UMDETU’L AHKAM |
NAMAZ |
TEŞEHHÜDDEN SONRA NEBi (S.A.V..)'E SALAvAT GETİRMEK BABI |
ilim adamları namazda
son teşehhüdden sonra Nebi (s.a.v.)'e salavat getirmenin vücubu hususunda
ihtilaf etmişlerdir. Ebu Hanife ve Malik -yüce Allah'ın rahmeti onlara- ile
büyük çoğunluk bunun sünnet olduğu. terk edilmesi halinde dahi namazın sahih
olacağı görüşünü kabul etmişlerdir. Şafii ve Ahmed -yüce Allah'ın rahmeti
onlara- ise bunun vacip olduğu, terk edilmesi halinde namazın sahih olmayacağı
görüşündedir. Bu kanaat aynı zamanda Ömer b. el-Hattab ve oğlu Abdullah
(radıyallahu anh)'dan da rivayet edilmiştir. Şa'bi'nin görüşü de budur.
Bir grup ilim adamı da
bu hususta Şafii -yüce Allah'ın rahmeti ona-'ni icmaa muhalefet ettiğini
söylemiş iseler de bu sözleri doğru değildir çünkü belirttiğimiz gibi bu aynı
zamanda Şa'bi'nin de görüşüdür. Bunu Beyhaki rivaye etmiş bulunmaktadır.
Bununla birlikte salavat getirmenin vacip olduğuna deli.. getirilmesi
kapalıdır, açık değildir.
Mezheb ''alimlerimiz
burada zikredilmiş bulunan Ebu Mes'ud el-Ensar. (radıyallahu anh)'nın rivayet
etmiş olduğu hadisi (906) delil göstermektedirler. Buna göre ashab: "Ey
Allah'ın Rasulü, sana nasıl salat getirelim, dediler. o: Allahumme salli ala
Muhammed ... deyiniz" buyurdu. Bu görüşü savunanlar derler ki: Emir vücub
ifade etmek içindir fakat ona diğer rivayet eklenmediği sürece bununla istidlal
açık değildir.
Öbür rivayette şöyle
denilmektedir: Namazımızda sana salavat getirecek olursak nasıl diyelim,
dediler. Allah Rasulü: "Allahumme salli ala Muhammedin ve alaali Muhammed
... deyiniz buyurdu." Bu fazlalık sahih olup bunu iki hafız imam Ebu Hatim
b. Hibban el-Busti ile Hakim Ebu Abdullah sahihlerinde rivayet etmiş olup,
Hakim: Bu sahih bir fazlalıktır demiştir. Ebu Hatim ile Ebu Abdullah yine bu
fazlalık lehine sahihlerinde Fedale b. Ubeyd (radıyallahu anh)'dar. diye
naklettikleri rivayeti de delil göstermişlerdir. Buna göre Resulullah (s.a.v.)
namaz kılıp, Allah'a hamdetmeyen, onun şanını tazim edip, yüceltmeyen, Nebi
(s.a.v.)'e salavat getirmeyen bir adamı görünce Allah Rasulü bu adam acele
etti, buyurduktan sonra onu çağırarak: "Sizden biriniz namaz kılacak
olursa önce Rabbine hamd ve ona sena etmekle başlasin. Neb: (s.a.v.)'e salavat
getirsin ve dilediği duayı yapsın. " buyurdu.
Hakim: Bu Müslim'in
şartına göre sahih bir hadistir, demiştir.
Bu iki hadis her ne
kadar Allah Rasulünün aline, zürriyetine salavat getirmek ve dua etmek gibi
icma ile vacip olmayan hususları da kapsıyor olsa dahi bunları delil
göstermenin önünde engel yoktur. Çünkü emir vücub ifade etmek içindir. Bir
delile bağlı olarak emrin kapsamı içerisine giren bazı hususlar eğer dışarıda
kalacak olursa geri kalan kısım vacip olmak özelliğini korumaya devam eder.
Allah en iyi bilendir.
Bizim Mezheb alimlerimize
göre vacip olan salavat, Allahumme salli ala Muhammed, demekten ibarettir.
Bundan fazlası ise sünnettir.
Bizim mezhebimizde şaz
bir görüş daha vardır ki, buna göre Allah Rasulünün aline de salat getirmenin
vacip olduğudur ama bu görüşün bir değeri yoktur. Allah en iyi bilendir.
Nebi (s.a.v.)'in ali
hususunda da ilim adamları farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Bunların en
güçlü olanları -aynı zamanda el-Ezheri ile onun dışındaki diğer muhakkiklerin
tercih ettiği görüştür- ümmetin tamamını teşkil ettikleridir. İkinci görüşe
göre ise Allah Rasulünün ali Haşimoğulları ile Muttalib oğullarıdır, üçüncü
görüşe göre ise ehl-i beyti ve onun zürriyetidir. Allah en iyi bilendir.
907-66/2- .. .İbn Ebi
Leyla'yı şöyle derken dinledim: Ka'b b. Ucre benimle karşılaştı ve: Sana bir
hediye vereyim mi, dedi. Rasulullah (s.a.v.) yanımıza çıkıp geldi. Biz: Sana
nasıl selam vereceğimizi biliyoruz. Peki, sana nasıl salat getirelim, dedik.
Şöyle buyurdu: "Allahumme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed kema
salleyte ala ali İbrahim inneke hamidun mecid. Allahumme barik ve ala
Muhammedin ve ala ali Muhammed kema barekte ala ali İbrahim inneke hamidun
mecid, deyiniz. "
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
SON TEŞEHHÜDDEN
SONRA DUA ETMEK - NAMAZDA ALLAH'A NELERDEN SIĞINILACAĞI BABI