur ve benzeri sularla sulanıyorsa bunlarda
zekat miktarı onda birdir, değilse onda birin yarısıdır. Bundan sonra altın, gümüş
ve ticaret gelir ki bunlarda da uşrun çeyreği (kırkta
bir) zekat düşer. Çünkü sene boyunca bunlarla çalışıp uğraşmak gerekir. Bunlardan
sonra ise davarlar gelir. Buniar hakkında ise önceki
türlerden farklı olarak 'vekas denilen çeşitli zekat
dilimlerinin arasındaki miktarlar da söz konusu olur. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: