UMDETU’L AHKAM |
NAMAZ |
CUMA NAMAZI -
NAMAZDA BİR VE İKİ ADIM ATMANIN CAİZ OLDUĞU BABI |
1216-44/1- Bize Yahya b.
Yahya ve Kuteybe b. Said tahdis etti. İkE Abdulaziz'den rivayet etti. Yahya dedi ki: Bize Abdulaziz b. Ebu Hazim babasından haber verdiğine göre birkaç kişi Sehl b. Sa'd'ın yanma geldi.
Minber hususunda ve minberin hangi tür ağaçtan yapıldığı hakkında birbirleriyle
tartışmslardı. O şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki
ben onun hangi ağaçtan yapıldığını ve onu kimin yaptığını biliyorum. Rasulullah (s.a.v.)'i üzerine oturduğu ilk günde de
görmüştüm.
(Ebu
Hazim) dedi ki: Ben ona, ey Ebu
Abbas bize anlatır mısın dedim. O şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v.) bir kadına -Ebu
Hazim dedi ki:
Sehl o gün o kadının adını da vermişti- şöyle bir haber
gönderdi: "Şu marangoz kölene bir bak da bana üzerine çıkıp insanlara
hitap edeceğim basamaklar yapsın" buyurdu.
O da şu üç basamağı
yaptı. Sonra Rasulullah (s.a.v.)'in emri ile bu
basamaklar şu yere konuldu. Bu basamaklar el-Gabe denilen
yerde yetişen ılgın ağaçlarındandI. Ben Rasulullah (s.a.v.)'in minberin üzerine çıkıp, tekbir
getirdiğini, insanların da onun arkasından -o minber üzerinde olduğu halde-
tekbir getirdiklerini gördüm. Sonra başını kaldırıp, gerisin geri indi ve
nihayet minberin dibinde secde etti. Sonra tekrar çıktı ve namazını bitirinceye
kadar böyle yaptı. Sonra da cemaate yüzünü çevirerek: "Ey insanlar, benim
bunu yapmamın sebebi sizin de bana uymanız ve benim namaz kılzş
şeklimi öğrenmeniz içindir" buyurdu.
Açıklama:
Bu babta
Rasulullah (s.a.v.)'in minber üzerinde namaz kılması
ve minberin dibinde secde edinceye kadar geri geri
inmesi sonra da tekrar namazı bitirinceye kadar aynı işi yaptığına dair hadis-i
şerif yer almaktadır.
İlim adamları dedi ki:
Değerli minber üç basamaktır. Nitekim Müslim de rivayetinde bunu açıkça ifade
etmiştir. Nebi (s.a.v.) iki adımla minberin dibine indikten sonra yanında
secdeye vardı.
Bundan çeşitli
hükümler çıkmaktadır:
1- Minber edinmek müstehabtır.
2- Hatib
ve benzeri konumda olan kimselerin minber ya da ona
benzer yüksekçe bir şey üzerinde durmaları müstehabtır.
3- Namazda az fiil
işlemek (amel-i kalil) caizdir. Çünkü iki adım
atmakla namaz bozulmaz ama bir ihtiyaç olmadıkça daha uygunu bu işi
yapmamaktır. Şayet bir ihtiyaç sebebiyle yapılırsa bunda -Nebi (s.a.v.)'in
yaptığı gibi- kerahet yoktur.
4- İkiden fazla adım
ve benzeri çok iş (amel-i kesir) dağınık yapılırsa namaz bozulmaz çünkü
minberden inmek ve çıkmak tekrarlanmış bir iştir. Bunların toplamı çok ise de
kısım kısım dağılmaları halinde bunların her biri az
bir fiil olur.
5- İmamın cemaatin
bulunduğu yere göre daha yüksekçe bir yerde namaz kılması caizdir ama bir
ihtiyaç olmaksızın imamın cemaatten, cemaatin de: imamdan daha yüksek bir yerde
bulunması mekruhtur. Eğer cemaate namaz fiillerini öğretmek gibi bir ihtiyaç
sebebi ile olursa mekruh olmaz hatta bu hadis dolayısıyla müstehabtır,
aynı şekilde imama uyan bir kişi diğer cemaate imamın namazını duyurmak isterse
ve bunun için yükseğe çıkma gereğini duyarsa hüküm yine böyledir.
6- İmam cemaate
namazın fiillerini öğretir ve bunu yapması namazına menfi tesirde bulunmaz.
Böyle bir iş ibadette başkasını ortak yapmak türünden sayı.:maz,
aksine onlara sesini duyurmak üzere yüksek sesle tekbir alması gibidir.
"Minber hakkında
tartıştılar." Yani ayrılığa düştüler, çekiştiler. Dil bilginle:. der ki:
Minber sözü yükselmek anlamındaki "nebr"
den türemiştir.
"Rasulullah (s.a.v.) bir kadına ... diye haber gönderdi.
Bunu Suheyl b. Sa'd böylece
rivayet etmiştir. Buhari'nin Sahihinde ve başka
kaynaklarda Cabir'in rivayeti de şöyledir:
"Kadın: Ey Allah'ın Rasulü, üzerinde oturacağın
bir şey yaptırayım mı çünkü benim marangoz bir kölem var dedi Allah Rasulü: "İstersen yaptırabilirsin" buyurdu. Kadın
da minberi yap(tır)dı. Bu rivayet Zahiri itibariyle Suheyl'in rivayetinden farklıdır. Her iki rivayet şöylece
tevil edilebilir: Kadın ilk olarak Rasulullah
(s.a.v.)'e bu teklifi yaptı sonra da Nebi (s.a.v.)'e ona haber göndererek bu
dediğini gerçekleştirmesini istedi.
"O da bu üç
basamağı yaptı." Bu Rasulullah (s.a.v.)'in mir,
berinin üç basamaktan ibaret olduğuna dair açık bir ifadedir.
"O Gabe denilen yerde yetişen ılgın ağacındandır." Tarfa, (ılgın) lafzı Buhfu. ve
başka kaynaklarda (Tarta yerine) "EsI"
şeklindedir, Tarfa ile aynı şeydir. Gabe ise Medine'nin Avali kısmında bilinen bir yer adıdır.
"Sonra kalktı ve
geri geri indi ve secdeye vardı." Başını rükudan
kaldırdı demektir. Geri geri gitmek (el-kahkara) arkaya doğru yürümek demektir. Geri geri yürümesi ise sırtını kıbleye dönmemesi içindir.
"Benim nasıl
namaz kıldığımı öğrenmeniz içindir." Böylelikle Nebi (s.a.v.) (namaz
içindeki). hareketleri (sahabesine) öğretmek maksadıyla. minbere çıkıp namaz
kıldığını açıklamıştır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: