TEVBE:

 

1- TEVBE (Tövbe):

2- Tevbe-i İstigfar:

3- Tevbe-i Nasuh:

 

1- TEVBE (Tövbe):

 

Tevbe: Lügatta, dönmek, bir şeyden dönüş yapmak manasınadır.

 

Burada ise günah işlemekten dönüş yapmak anlamında kullanılmıştır.

 

Günahtan tevbe etmenin geçerli sayılabilmesi için üç rüknü ve temeli vardır. Bu rükün ve temeller oluşmadıkça tevbe geçerli olamaz, kabule şayan görülmez. Bu şartlar şunlardır:

Birincisi. İşlenen günahtan tamamen sıyrılmak, ona son vermektir.

İkincisi: O günahı işlemekten dolayı nedamet ve pişmanlık duymaktır. Tabii bu pişmanlığın dilde kalmayıp içten gelmesi gerekir.

Üçüncüsü: Bir daha o günahı işlememeye kesinlikle azmetmek, karar vermektir.

 

Şayet işlenen günah, bir kul hakkı ile ilgili ise hak sahibinden helallık almak veya o hakkı ödemek de dördüncu bir rükün olarak eklenir.

 

Tevbenin asıl temel ve en büyük rüknü günahtan nedamet ve pişmanlık duymaktır.

Bütün günahlardan tevbe etmek ve tevbe işini geciktirmemek tüm Alimlerce farz görülmüştür. İşlenen günah küçük olsun büyük olsun ondan tevbe etmeyi geciktirmek kesinlikle caiz değildir. Tevbe, İslamiyet'in önemli prensiplerindendir. Tevbe yukarıda anılan rükünlere tamamen uygun olarak edildiği takdirde Allah Teala'nın lutüf ve keremiyle kabulolunur. Ayetler. hadisler bunu gösterir. Ayrıca bu konuda icma' da vardır. Ancak şunu belirtmek gerekir. Allah hiç bir kimsenin tevbesini kabul etmek zorunda değildir. O. tamamen iradesiyle, yani dilemesi ve arzusuyla işlemleri gerçekleştirir. Hiç bir kuvvet O'nu herhangi bir şeye zorlayamaz.

 

Bir kimse işlediği günahtan usülüne uygun ve rükünlerine riayetle tevbe ettikten sonra o günahı şayet anlatırsa pişmanlığını yenilemesi gerekir mi, gerekmez mi? Bu hususta ihtilaf vardır. En ihtiyatlısı o günahı anlatmaması ve hatırladıkça, pişmanlık duymasıdır.

 

Bir kimse birden fazla günah işlemeye devam ederken bunlardan yalnız birisinden tevbe etmesi mümkündür. Yani diğer günaha devam etmesi buna mani değildir.

 

Bir kimse işlediği bir günahtan dolayı şartlarına uygun olarak tevbe ettikten bir süre sonra aynı günahı tekrar işlerse, onun birinci tevbesi bozulmaz. Ancak ikinci defa işlediği günah onun aleyhine yazılır.

 

Kafir bir kimsenin küfürden pişmanlık duyarak müslümanlığı kabul etmek süretiyle olan tevbesinin Allah katında kabul olunduğu kesinlikle bilinmektedir. Bu hususta Nass vardır. Fakat mu'min kişinin günahlardan ettiği tevbenin kabul olunması kesinlikle malum değil, zannedilir. Yani kabul olunması ihtimali yüzde ellinin üstündedir, yüzde yüz değildir. Ehl-i Sünnet alimlerinin bir kısmına göre bu da kesindir. İmamü'l-Haremeyn bunun kesin olmadığına dair görüşü tercih etmiştir. Nevevi de o görüşün daha sağlıklı oldugunu bildirmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

 

2- Tevbe-i İstigfar:

 

Kendini kusurlu görerek, günahlara tövbe etmek, Allahu tealadan af dilemek.

 

 

3- Tevbe-i Nasuh:

 

Sadık tövbe, Samimi tövbe. işlediği günahı bir daha yapmamak üzere tövbe etmek ve bu tövbesinde tam kararlı olmak.

 

Kur'an-ı kerîmde mealen buyruldu ki: Ey îman edenler! Günahlarınızdan Allahu tealaya tevbe-i nasuh ile tövbe ediniz. (Tahrîm suresi: 8)

 

 

 

S-BUHARİ’DEَ

 

S-MÜSLİM’DE