UMDETU’L AHKAM |
CENAZE |
İHRAMLI KİMSE ÖLÜRSE ONA NE YAPILIR BABI |
2884-94/2- Bize
Ebu'r-Rabi' ez-Zehrani de tahdis etti, bize Hammad, Amr b. Dinar ve Eyyub'dan
tahdis etti, o Said b. Cübeyr'den, o İbn Abbas (radıyallahu anh)'dan şöyle
dediğini rivayet etti. Bir adam Arafatta Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte
vakfede iken ansızın devesinden düştü -Eyyub ya boynunun kırılması sureti ile
ölümüne sebep oldu dedi yahut da anında ölmesine sebep oldu dedi. Amr ise:
Boynunun kırılması sebebi ile ölümüne sebep oldu- dedi. Bu husus Nebi
(s.a.v.)'e söylenince o: "Onu su ve sidr ile yıkayın ve iki parça ile onu
kefenleyin. Onu tahnitlemeyin. (Hanut denilen kokular sürmeyin) başını da örtmeyin.
-Eyyub dedi ki-: Çünkü şüphesiz Allah kıyamet gününde onu telbiye eden olarak
diriltecektir dedi. Amr ise: "Şüphesiz Allah kıyamet gününde onu telbiye
getirdiği halde diriltecektir" dedi.
2883-93/1- ... Said b.
Cübeyr'den, o İbn Abbas (radıyallahu anh)'dan, o Nebi (s.a.v.)'den rivayet
ettiğine göre bir adam devesinden düştü ve boynu kırılıp öldü. Bunun üzerine:
"Onu su ve sidr ile yıkayın, üzerindeki iki elbisesi ile (ihramı ile)
kefenleyin, başını örtmeyin. Çünkü şüphesiz Allah onu kıyamet günü telbiye
getirdiği halde diriltecektir" diye buyurdu.
2888-98/5- Bize Ebu
Kureyb de tahdis etti. .. İbn Abbas (r.a.)'dan rivayete göre bir adamı ihramlı
olduğu halde devesi düşürmüş ve boynu kırılıp ölmüştü. Bunun üzerine Rasulullah
(s.a.v.): "Onu su ve sidr ile yıkayınız, üzerindeki iki parça elbise ile
onu kefenleyiniz, başını da yüzünü de örtmeyiniz. Çünkü o muhakkak kıyamet
gününde telbiye eden olarak diriltilecektir. "
Açıklama:
Bu babta İbn Abbas
(radıyallahu anh)'ın (2883,2884) "Bir adam Arafatta Neb: (s.a.v.) ile
birlikte vakfede iken ... kıyamet gününde telbiye getiren olarak
diriltilecektir" diğer bir rivayette (2884) "devesinden düştü ve
deves: boynunun kırılıp ölmesine sebep oldu -yahut derhal ölmesine sebep oldu-
bir diğer rivayette ise: "Devesi onu düşürüp boynunun kırılıp ölmesine
sebep oldu-
bir başka rivayette
(2884) "Onu iki parça elbise ile kefenleyin, ona hamut koymayın
(kokulamayın) ... telbiye getirerek diriltilecektir" başka bir rivayette
(2888) "Yüzünü de başını da örtmeyin" bir diğer rivayette (2889)
"Çünkü o kıyamet gününde saçlarını zamklayıp taranmış olarak
diriltilecektir"denilmektedir.
Bütün bu rivayetlerde
Şafii, Ahmed, İshak ve onlara muvafakat edenlerin ihramlı bir kimse öldüğü
taktirde ona dikişli elbise giydirmek (dikişli elbise ile onu kefenlemek) de
başını örtmek de caiz olmadığı, ona hoş koku sürülmeyeceği şeklindeki
görüşlerinin lehine açık bir delildir. Malik, Evzai, Ebu Hanife ve başkaları
ise böyle birisine hayatta olana yapılan muamelenin aynısı yapılır (o da ihramlı
hükmündedir). Ama bu hadis onların görüşlerini reddetmektedir.
Rasulullah
(s.a.v.)'in: "Onu su ve sidr ile yıkayınız" buyruğu ölünün yıkanması
esnasında sidr kullanmanın müstehab olduğuna delildir. Bu aynı zamanda bizim
mezhebimizin görüşüdür. Tavus, Ata, Mücahid, İbnu'lMünzir ve başkaları da böyle
demişlerdir. Malik, Ebu Hanife ve başkaları ise bunu kabul etmemektedirler.
"Yüzünü de başını
da örtmeyin" ihramlının hayatta iken başının örtülmesinin haram olduğu
üzerinde icma vardır. Yüzünün örtülmesine gelince Malik ve Ebu Hanife yüzü de
başı gibidir demişlerdir. Şafii ve cumhur ise yüzü hakkında ihram söz konusu
değildir. Aksine o yüzünü örtebilir. Ama kadın için yüzün açılması vaciptir.
Hayatta olan ihramlının hükmü budur.
Ölmüş ihramlının
hükmüne gelince, Şafii mezhebine ve ona uygun kanaat belirtenlere göre az önce
geçtiği gibi başını örtmek haramdır ama yüzünü örtmek haram değildir, yüzünün
hükmü hayatta iken hükmü ne ise öyle kalmaya devam eder. Bu hadis-i şerif ise
yüzünün örtülmesi yasağını yüz olduğu için değil başın açıkta kalmasını
sağlamak maksadı iledir diye yorumlanır. Çünkü yüzünü örtecek olurlarsa başını
örtmeyeceklerinden emin olamazlar. Ayrıca bu hadisin bu şekilde tevil edilmesi
de kaçınılmazdır. Çünkü Malik, Ebu Hanife ve onlara muvafakat edenler şöyle
derler: Ölenin başının da yüzünün de örtülmesine engel olunmaz. Şafii ve ona
muvafakat edenler ise yüzü örtmek mübahtır derler. O halde hadisin tevil
edilmesi kaçınılmaz bir hal almaktadır.
Rasulullah
(s.a.v.)'in: "Onu iki parça elbisesi ile kefenleyiniz" bir diğer
rivayette ise: "İki parça elbise ile" buyruğu ile ilgili olarak Kadı
Iyaz şunları söylemektedir: Rivayetlerin çoğu: "Onun iki parça
elbisesi" şeklindedir.
Bu hadisten
çıkartılacak bir takım hükümler vardır. Bazıları şunlardır:
1. Ölmüş kişi hakkında
ihram hükmü kalmaya devam eder diyen Şafii'nin ve ona muvafakat edenlerin
görüşlerinin lehine delil vardır.
2. Giyilmiş
elbiselerle kefenlemek caizdir ve bu hususta icma bulunmaktadır.
3. İki parça elbisenin
kefen olması caiz olmakla birlikte efdal olan kefenin üç parça olmasıdır.
4. Kefen ölenin borcu
ile terikedeki diğer haklardan önceliklidir. Çünkü Nebi (s.a.v.) Bunun, malının
tamamını kuşatacak kadar borcu olup olmadığını sormamıştır.
5. Öleni kefenlemek
vaciptir ve bu müslüman hakkında icma ile kabul edilmiş bir hükümdür. Aynı
şekilde onu yıkamak, namazını kılmak, defnetmek de böyledir.
"Vekasa"
boynu kırıldı demektir. Vekasathu ile evkasathu da aynı anlamdadır.
"Feekhasathu"
yani derhalonun ölümüne sebep oldu. Koyunların yakalandığı bir hastalık sebebi
ile aniden ölmeleri hakkında da bu fiil kullanılır.
Rasulullah
(s.a.v.)'in: "Çünkü o kıyamet gününde telbiye getiren, saçlarını
zamklayarak taranmış ve telbiye getirerek diriltilecektir" şeklindeki
tabirlerinin anlamı şudur: O öldüğü hal üzere beraberinde haccın alameti
bulunduğu halde diriltilecektir. Bu ise kıyamet gününde şehidin damarlarından
kan damladığı halde gelmesi gibi faziletine delalet eder. Ayrıca bu ifadelerde
ihram lı iken telbiye getirmeyi sürdürmenin müstehab olduğuna, saçları zamk
gibi bir şeylerle taramanın müstehab olduğuna delil vardır.
"Onu
tahnitlemeyin" ona yani tanut sürmeyin. Tinat da denilir ki bu da
özelolarak ölen için bir araya getirilen ve başkası için kullanılmayan hoş koku
karışımıdır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
CENAZEYİ GÖMMEKTE
ELİ ÇABUK TUTMAK BABI