TENASUH:
Ölen kimsenin ruhunun
başka bir bedene geçtiğine dair, batıl, asılsız bir inanış. Bilhassa, Hindular
ve geçmiş milletler arasında yaygın idi.
Tenasüh, îmanı giderir, Tenasüh
vardır diyen, İslam dînine inanmamış olur. Yani müslümanlıktan çıkar. Ruhların,
cisim şekil alarak iş görmelerini, bazı kimseler tenasüh sanmıştır. Haşa ve
kella (asla), hiç tenasüh değildir. Yani ruhlar, başka bir bedene girmemiştir.
Bu hal, birçok
cahillerin ayaklarının kaymasına sebeb olmuştur. (İmam-ı Rabbanî)
Derezîlerin (Fatımî
hükümdarı Hakim biemrillah'ın ilah olduğuna ve onun vezîri Hamza'nın imamlığına
yani peygamberliğine inananların) îmanları sapıktur. Tenasuh'e inanırlar.
Şaraba ve zinaya helal derler. Öldükten sonra dirilmeye, namaza, oruca ve hacca
inanmazlar. (İbn-i abidîn)