İ’TİKAF الِاعْتِكَافِ:
İtikaf: Bu kelime'nin
sözlük manası, bir yerde kalmak, bir şeye bağlanmak ve ayrılmamaktır Şer'i
Şerif'te ise ibadete açık bulunan bir mescid / cami'de ibadet maksadı ile kalmaktır.
Kadınlar ise evlerinde namaza ayırdıkları odada itikaf ederler. Cemaatın girip
çıktığı mescitlerde itikaf etmeleri mekruhtur. Hayzlı, Lohusalı ve cünüp
itikaf’a giremez, İstihazalı (özür kanı olan) kadın ise itikaf’a girebilir.
1- İtikaf’in Mezheblere göre şer’i hükmü Nedir.
2- İtikaf’ın süresi ne kadardır
3- İtikaf’a nerede girilebilir.
4- İtikaf’a ne zaman başlanır, Ne zaman bitirilir
5- İtikaf’a giren ne yapabilir, Ne yapamaz
6- İtikaf’ın Kaza edilmesi
1-
İtikaf’in Mezheblere
göre şer’i hükmü Nedir.
İtikaf'ın meşruluğu yani
İslami bir ibadet olduğu hususunda Alimler müttefiktirler. Fakat hüküm ve
süresi (yani farzmı sünnet mi ne derece önemli nasıl ve ne müddetle yapılacağı)
hususunda ihtilaf etmişlerdir. EI-Menhel yazarı bu ihtilafı şöyle anlatır:
1- Hanefi alimlerine göre
itikaf vacip, Sünnet-i müekkede ve müstehap olmak üzere Üç kısma ayrılır:
a-) İtikaf'a girmeyi adayan için itikaf etmek vacibtir. ---Vacib
Hanefi'ye göre Farz ile Sünnet arasında bir mecburiyyeti ifade eder, diğer
mezhepler Vacip sözünü ''Farz'' manasında kullanır. Buradaki görüş Hanefi
mezhebinin olduğu için Sünnet ile Farz arsı manasındadır.--- Adak itikaf
"Allah için şu kadar zaman itikaf etmeyi adadım" şeklinde mutlak yani
bir şarta bağlı olmadan olabilir. Bir de "Allah falan adama şifa verirse
şu kadar süre itikaf edeceğim" şeklinde şart'a bağlı oiabilir. Şart
gerçekleşince itikaf vacip olur
b-) Ramazan ayının son on glinünde itikaf etmek Sünnei-i Müekkededir.
c-) Sair (diğer) zamanlarda itikaf etmek müstehabtır
2- Şafii ve Ahmed (Hanbelilere)'e
göre itikaf sünnettir. Çünkü Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna devam
etmiştir. Ahmed: İtikaf'ın sünnet oluşuna muhalif kalan kimseyi bilmiyorum,
demiştir. Adak olan itikaf ise alimlerin ittifakıyla vacibtir (farzdır).
3- Malik ve arkadaşlarına
göre itikaf müstehabtır Maliki mezhebindeki bir kavle göre sünnettir
2-
İtikaf’ın süresi ne
kadardır
1- Hanefiler'e göre nafile
itikaf'ın en az süresi bir saattır. Bir kavle göre bir gündür. Vacip olan
itikaf'ın asgari süresi bir gündür.
2- Şafii ve arkadaşlarına
göre itikafın en az süresi bir andır (bir lahzadır). Bir günden az olmaması
müstehabtır.
3- Ahmed'in (Hanbelilerin)
meşhur kavli ve Davud-i Zahiri'nin kavli de Şafii gibidir.
4- Malik'in meşhur kavline
göre itikaf'ın en az süresi bir gündür. Zayıf bir kavle göre Üç gündür Başka
kaviller de vardır .
3-
İtikaf’a nerede
girilebilir.
İtikaf’a Mescidlerde
girilir, Kadınlar ise evlerinde girer.
4-
İtikaf’a ne zaman
başlanır, Ne zaman bitiril
İtikafa girme zamanı
sabah namazından hemen sonradır. İtikaf’ın en iyi zamanı Ramazan’ın son on
günüdür.
İTİKAFTAN ÇIKMA
VAKTİ
Ebu Hanife ve
Şafii'ye göre bayram akşamı yani Ramazan'ın son günü güneş battıktan sonra
itikaftan çıkılır. Malik'e göre ise bu
şekil yapmak caiz olmakla beraber, müstehab oian şekil bayram namazından sonra
itikaftan çıkmadır.
Tabi bu
Ramazan’ın son gününde itikaf’a giren içindir. Başka günde itikaf’a giren niyet
ettiği gün’ün son günü ikindi sonrası yada sonraki gün güneş doğduktan sonra
bayram namazı zamanına kıyasla çıkılır.
5-
İtikaf’a giren ne
yapabilir, Ne yapamaz
- Kısaca önemli
ihtiyaç hariç ayrılamaz, ibadet, Kur’an okuma, zikir ve dua ile vakit geçirir,
uyur, tuvalet ihtiyacı ve abdest dışında bazı özel durumlar hariç Mu'tekif
(itikaf’a giren) mescidden ayrılmamalıdır. Yangın göçük türü acil durum
hariç.
- Mu'tekif'in
vücüdunun bir kısmı mescidin dışına çıksa zarar vermez. Çünkü Peygamber
(s.a.v.) Mescid-i Nebevi'yeye açılan Aişe (r.anha)'nın hücresinin kapısının yanında
durup mübarek başını kapıdan odaya dogru uzatmıştır.
- Mu'tekif
başını yıkar, saçlarını tarar ve bu işleri başkasına yaptırabilir.
MUTEKİFİN HASTA
ZİYARETİ VE CENAZE TAKİBİ HAKKINDAKİ ALİMtERİN GÖRÜŞLERİ
1- Hanefi
alimleri:. Vacip, sünnet ve müstehab itikaflar arasında fark vardır. Vacip ve
sünnet itikaflara başlamış olan bir kimse, Cuma ve Bayram namazlarını kılmak
gibi şer'i bir mazeret veya abdest bozmak, necaseti gidermek, boy abdesti almak
ve abdest yenilemek gibi tabii bir özür olmadan ne gece ne de gündüz itikaf
yerinden mescidin dışına çıkamaz, çıkması haramdır. Bir de mescidin yıkılması,
bir zalimin cebren onu çıkarması ve can veya mal emniyetinin olmaması gibi
zarüretler karşısında çıkabilir.
Yukarda
anlatılan şer'i, tabii veya zaruri mazeretler dolayısıyla itikaf yerinden
dışarı çıkan bir kimsenin itikafı bozulmaz. Ve çıkması caizdir.
Vacip veya
sünnet itikafa başlayan kimse, hasta ziyareti, cenazeyi teşyi', sel veya
yangında hayati tehlikede olanı kurtarmak niyeti ile itikaf yerinden dışarı
çıkarsa itikafı bozulur. Fakat günah işlemiş olmaz.
Müstehab itikaf
ise bunun belirli bir süresi yoktur. İtikaf niyetini getirerek mescide giren
kimse orada kaldığı sürece itikafta sayılır. Mescidden çıkınca itikafı sona
ermiş olur, demişlerdir.
2- Şafiiler:
Adak itikaf ile adak olmayan itikafı ayırarak adak itikaf'a başlayan kimse,
yemek ve abdest bozmak zaruri ihtiyaçlar hariç başka maksat ve ihtiyaçlar için
çıkamaz. Şu halde hasta ziyaretine ve cenaze uğurlamaya çıkamaz. Ancak
cenazenin techiz ve tekfini için hizmet edecek başka kimse yoksa çıkar.
Sözkonusu zaruri ihtiyaçları görmek için dışarıya çıkmış iken bir hastanın
yanından geçtiği zaman orada beklememek kaydı ile hastanın halini sorabilir.
Adak olmayan
itikat'a giren kimse ise hasta ziyareti gibi maksatlarIa çıkabilir,
demişlerdir.
3- Malik'e göre
mutekif, hasta ziyaretine, cenazeyi uğurlamaya veya cenaze namazını kılmaya
çıkamaz. Çıkarsa itikafı bozulur.
Mutekif, babası veya annesi veyahut ikisi hastalandığı zaman çıkabilir
ve itikafı bozulmuş olur. Fakat günah işlemiş olmaz. Çünkü çıkmazsa baba ve
anasının hakkına riayet etmemiş sayılır.
Babası ve anası
beraber öldükleri takdirde onların cenazesine katılmak için mezkur kavle göre
çıkamaz, Fakat bunlardan birisi ölürse onun cenazesine çıkar. Çünkü çıkmazsa
hayatta kalan babasını veya anasını incitmiş olur. Zühri, Ata', Urve ve Mücahid de böyle
hükmetmişlerdir.
4- Hanbeliler'e
göre itikaf, vacip (farz) türünden is.e ne hasta ziyaretine, ne cenaze
uğurlamaya ne de başka maksatla çıkamaz. Ancak itikafı nezr ederken mezkur
işler için çıkmayı şart koşmuş ise çıkabilir.
Vacip olmayan
itikafta ise çıkabilir. Fakat çıkmaması daha iyidir. Vacip olan itikafta iken
abdest bozmak gibi zaruri ihtiyaçlar için çıktığında bir hastanın yanından
geçerken orada durmamak şartı ile halini sorabilir
6-
İtikaf’ın Kaza edilmesi
(HADİS, İBN-İ
MACE 1711) ''......Aişe (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) itikaf etmek
İstediği zaman sabah namazını kılar, sonra itikaf etmek istediği (Mesciddeki
yere) giderdi. (Bir yıl) Ramazanın son on günü İtikaf etmek istedi. Emir
buyurdu. Kendisi için (Mescid içinde) bir çadır kuruldu. Sonra Aişe (r.anha)
bir çadır getirilmesini emretti. Ona da bir çadır kuruldu. Hafsa (r.anha) da
bir çadırın getirilmesini emretti. Onun için de bir çadır kuruldu. Zeyneb
(r.anha), Aişe İle Hafsa (r.anhuma)'nın çadırlarını görünce O da bir çadırın
kurulmasını emretti. Onun için de kuruldu. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) bu durumu görünce (muhterem üç hanımına hitaben): «Siz hayır ve takva mı istiyorsunuz?»
buyurdu. Ve (O yıl) Ramazan da itikaf etmedi. Şevval'de on gün itikaf etti.
Bu Hadisi
rivayet eden meşhur eserler: Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace ve
Beyhaki
AÇIKLAMA: Hadis,
itikafa başlayan bir kimsenin bir maslahat için itikafını yarıda bırakmasının
caizliğine delalet eder. Çünkü Peygamber (s.a.v.) itikafını tamamlamadan
çıkmıştır.
Yarıda
bırakılan itikafın kaza edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf vardır: Malik'e göre
kaza edilmesi gerekir. İster adak olan itikaf olsun, ister sünnet olan itikaf
olsun. Ramazan'daki itikaf olsun. Başka aylardaki itikaf olsun. Hüküm budur.
Diğer üç mezheb
imamlarına göre eğer girilen itikaf vacip bir itikaf ise kazası gerekir,
değilse gerekmez. Çünkü Peygamber (s.a.v.) itikafını yarıda kesen eşlerine,
kaza etmelerini emretmemiştir. Kendisinin o yıl Şevval ayında itikaf etmesine
gelince, o itikaf kendisine vacib olduğu için değildir Bir ibadet yapmak
istediği zaman onu tamamlamak iştiyakından dolayıdır. Ramazan'da yapmadığı
itikafı Şevval'de nafile olarak kaza etmiştir. Kaza etmeye mecbur olduğu için
yapmamıştır. Nitekim bir gün meşguliyeti dolayısıyla kaçırdığı öğlenin son
sünnetini ikindi namazından sonra kaza, etmiştir.
Buhari'nin rivayetinde
Aişe (r.anha)'nın itikaf için Peygamber (s.a.v.) 'den müsaade aldıktan sonra
kendi itikafı için Mescid'de çadır kurdurduğu belirtilmiştir. Hafsa
(r.anha)'nınkinin de böyle olduğu Nesai'nin rivayetinde belirtilmiştir. Fakat
efendimizin diğer hanımı Zeyneb (r.anha)'nın müsaade aldığına dair bir kayda
rastlamadım.
Peygamber
(s.a.v.), hanımlarının üçünün çadırlarını görünce: «(Bununla siz hanımlar!)
hayır ve takva mı istiyorsunuz?» buyurmuştur. Yani hayır ve takva
istemiyorsunuz. Ebu Davud'un rivayetinde; Peygamber (s.a.v.)'in hem kendi
çadırını hem de (muhterem) eşlerinin çadırlarını yıktırdığı belirtilmiştir.
Hanımların
çadırlarını şu sebeple yıktırmış olması muhtemeldir: Hanımları, O'na
düşkünlükleri dolayısıyla bir kıskançlık duygusuyla itikaf yarışına koyulmaları
endişesi Peygamber (s.a.v.) de belirmiş olabilir, veya Mescid-i Nebevi içinde
çadırların çokluğu cemata izdiham ve sıkıntı veriyordu.
Hanımların
itikaflannı yarıda kesmelerine gönüllerinin yatışmasi için Peygamber
(s.a.v.)'in kendi çadırını yıktırmış olması muhtemeldir.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1- İtikafa
girme zamanı sabah namazından sonradır. Bu husus için yukarıda gerekli izah
verildi.
2- İbadet
ihtiyacı için mescidde çadır kurmak caizdir.
3- Kadınlar
mescidde itikaf edebilirler.
4- Kadın,
kocasının izniyle bile itikaf'a başlamış iken kocası ona mani olabilir ve
yarıda bıraktırabilir. Cumhur'un kavli budur. Malik'e göre izin veren koca mani
olamaz.
5- İtikafa
başlayan kimse bir yarar düşüncesiyle itikafını yarıda bırakabilir.
6- İtikaf kaza
edilebilir. Bu husus yukarda izah edildi.