UMDETU’L AHKAM |
NAMAZ |
NAFİLE NAMAZIN CEMAATLE KILINMASININ HASIR, SECCADE,
ELBİSE (ÖRTÜ) VE DAHA BAŞKA TEMİZ ŞEYLER ÜZERİNDE NAMAZ KILMANIN CAİZ OLDUĞU
BABI |
1497-266/1- Bize Yahya
b. Yahya tahdis edip dedi ki: ... Onun Enes b.
Malik'ten rivayet
ettiğine göre ninesi Muleyke hazırladığı bir yemeğe Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i davet etti. O yemekten yedikten sonra:
"Kalkın size namaz kıldırayım" buyurdu. Enes
b. Malik dedi ki: Ben de kalkıp uzun bir süre kullanıldığından ötürü kararmış
bir hasmmızı aldım. Üzerine su serptim. Rasulullah (s.a.v.) kalktı, ben ve ye tim arkasında saf
durduk. Yaşlı kadın ise bizim arkamızda durdu. Rasulullah
(s.a.v.) bize iki rek'at namaz kıldırdıktan sonra
ayrıldı.
Açıklama:
Hadis-i şeriften
anlaşılan hükümlere gelince:
1- Düğün ziyafeti
olmasa dahi davete icabet edilir. Böyle bir davete icabet etmenin meşru olduğu
hususunda görüş ayrılığı yoktur ama buna icabet etmek vacip mi, farz-ıkifaye mi yoksa sünnet mi olduğu hususunda görüş ayrılığı
vardır. Bu hususta hem bizim Mezheb alimlerimizin,
hem başkalarının meşhur görüş ayrılığı vardır. Hadisin zahirinden anlaşılan ise
vacip olduğudur. Yüce Allah'ın izniyle ilgili babında yeri geldiğinde bunu
açıklayacağız.
2- "Kalkın size
namaz kıldırayım" buyruğundan:
a- Nafile namazın
cemaatle kılınmasının
b- Salih ve alim bir
kimsenin gittiği evde teberrüken namaz kılması caiz
olduğu anlaşılmaktadır.
Bazıları da şu
açıklamayı yapmaktadır: Belki de Nebi (s.a.v.) onlara böyle bir bereketten
yararlanmalarıyla birlikte namazın fiillerini göstererek öğretmek istemiş
olabilir çünkü kadının Rasulullah (s.a.v.)'in mesciddeki fiillerine tanık olması azdır. Bu sebeple
namazın fiillerine tanık olmasını namazı öğrenip, başkasına da öğretmesini
kastetmiş olabilir.
3- (1497) "Ben de
uzun süre kullanıldığından ötürü kararmış, bize ait bir hasırı almak üzere
kalktım ... sonra ayrıldım." Bunda hasır ve yerde biten başka şeyler
üzerinde namaz kılmanın caiz olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bu hususta icma vardır. Ömer b. Abdulaziz'den
buna muhalif olarak nakledilen rivayet ise bizzat yer üzerinde namaz kılmak
suretiyle tevazu göstermenin müstehab olduğu şeklinde
yorumlanır.
4- Elbiselerde,
yaygılarda, hasırlarda ve benzeri eşyalarda aslolan
temiz olmaları ve temizlik hükümlerinin necis
oldukları kesinlikle bilininceye kadar devam ettiğidir.
5- Cemaatle nafile
namaz kılmak caizdir.
6- Gündüzün kılınan
nafile namazlarda daha faziletli olan gece nafile namazında olduğu gibi ikişer ikişer kılınmalarıdır.
7- Mümeyyiz küçük
çocuğun namaz kılması sahihtir. Çünkü "ben ve yetim onun arkasında saf
tuttuk" demiştir.
8- Küçük çocuğun safta
duracağı belli bir yeri vardır. Mezhebimizin sahih ve meşhur olan görüşü bu
olduğu gibi, ilim adamlarının cumhuru da böyle demişlerdir.
9- İki kişi iseliri, imamın arkasında bir saf olarak dururlar. Bizim
mezhebimiz ve genelolarak bütün ilim adamlarının
görüşü budur. Ancak İbn Mes'ud
ve iki arkadaşı her ikisi imam la birlikte tek saf dururlar. İmam ikisinin
ortasında durur demişlerdir.
10- Kadın, erkeklerin
arkasında saf tutar. Eğer onunla birlikte başka bir kadın yoksa arka tarafta
kendisi tek başına durur.
11- Maliki mezhebine
mensup ilim adamları bu hadisi -hakkında meşhur bir görüş ayrılığı bulunan- şu
mesele hakkında delil göstermişlerdir: Bir kişi bir elbiseyi giymemek üzere
yemin etse, onu yere serse (ve -mesela- üzerinde dursa) onlara göre yeminini
bozmuş olur. Bize göre ise yeminini bozmuş olmaz. Onlar hadisteki "uzun
süre giyildiğinden (kullanıldığından)" ifadesini delil göstermişlerdir.
Mezheb ''alimlerimiz ise buna şöyle cevap verirler: Her bir
şeyin giyilmesi kendisine göredir. Bundan dolayı biz bu hadisteki "lubise" fiilini karine dolayısıyla yaymak şeklinde
yorumladık, çünkü anlaşılan budur. Oysa bir elbiseyi giymeyeceğine dair yemin
edenin hali böyle değildir çünkü örf sahibi kimseler elbisenin giyilmesinden
yayılması anlamını anlamazlar.
"Kararmış bir
hasır" ilim adamlarının dediklerine göre kararması, uzun süredir çokça
kullanılmasından dolayıdır. Üzerine su serpmesi ise yumuşaması içindir çünkü bu
hasır öbür rivayette açıkça ifade ettiği gibi hurma yapraklarından yapılmıştı.
Su serpmek suretiyle üzerinden toz ve benzeri şeylerin gitmesini sağlamak
istemişti. Kadı İsmail el-Maliki ve başkaları bunu böyle açıklamışlardır.
Kadı Iyaz dedi ki: Daha açık olan necis
olup olmadığından şüphe etmesi dolayısıyla bunu yaptığıdır. Bu onun necaset
şüphesi bulunan şeyler yıkanmadan üzerine su serpmekle temizleneceği şeklindeki
Mezheb görüşüne uygun bir açıklamadır. Bizim ve
cumhurun mezhebine göre ise temizlik (taharet) ancak yıkamakla gerçekleşir. Bu
sebeple tercih olunan birinci tevil (yorum, açıklama)dır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
GECE NAMAZINDA VE
KIYAMINDA DUA BABI