ÜMMÎ:
Kitab okumamış, yazı yazmamış, kimseden ders görmemiş kimse.
Allahu teala Kur'an-ı kerîmde mealen buyurdu ki:
Onlar ki, yanlarında bulunan Tevrat ve İncîl'de ismini yazılı buldukları
O ümmî resule tabi olurlar. O (Resul) kendilerine iyiliği emrediyor, kötülükten
sakındırıyor... (Resulüm) de ki: "Ey insanlar! Gerçekten ben sizin
hepinize gelen, Allah'ın peygamberiyim. O Allah ki, yer ve göklerin tasarrufu
(idaresi) O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur, öldürür ve diriltir. Onun
için hem Allah'a hem de bütün kelimelerine îman eden o ümmî peygambere,
resulüne îman edin ve O peygambere uyun ki, doğru yolu bulasınız. (A'raf
suresi: 157,158)
Resulullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, ümmî idi.
Mekke'de doğup, büyüyüp belli kimseler arasında yetişip seyahat etmemiş iken,
Tevrat'ta, İncîl'de ve Yunan ve Roma devirlerinde yazılmış kitablarda bulunan
bilgilerden, hadiselerden haber ve rdi. Hicretin altıncı senesinde,Rum, İran ve
Habeş hükümdarlarına ve diğer Arap padişahlarına mektuplar gönderdi. (İmam-ı
Kastalanî)
Muhammed aleyhisselam ümmî olduğu halde, tarih, fen, ahlak,
siyaset ve sosyal bilgilerle dolu bir kitab ortaya koydu. Yalnız o kitaba
uyarak dünyaya adalet yaymış olan hükümdarların yetişmesine sebeb oldu.
Kur'an-ı kerîm, Muhammed aleyhisselamın muci zelerinin en büyüğüdür. (M. Sıddîk
Gümüş)