UMDETU’L AHKAM |
NAMAZ |
RÜKU VE SÜCUDDA SÖYLENECEKLER BABI |
1085-217/3- Bize Zuheyr
b. Harb ve İshak b. İbrahim tahdis etti. .. o Aişe'den şöyle dediğini nakletti:
Rasulullah (s.a.v.) rüku ve sücudunda: "Subhanekellahumme Rabbena ve bi hamdik
Allahummağfirli: Allah'ım, Rabbimiz seni tesbih eder ve sana hamd ederiz.
Allah'ım bana mağfiret buyur" tesbihini çokça söylerdi. Kur'an'ın emrine
uymak için böyle yapıyordu.
1086-218/4- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: ... Aişe dedi ki:
Rasulullah (s.a.v.) vefat etmeden önce: ''Allahumme subhaneke ve bi hamdik
estağfiruke ve etubu ileyk: Allah'ı m, seni hamdinle her türlü eksiklikten
tenzih ederim. Senden mağfiret dilerim, sana tövbe ederim" sözlerini çokça
söylerdi.
Ben: Ey Allah'ın Rasulü
yeni söylemeye başladığını gördüğüm bu sözler nedir, dedim. O: "Ümmetim
hakkında bana bir alamet verildi. O alameti görünce o sözü söyle (diye
emredil)dim." Bu ise "Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman"
(diye başlayan) -sonuna kadar- Nasr suresidir" buyurdu.
1087-219/5- Bana
Muhammed b. Rafi' tahdis etti. .. Aişe dedi ki: Rasulullah (s.a.v.)'e:
"Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman" (diye başlayan Nasr suresi)
nazil olduktan sonra bir namaz kılıp da dua etmediğini yahut o namazda
"subhaneke Rabbı ve bi hamdik Allah um mağfirli: Rabbim seni her türlü
eksiklikten tenzih ederim, sana hamdederim. Allah'ım bana mağfiret buyur"
demediğini görmedim.
Açıklama:
Bu Hadisten Şu
Hükümler Çıkarılmaktadır: 1 - Secde halinde dua teşvik edilmiştir.
2- Secde kıyamdan ve
namazın sair rükünlerinden daha faziletlidir diyenlerin görüşlerinin lehine
delil vardır.
Bu mesele hakkında üç
görüş vardır: Secdenin uzun yapılması ve rüku ile sücudun çokça yapılması daha
faziletlidir. Bunu Tirmizı ve Beğavı bir topluluktan rivayet etmişlerdir.
Secdenin uzun yapılmasının daha faziletli olduğunu söyleyenler arasında İbn
Ömer (radıyallahu anh) da vardır.
İkinci görüş Şafii
(rahimehullah) ile bir topluluğun görüşüdür. Buna göre kıyamın uzatılması daha
faziletlidir çünkü Müslim'in sahihinde yer alan Cabir'in rivayet ettiği hadise
göre Nebi (s.a.v.): "En faziletli olan namaz kunutu uzun olan
namazdır" buyurmuştur. Kunuttan maksat ise ayakta durmak, kıyam etmektir
çünkü kıyamda yapılan zikir kıraattir, secde halinde yapılan zikir de
tesbihtir. Kıraat ise daha faziletlidir çünkü Nebi (s.a.v.)'den nakledilen
rivayetlerde belirtildiği üzere o kıyamı secdeden daha uzun tutardı.
Üçüncü görüşe göre ise
her ikisi de aynıdır. Ahmed b. Hanbel-Allah'ın rahmeti ona- bu mesele hakkında
hüküm vermekten kaçınmış ve herhangi bir şey söylememiştir. İshak b. Rahuye der
ki: Gündüzün rüku ve sücudun çokça yapılması daha faziletlidir. Geceleyin ise
kıyamın uzun tutulması daha faziletlidir. Ancak kişinin geceleyin belli bir
miktar Kur'an okumayı adet edinmiş olma hali müstesnadır. Bu durumda rüku ve
sücudu çoğaltmak daha faziletlidir çünkü o hem Kur'an'dan belli bir miktar
okur, hem de çokça rüku ve sücud yapmak karını elde eder. Tirmizi dedi ki:
İshak'ın böyle demesinin sebebi Nebi (s.a.v.)'in gece namazını kıyamı uzun
tutmakla nitelendirilmiş olmasıdır fakat onun namazını geceleyin uzun tuttuğu
anlatıldığı gibi, gündüzün de uzattığı nakledilmemiştir. Allah en iyi bilendir.
Arap dili bilginleri
ve başkaları der ki: Tesbih Allah'ı eksikliklerden tenzih etmek demektir.
"Subh€me" lafzı mastar olarak nasb edilmiştir. Buna göre
subhanallah'ın anlamı Allah'ın sonradan yarattığı varlıkların her türlü
eksiklik ve sıfatından uzak ve münezzeh olduğunu söylemek, demektir.
Derler ki:
"Hamdinle" sözü de yani seni hamdinle tesbih ettim, demektir. Bu da
senin bana verdiğin tevfik, hidayet ve bana olan lütfun ile ben seni eksiklikte
.. tenzih ederim, yoksa kendi güç ve takatimle bunu yapıyor değilim.
Tesbih ile Yüce
Allah'a bu nimet sebebiyle şükredilmekte ve bu nimet itiraf edilerek dile
getirilmekte, her türlü iş, yüce Allah'a havale edilmekte, bütün fiillerin onun
olduğu bildirilmektedir. Allah en iyi bilendir.
"Senden mağfiret
diler, sana tövbe ederim." Bu ifadelerde estağfiruke ve etubu ile yk:
senden mağfiret diler, sana tövbe ederim, demenin caiz hatta müstehab olduğunun
delili vardır ama seleften bazı kimselerden yalancı sayılmaması için bunun
mekruh olduğunu söyledikleri nakledilmiştir. Bu kanaatte olanlar:
Bunun yerine kişi
Allahummağfirli ve tub aleyy: Allah'ım bana mağfiret buyur ve bana tövbe etmeyi
nasip et, demelidir, demişlerdir. Bu kişinin söylediği:
Allahummağfirli ve tub
aleyy sözünün güzelolduğunda hiçbir şüphe yoktur ama kişinin estağfirullahe ve
etubu ileyh demesinin mekruh olduğu iddiası kabul edilemez. Ben bu meseleyi
el-Ezkar adlı eserimin istiğfar babında delilleriyle zikretmiş bulunmaktayım.
Allah en iyi bilendir.
O günahları
bağışlanmış birisi olduğu halde "Allah'ım, günahımın tamamını bana
bağışla" diye dua etmesi ubudiyet, Allah'ın emrine itaat, yüce Allah'a
muhtaç olduğunu bildirmek kabilindendir. Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: