İBAHA:
1. Bir şeyin kullanılıp
kullanılmaması, serbest olma hali.
Bir kimseyi yemeğe
çağırınca, önüne konan şey ibaha olur. Ancak yediği mülk olur. Başkalarına
veremez. (İbn-i Abidîn)
2. Yedirme, doyurma.
Devamlı hasta veya çok
yaşlı olan kimse, altmış gün keffaret orucunu tutamaz ise, altmış fakire bir
gün taam (yemek) ibaha eder. (İbn-i Abidîn)
İBAHİYYE:
İslamiyet'in haram ve
yasak kıldığı şeyleri helal ve mübah sayan bozuk bir fırka. Batiniyye,
İsmailiyye. Karamita da denir.
İbahiyye, haramlara
helal deyip, yetmiş-seksen sene hacıları soydular. Müslümanları öldürdüler.
Hükûmet kurdular. Hükûmetleri 983 (H. 372) senesinde yıkılınca dağıldıkları
yerlerde gizlendiler. Bunlardan Hasan Sabbah'ın kurduğu İsmailiyye devleti de
1256 (H. 654)'de yıkıldı. (M. Sıddîk bin Saîd)
Eshab-ı kiramın hepsini
severiz deyip de onların yolunda bulunmayan, kendi bozuk düşüncelerine Eshabın
yoludur diyen, Ehl-i sünnet alimlerini ve tasavvuf büyüklerini beğenmeyip
kötüleyen kimseler kendileri gibi olmıyanlara müşrik (şirk koşan) diyorla r.
Bunların malı, canı kendilerine helaldir diyorlar. Böylece İbahiyyeden
oluyorlar. Kur'an-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden kendi görüşleriyle
çıkardıkları bozuk manaları müslümanlık sanıyorlar. Edille-i şer'iyyeyi (dînî
delilleri) ve hadîs-i şerîf lerin çoğunu inkar ediyorlar. (Davûd bin Süleyman)