DECCAL دَّجَّالُ :
Kıyamet’in büyük
alametlerinden biridir. Kıyamete yakın çıkacağı bildirilen ve kendisi ile gelen
fitnetlerin dehşeti ve aldatıcılığı daha önce görülmemiş büyüklüktedir.
Deccal’e dair Hadisler aşağıda:
Buhari-Cenaiz - Ebu Hureyre r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu şekilde
dua ettiğini söylemiştir: "Allahümme innî euzu bike min azabi'l-kabri ve
min azabi'n-nari ve min fitneti'l-mahya ve'I-memati ve min
fitneti'l-mesîhi'd-deccal." (Allahım!
Kabir azabından, ateş (cehennem) azabından, hayat ve ölümün htnelerinden ve
Mesih deccal'in fitnesinden sana sığınırım)
Buhari-F.Medine - Ebu Bekre r.a.'in naklettiğine göre Resûl-i Ekrem Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Deccal'in saldığı korku ve fitne
Medine'ye giremeyecek. O gün Medine'nin yedi kapısı olacak ve her kapısında iki
melek nöbet tutacak."
Müslim-fiten - Enes b.
Mâlik rivayet etti. (Dediki): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdular: «Hiç bir belde yoktur ki, oraya Deccal ayak basmasın. Yalnız Mekke
ile Medine müstesna! Yollarından her biri üzerinde saf bağlamış melekler vardır
kî, onu korurlar. Deccal çorak yere iner ve Medine üç defa sarsılır. Deccal'ın
yanına Medine'den her kâfir ve münafık çıkar.»
Müslim-fiten -
......İmran b. Husayn'a gelirken Hişam b. Âmir'e uğrardık. Bir gün şunu
söyledi— Hakikaten sizler beni geçerek öyle bir takım adamlara gidiyorsunuz ki,
onlar ne Resûlullah (Sallullahu Aleyhi ve Sellem)'in meclisinde benden çok
bulunmuşlardır. Ne de onun hadîsini benden iyi bilirler. Ben Resûlullah
(Sallullahu Aleyhi ve Sellem)'i:
«Âdem'in yaradılışı ile
kıyametin kopması arasında Deccal'dan daha büyük bir fitne yoktur.» buyururken işittim.
Müslim-iman - Ebu
Hazim'den, o Ebu Hureyre' den şöyle dediğini nakletti: - Resulul!ah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Üç (alamet) çıkacak olursa eğer, önceden
iman etmemiş, yahut imanı hususunda bir hayır kazanmamış ise, hiçbir nefse iman
etmesi fayda vermeyecektir: Güneşin battığı yerden çıkması, Deccal ve
Dabbetu'l-arz. "
Tirmizi-fiten - İbn Ömer
(r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e Deccâl’den soruldu da oda bunun
üzerine şöyle buyurdu: “Dikkat ediniz Rabbiniz tek gözlü ve şaşı değildir.
Dikkat ediniz Deccâl tek gözlü olup sağ gözü su üzerine çıkmış üzüm tanesine
benzer.”
Deccal İlahlık
iddiasında bulunacak ve ona inananlar olacak. (mahir)
Tirmizi-fiten - Katâde
(r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes’den işittim, Rasûlullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğunu aktardı: “Her Peygamber;
Ümmetini tek gözlü yalancıdan sakındırmıştır. Dikkat edin o tek gözlüdür sizin
rabbiniz tek gözlü değildir. Onun iki gözü arasında kafir yazılıdır.”
İbn Hibban-fiten - Ebu
Hureyre der ki: Doğru söyleyen ve doğru olduğu bildirilen Ebu'l-Kasım
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den duyduğum bir şeyi size anlatayım mı? Doğru
söyleyen ve doğru olduğu bildirilen Ebu'I-Kasım Resulullah s.a.v. bana şöyle
anlattı: "İnsanların birbirleriyle ihtilaf edip fırkalara ayrıldıkları bir
zamanda (insanları) saptıran kör Mesih Deccal doğudan çıkacaktır. Kırk gün
Allah'ın dilediği miktarda yere sahip olacaktır." iki defa: "Bu kırk
günün mikdarını Allah bilir" buyurduktan sonra şöyle devam etti:
"Yüce Allah, Meryem'in oğlu İsa'yı indirecek ve Müslümanların lideri
kılacaktır. (Meryem'in oğlu İsa) başını rükudan kaldırdığı zaman: Semi'allahu
limen hamideh (Allah'a hamd edenin O hamdini işitir) dediğinde Allah, Deccal'i
öldürüp müslümanları galip kılacaktır."
Müslim-fiten -
....Huzeyfe b. Yeman'a gittim. Ukbe ona: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den Deccal hakkında işittiklerinden bana rivayet et, dedi. Huzeyfe şunu
söyledi: «Şüphesiz Deccal çıkacaktır. Ve şüphesiz beraberinde su ve ateş
olacaktır. Ama insanların su gördüğü şey ateştir, yakar. İnsanların ateş
gördüğü şey ise tatlı soğuk sudur. Sizden buna kim erişirse ateş gördüğüne
koşsun. Çünkü o güzel tatlı sudur.»
Müteakiben Ukbe,
Huzeyfe'yi tasdik ederek: Onu ben de işittim, demiştir.
Müslim-fiten - Ebû
Hureyre'den dinledim. Dediki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdular: «Sîze Deccal'dan hiç bir Nebi'nin kavmine söylemediği bir hadîs
haber vereyim mi? Muhakkak onun bir gözü kördür. Ve muhakkak o beraberinde
cennet ve cehennemin misli olduğu halde gelecektir. Cennettir diye söylediği
ateştir. Ben sizi Nuh'un kavmini uyardığı gibi uyardım.»
İmran b. Husayn (r.a)
Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söylemiştir. "Deccal'i işiten
kişi ondan uzaklâşsın. Vallahi insan onu mü’min zannederek ona gelir ve içine
düştüğü (ölüleri diriltmesi gibi) şüphelerden dolayı - veya içine düştüğü
şüpheler için- ona tabi olur.
Müslim - ......Dahhâk b.
Kays'ın kız kardeşi Fâtıme binti Kays'e sormuş. Bu kadın ilk muhacirlerdenmiş.
Demişki:
Bana Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Selem)'den işittiğin, ondan başka hiç bir kimseye isnad
etmediğin bir hadîs söyle! Fâtıme :
— Sen istersen ben bunu yaparım! demiş. Âmir
ona :
— Evet! Bana rivayette bulun! demiş. Bunun
üzerine Fâtıme şunu söylemiş :
— Ben İbni Muğîra'ya nikâh oldum. O gün kendisi
Kureyş gençlerinin en iyilerindendi. Derken Resulullah (Sallallahu Aleyhi: ve
Sellem)'le birlikte bulunduğu ilk cihadda yaralandı. Ben dul kalınca, beni
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından birkaç kişi içinde
Abdurrahman b. Avf istedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de beni
azatlısı Üsâme b. Zeyd'e istedi. Bana rivayet olunmuştu ki, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Beni kim severse Usâme'yi sevsin!»
buyurmuşlar.Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benimle konuşunca:
— Emrim senin elindedir. Beni dilediğine nikâh
et! dedim. Bunun üzerine :
«Ummü Şerîk'e taşın!»
buyurdu. Ümmü Şerîk Ensar'dan zengin, Allah yolunda nafakası çok bir kadındı.
Ona misafirler gelirdi.
— Yaparım! dedim. (Bu sefer) :
«Yapma, çünkü Ummü Şerîk
misafiri çok bir kadındır. Ben senin baş örtünün düşmesini yahut baldırlarından
elbisen açılıp hoşlanmadığın bazı yerlerini cemaatın görmesini hoş karşılamam.
Lâkın sen amcanoğlu Abdullah b. Amr b. Ummü Mektum'e taşın!» buyurdu. (Bu zat
Kureyş'in fihri, Benî Fihr'den bir adamdı. Kendisi Fâtıme'nin kabilesinden
idi.) Ona taşındım. İddetim geçince dellâlın (yâni) Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in dellâlinin sesini işittim.
— Haydin toplayıcı olduğu halde namaza! diye
sesleniyordu. Hemen mescide çıktım ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'le birlikte namazı kıldım. Cemaatın arkalarına gelen kadın safındaydım.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı bitirince gülerek minberin
üzerine oturdu ve:
«Herkes namaz kıldığı
yerde kalsın!» buyurdu. Sonra: «Biliyormusunuz sizi niçin topladım?» dedi.
Ashab:
— Allah ve Resulü bilir, dediler. Buyurdu ki:
«Ben vallahi sîzi bir
istek veya korkudan dolayı toplamadım. Lâkin şunun için topladım ki, Temimi
Dârî hıristiyan bir adamdı. Sonra gelerek bey'at etti ve müslüman oldu. Bana
bir söz rivayet etti ki, Mesih-i Deccal için size anlattıklarıma uygun düştü.
Bana anlattığına göre kendisi Lahm ve Cüzam kabilelerinden otuz kişi ile
birlikte bir deniz gemisine binmiş de dalga onlarla denizde bir ay oynamış.
Sonra tâ güneşin battığı yerde denizde bir adaya yanaşmışlar ve geminin
kayıklarına binerek adaya girmişler. Derken karşılarına çok saçlı, kıllı bir
hayvan çıkmış. Kılın çokluğundan önünü ardından ayıramamışîar ve :
— Vah sana, sen kimsin? demişler. Hayvan :
— Ben cessâseyim! cevabını vermiş. Oradakiler:
— Cessâse nedir? diye sormuşlar. O :
— Ey cemaat! Manastırdaki şu adama gidin, çünkü
o sizin haberinize müştakdır, demiş. Temîm dedi ki : Cessâse bize bir adam ismi
verince, biz onun bir şeytan olmasından korktuk ve hemen sür'atle gittik,
manastıra girdik. Bir de ne görelim, orada hilkat itibariyle gördüklerimizin en
büyüğü ve en şiddetli şekilde bağlanmış bir insan. Elleri boynuna, İki dizinin
arası topuklarına demirle bağlanmış!
— Vah sana, sen kimsin? dedik.
— Siz benim haberimi almışsınızdır. İmdi bana
haber verin, siz kimsiniz? dedi. Oradakiler :
— Biz Arablardan bir takım insanlarız. Bir
deniz gemisine bindik de denize coştuğu anda rastladık. Dalga bizimle bir ay
oynadı. Sonra senin şu adana yanaştık ve geminin kayıklarına binerek adaya
girdik. Derken karşımıza kıllı, çok saçlı bir hayvan çıktı. Saçın çokluğundan
önü arkasından farkedilemiyordu.
— Vah sana, sen kimsin?
dedik. Ben cessâseyim, cevâbını verdi. Cessâse nedir? diye sorduk. Manastırdaki
şu adama gidin, çünkü o sizin haberinize müştaktır, dedi. Biz de koşarak sana
geldik. Ondan korktuk. Bir şeytan olmayacağından emin değildik, dedik. Bunun
üzerine (o adam) :
— Bana Beysan hurmalığından haber verin! dedi.
— Onun nesinden haber almak istiyorsun? dedik.
— Size onun hurmasını soruyorum. Yemiş veriyor
mu? dedi. Kendisine:
— Evet! cevâbını verdik.
— Dikkat edin ki, onun yemiş vermemesi
yakındır. Bana Taberiye gölünden haber verîn! dedi.
— Onun nesinden haber almak istiyorsun? dedik.
— İçinde su var mı? dedi. Oradakiler :
— Onun suyu çoktur! dediler.
— Dikkat edin, gerçekten onun suyu çekilmek
üzeredir. Bana Zügar pınarından haber verin! dedi. Oradakiler :
— Onun nesinden haber almak istiyorsun?
dediler.
— Pınarda su var mı? Sahipleri pınarın suyuyla
ekin yetiştiriyorlar mı? dedi. Kendisine :
— Evet, onun suyu çoktur. Sahipleri de suyundan
ekin yetiştirirler! cevâbını verdik.
— Bana Ummîlerin Nebisinden habor verin, ne
yaptı? dedi. Oradakiler :
— Mekke'den çıktı, Yesrib'e yerleşti, dediler.
— Arablar onunla harbettiler mi? diye sordu.
Biz :
— Evet! cevâbını verdik.
— Onlarla ne yaptı? dîye sordu. Kendisine onun
peşinden gelen Arablara galip geldiğini ve Arablarm ona İtaat ettiğini haber
verdik.
— Bu oldu mu? dedi,
— Evet! cevâbını verdik,
— Dikkat edîn ki, bu halleri ona itaat etmiş
olmalarından daha hayırlıdır. Ben size kendimi haber vereyim. Ben gerçekten
Mesih'im ve bana çıkış için izin verilmesi yakındır. Çıkıp yeryüzünde sefer
edeceğim. Mekke ile Taybe'den başka kırk gecede İnmediğim belde bırakmıyacağım.
Bunların ise ikisi de bana haram kilınmıştır. Her ne zaman bunlardan bîrine
girmek istersem, elinde çekilmiş bîr kılıç olduğu halde bîr melek karşıma
çıkacak, beni ondan men edecektir. O yerin her yolunun üzerinde orasını
koruyacak meleltler vardır, dedi.»
Fâtıme demîş ki:
Resıilullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) asâsıyla minbere dokunarak :
«İşte Taybe budur! İşte
Taybe budur! İşte Taybe budur!» buyurdu. Medine'yi kastediyordu, (Ve sözüne
devamla)
«Dikkat edin, bunu size
söylemiş miydim?» dedi. Cemaat:
— Evet! cevâbını
verdiler.
«Gerçekten Temîm'in sözü,
bu sözün Deccal ve Medine ile Mekke hakkında söylediklerime uyması hoşuma
gitti. Dikkat edin ki, o Şam denizinde yahut Yemen denizindedir. Hayır! Doğu
tarafından. Evet! O, doğu tarafından! Evet! O, doğu tarafından zuhur
edecektir.» buyurdu. Ve eliyle doğu tarafına işaret etti. Fâtıme: Ben de bunu
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellemj'den belledim, demiş.
Bana Ünınıü Şerik haber
verdiki. Nebi (Sallullahu Aleyhi ve Sellem): «İnsanlar Deccal'dan mutlaka
dağlara kaçacaklardır.» buyururken işitmiş. Ümmü Şerik: Yâ Resûlallab! O gün Arablar nerede olacak?
diye sormuş. Onlar azdır.» buyurmuşlar.
Müslim-fiten - ...
Muğîra b. Şu'be'den naklen rivayet etti, (Şöyle demiş): Deccal hakkında Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Ssllem)'e benim sorduğumdan daha çok soran olmamıştır,
«Ondan seni yoran nedir? O sana zarar veremiyecektir.» buyurdu. Ben: — Yâ
Resûlallah, onun beraberinde yiyecek ve nehirler olacakmış diyorlar, dedim. «O
Allah nezdinde bundan daha kıymetsizdir.»
buyurdular.
Ahmed-tefsir -
Ebu'd-Derda'nın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: "Kehf Suresinin başından on ayet ezberleyen, Deccal'dan
korunmuş olur. ''
Enes b. Mâlik'den naklen
rivayet etli ki, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Seltem) şöyle buyurmuşlar: «Üzerlerinde
taylasanlar olduğu halde Asbahan yahüdilerinden yetmiş bin kişi Deccal'a tâbi
olacaklardır.»
Nevvâs b. Sem’an el
Kilabî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir sabah
Deccâl’den bahsederek sesini bazen alçaltıp bazen de yükselterek konuştu ki biz
Deccâl’ın Medîne hurmalıkları tarafında olduğunu sandık… Rasûlullah (s.a.v.)’in
yanından dağıldık sonra tekrar ona döndük, durumumuzdan anlamış olacak ki
Nedir derdiniz? Diye
sordu.
Ey Allah’ın Rasûlü! Dedik:
Bu sabah Deccâl’den bahsettin sesini alçaltıp yükselterek anlattın biz de onu
Medîne hurmalıklarına kadar yaklaşmış olabileceğini düşündük… Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Sizin için korktuğum şey Deccâl’den
başkadır.” Eğer Deccâl ben sizin aranızda iken çıkarsa onu sizin yerinize ben
delillerle mağlub ederim. Ben aranızda yokken çıkarsa her Müslüman kendi
delilleriyle kendisini savunacaktır. Ben tüm Müslümanları onun şerrinden
Allah’a emanet ediyorum. “Deccâl, kıvırcık saçlı bir delikanlı şeklindedir,
gözü dışarıya çıkmış şekildedir. Abdulazza b. Katan’a benzer. Sizden kim onunla
karşılaşırsa Kehf sûresinin ilk ayetlerini okusun. Rasûlullah (s.a.v.),
konuşmasına şöyle devam etti:
Deccâl, Şam ile Irak
arasından çıkacaktır, sağ sol her tarafı çabucak bozmaya çalışacaktır. Ey
Allah’ın kulları o günleri görürseniz Allah’ın dini üzerinde kalmaya özen
gösterip dininizde sebat ediniz.
Biz de Ey Allah’ın
Rasûlü! Dedik; Deccâl yeryüzünde ne kadar kalacaktır? Buyurdular ki?
“Kırk gün kalacaktır;
bir günü bir sene uzunluğunda, bir günü bir ay uzunluğunda, bir günü de bir
hafta uzunluğunda olacak diğer günleri ise sizin bu günkü günleriniz durumunda
olacaktır.”
Ey Allah’ın Rasûlü
dedik. Bir sene kadar olacak günde bir günlük namaz bize kafi gelecek mi? Ne
dersiniz? Buyurdular ki: “Hayır sizler namaz vakitlerini bu günkü kıldığınız
şekilde hesap ederek takdir edip ayarlarsınız.”
Ey Allah’ın Rasûlü!
dedik; Deccâl’in yeryüzündeki hızı ne kadar olacaktır?
“Rüzgarın önüne kattığı
bulut gibi olacak bir topluma gelip onları kendisine inanmaya çağıracak onlarda
onu yalanlayacaklar ve sözlerini reddedeceklerdir. Bu kimselerin malları
Deccâl’in arkasından gidecek sabahladıkları vakit ellerinde bir şey kalmamış
olacaktır. Sonra başka bir topluma gelecek onları da davet edecektir. Onlar da
Deccâl’e inanacaklardır. Deccâl göğe yağmur yağdırmasını emredecek te gök
yağmurunu indirecektir. Toprağa bitkileri bitirmesini emredecek toprakta bitki
çıkaracaktır. O toplumun küçükbaş ve büyükbaş hayvanları o gün her zamankinden
daha fazla etlenmiş semiz durumda memeleri sütle dopdolu olarak döneceklerdir.
Rasûlullah (s.a.v.), sözlerine şöyle devam etti:
“Deccâl bir harabeye
uğrayıp hazinelerini çıkar diyecek ve oradan ayrılıp gidecek oradaki hazineler
de arıların arı beyini takip ettikleri gibi Deccâl’ın peşinden gidecektir.
Sonra Deccâl genç sağlam atik birini çağıracak ve kılıç darbesiyle iki parça
edecektir. Sonra onu çağıracak oda yüzü parlayarak ve gülerek gelecektir. Tam
bu esnada Meryem oğlu İsa; Şam’ın doğusunda beyaz minarenin yanında iki güzel
elbise içersinde ellerini iki meleğin kanatlarına koymuş olarak inecektir.
Başını eğdiğinde başından damlayarak başını kaldırdığında ise başından gümüş
suyu kadar berrak inci taneleri gibi su damlacıkları dökülecektir. Rasûlullah
(s.a.v.) sözlerine şöyle devam etti:
“Onun nefesinin rüzgarı
kafirlerden her isabet ettiği kimseyi öldürecektir. Onun nefesinin rüzgarı
gözünün görebildiği yere kadar ulaşacaktır. İsa; Deccâl’ı arayarak ve onu
Kudüs’ün yakınlarındaki Dûd kapısında ona ulaşarak onu öldürecektir. Sonra
Allah’ın dilediği vakte kadar böylece devam edecektir. Sonra Allah; İsa’ya
kullarımı Tur dağına doğru götür diye vahyedecek çünkü ben, bazı kullarımı
indirdim ki onlarla savaşmaya kimsenin gücü yetmez ki bunlar Ye’cuc ve Me’cuc
kavmidir. Bunlar her bir tepeden seller gibi akarcasına inip yeryüzüne
dağılacaklardır. İlk gurup Taberiyye gölüne inecek ve oranın suyunu içip
bitireceklerdir. İkinci gurup o göle uğrayacaklar ve önceden burada su vardı
diyeceklerdir. Sonra Beyti Makdis dağına varıncaya kadar yürüyecekler ve şöyle
diyecekler:
Yeryüzündekilerle
savaştık ve hepsini öldürdük haydin şimdide gökyüzündekileri öldürelim
diyecekler oklarını fırlatacaklar da Allah onların oklarını kana bulanmış
olarak geri çevirecektir. Meryem oğlu İsa ve çevresindekiler kuşatılacaktır. O
gün bir öküz başı sizin için yüz dinardan daha kıymetli olacaktır. Sonra Meryem
oğlu İsa ve arkadaşları Allah’a dua edecekler de Allah o kavmin boyunlarında
kurtçuklar meydana getirecek ve tek bir kişinin ölümü gibi ölüp yok
olacaklardır. İsa ve arkadaşları bulundukları yerden dağılacaklar da yeryüzünde
ölüp yok olan Ye’cuc ve Me’cuc kavminin yağlarının kokmuş etlerinin ve
kanlarının bulunmadığı bir karış yer bile bulamayacaklardır. İsa ve arkadaşları
tekrar Allah’a dua ve niyaz edecekler de Allah o leşlerin üzerine deve
boyunlarına benzeyen kuşlar gönderecek bu kuşlar onların leşlerini derin bir
çukura atarak yeryüzünü temizleyeceklerdir. Müslümanlar bu toplumun geride
kalan oklarını yayları ve ok koydukları torbalarını yedi yıl yakıt olarak
kullanacaklardır.” Rasûlullah (s.a.v.) sözlerine şöyle devam etti:
“Allah onlara bir yağmur
gönderecek ve kıldan yapılmış kerpiçten yapılmış tüm evler bu yağmurdan zarar
görecektir. Bu yağmurla yeryüzünü leşlerin kokusundan ve her şeyden temizlenmiş
olarak tertemiz çıkacaktır. Sonra yeryüzüne meyvelerini ve bereketini çıkar
denilecek ve her taraf bereketlerle ve meyvelerle dolarak o derece ki bir nar
bir topluluk tarafından ancak yenebilecek ve nar kabuklarıyla insanlar şemsiye
gibi gölgeleneceklerdir. Süt bereketlenecek kalabalık guruplar yeni doğmuş bir
deve yavrusunun etiyle yetineceklerdir. Bir kabile yeni doğmuş bir sığırla
yetinecektir. Bir oymak ta yeni doğmuş bir davarla geçinebilecektir. Onlar bu
durumda yaşayıp giderken Allah bir rüzgar gönderecek bu rüzgar tüm müminlerin
ruhunu alıp götürecektir. Geri kalan insanlar eşeklerin çiftleşmesi gibi ulu
orta her yerde çiftleşecekler ve kıyamette onların üzerine kopacaktır.”
HAKİM’DEKİ DECCAL’E
DAİR HADİSLER:
Deccal'in Çıkması ile insanların Üç Ayrı Fırkaya
Bölüneceği
isa (a.s)'ın inmesi, Deccal'in Öldürülmesi ve
islam'ın Yayılması
Deccal'in Medine'ye Girmesinin Engelleneceği
Deccal'in Çıkış Alametlerine Dair
İsa (a.s)'nın Eliyle Deccal'in Öldürüleceğine Dair
Nebi (s.a.v.)'in Diliyle Deccal'in Şekli
Kehf Suresini Okuyan Kimseye Deccal Musallat Edilmez
Deccal Horasan Topraklarından Çıkacaktır
Deccal'in Fitnesi Allah Nezdinde Bütün Fitnelerden
Daha Büyüktür
Deccal'in Özel Alametlerine Dair
Deccal'in Eşeğinin Kulaklarının Arasındaki Mesafe
Kırk Zira'dır
Aranızdan Deccal'in Çıktığını işitenler Ondan Uzak
Dursun
Yüce Allah'ın Gönderdiği Her Bir Nebi Mutlaka
Ümmetini Deccal'den Sakındırmıştır
Deccal'in Bazı Olağanüstü Hallerine Dair
Deccal'in Öldürüp Sonra Dirilteceği Güçlü iman Sahibi
Mümine Dair
Deccal'in Korkusu ve Taun Medine'ye Girmeyecektir