ŞÜF'A:
Özetle: Satılacak şey'i alma önceliği. Örneğin arsa, ev satarken
komşu önceliklidir, Ticaret malındaki payını satarken ortak almada
önceliklidir.
GENİŞ AÇIKLAMA:
Şufa; lugatta eklemek anlamındadır. Üç kökten
gelebilir:
1) Bir hisseyi öteki hisseye eklemek manasını
taşır. Ezan lafızlarını iki defa söylemeye ve iki rekatlı bir namaza da şef
denir.
2) Şufa tekin karşıtı olan çiftten
türetilmiştir. Ortağının hissesini şufa yoluyla alan kişi çift hisseye sahip
olmaktadır.
3) Şefaat kelimesinden türetilmiştir. Bu
takdirde, ortağın kendi hissesine diğer ortağının hissesini katması anlamını
taşır. İslam'dan önce ortaklardan biri hissesini satarsa, diğer komşu ortak
müşteriden kendisi almak isterdi.
Fıkıh dilinde şuf'a, bir ortağın, ortağının
sattığı malı parasını vererek almak hakkıdır. Başka deyişle şuf'a, bir akarın
(taşınmazın), müşteriye mal oluş fîyatı karşılığında müşteri istemese de ondan
alınmasıdır. Şufa fasid ya da sahih bir satıştan sonra sabit olur. Şufa hakkı,
Hanefi mezhebinde sırasıyla şu dört kişi için sabit olur.
a) Satılan bir akara ortak olan kimsenin şufa
hakkı vardır.
b) Satılan bir malın özel sulama hakkına ortak
olan kimsenin şufa hakkı vardır.
c) Satılan bir akarın özel yoluna ortak olan
kişinin de şufa hakkı vardır.
d) Akar sahibi bitişik komşu için de şufa hakkı
sabittir.
Bir evin duvarında kirişi olan ya da duvar
üzerindeki kirişten beraberce istifade eden kişi, komşu sayılır. Şufa hakkı,
şufa sahihlerinin adedine göredir, hisselerine göre değildir. Malikilerde ise
hisselerine göredir. Şufa sahibi hakkını üç şekilde talep eder:
1. Taleb-i Müvasebe: Satışın yapıldığını öğrenir
öğrenmez o mecliste şufa hakkını kullanacağını hareketleriyle göstermesi ya da
söylemesidir.
2. Taleb-i Takrir ve işhad: Akarın yanında veya
müşteriye ya da akar satanın elindeyse ona şöyle der: «Falanca bu evi satın
almıştır. Ben şufa hakkımı kullanarak orasını almak istiyorum, şahid olun.»
3. Taleb-i Husumet ve Temlik: Hakime «Falanca
falan evi satın almıştır. Benim şu sebepten dolayı orada şufa hakim var. Emret
de orasını bana tesli-metsin» demesidir. Genellikle talebin gecikmesiyle İmam
Ebu Hanife'ye göre şufa hakkı düşmez. Fetva böyledir, imam Muhammed'e göre
özürsüz bir ay tehir ederse şufa hakkı batıl olur (düşer).