UMDETU’L

AHKAM

KÜSUF

 

KÜSUF NAMAZı İçİN: "ES-SALATE CAMİATEN" DİYE SESLENMEYE DAİR BİR BAB

 

2114-24/5- Bize Ebu Amir el-Eşari, Abdullah b. Berrad ve Muhammed b. el-Ala tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Usame, Bureyd'den tahdis etti, o Ebu Burde'den, o Ebu Musa'dan şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında güneş tutuldu. Kıyamet kopacak korkusu ile telaşla derhal yerinden kalktı ve mescide gitti. Kalkıp namaza durdu. En uzun kıyam, rüku ve sücu du yaparak namaz kıldı. Böylesini başka hiçbir namazda yaptığını görmedim. Sonra da şöyle buyurdu: ''Allah'ın gönderdiği bu ayetler hiç şüphesiz herhangi bir kimsenin ölümü ya da hayatı dolayısı ile olmazlar. Ama Allah bunları kulları kendileri ile korkutmak üzere gönderir. Bu ayetlerden herhangi birisini görecek olursanız derhalonu zikretmeye, ona dua edip ondan mağfiret dilemeye koşunuz.

 

İbnu'l-Ala'nın rivayetinde (hasafeti'ş-şemsu yerine, aynı anlamda:) kesefeti'şşemsu şeklindedir. Ayrıca o ("kendileri" ile anlamındaki "biha" lafzını kulanmadan ) "kullarını korkutur" demiştir.

 

Açıklama:

 

(2114) "Kıyamet kopacak korkusu ile derhal telaşla yerinden kalktı" kıyametin mutlaka kıyamet öncesinde gerçekleşmesi gereken bir takım alametlerinin bulunması ve henüz bunların meydana gelmemiş olması itibari ile bu ifadelerin açıklanması zor görülebilir. Güneşin battığı yerden doğması, Dabbe'nin, ateşin, Deccal'in çıkması, Türklerle savaşılması ve buna benzer kıyametten önce mutlaka meydana gelmesi gereken Şam'ın, Irak'ın, Mısır'ın ve başka yerlerin fethedilmesi, Kisra'nın hazinelerinin yüce Allah yolunda infak edilmesi, Haricilerle savaşılması ve buna benzer sahih hadislerde meşhur olan çeşitli hususların henüz meydana gelmemiş olması buna örnektir.

 

Buna çeşitli şekillerde cevap verilebilir. Bu cevaplardan birisi şudur: Bu güneş tutulmasının Nebi (s.a.v.)'e bu hususların bildirilmesinder. önce meydana gelmiş olma ihtimali vardır.

 

İkincisi, Allah Rasulü bu tutulmanın kıyametten önce gerçekleşecek bir takım alametlerden birisi olduğundan korkmuş olabilir.

Üçüncüsü, hadisi rivayet eden Nebi (s.a.v.)'in bu halin kıyametin kopması olacağından korkmuş olacağını sanmış olabilir. Onun böyle bir kanaate kapılması ise Nebi (s.a.v.)'in gerçekten böyle bir şeyden korkmuş olmasını gerektirmez. Aksine Nebi (s.a.v.) sadece namaz ve buna benzer küsuf ile alakalı diğer işleri yapmak üzere çıkmakta acele etmiştir. Bir tür ceza olacağından korkmuş olması da mümkündür. Nitekir. şiddetli rüzgar estiği zaman hoşlanmadığı yüzünden anlaşılır ve bunun bir aza olacağından korkardı. İstiska kitabının sonlarında geçtiği gibi. Ravi bundan fark:.: bir kanaate kapılmış olabilir. Ama onun bu zannına itibar edilmez.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

İSTİSKA BÖLÜMÜ