ANA SAYFA

 

BEY':

 

Satmak, satış yapmak, alış-veriş. İki kişinin mallarını gönül rızası ile değişmeleri.

 

 

1- BEY’-İ ĞARAR VE BEY’-İ HASAT

2- BAY’-İ HİYAR

 

 

1- BEY’-İ ĞARAR VE BEY’-İ HASAT

 

Bey: Satış yapmaktır. Hasat: Çakıl taşlarıdır. Bazı satışlarda çakıl taşları kullanıldığı için bu tür satışlara Bey'-i Hasat denilmiştir. Nevevi bu tür satışın üç şekilde olabildiğini şöylece ifade eder:

 

1. Satıcı müşteriye: Atacağım çakıl taşlan şu elbiselerin hangileri üzerine düşerse o elbiseIeri sana sattım, der. Yahut: Şu araziden bu noktadan şu çakıl taşının düşeceği yere kadar olan parçasını sana sattım, der.

 

2. Satıcı alıcıya: Elimdeki şu çakıl taşını atıncaya kadar sana muhayyerlik hakkını tanımam kaydı ile bu malı sana sattım, der.

 

3. Bu elbisenin üzerine çakıl taşını attığım zaman bu elbise şu fiyatla sana satılmış olur. der ve taraflar çakıl taşını atmayı satış akdi olarak kabul ederler.

 

Bey'-i Ğarar'a gelince Ğarar kelimesi, Arab dilinde gaflet, unutma, aldatma, kandırma, batıl bir şeye rağbet ettirme ve tehlikeli işe sokmak gibi manalara gelir. Burada kasdedilen manaya gelince, Avnü'l-Mabud yazarı şöyle der; Bey-i ğarar, tahakkuk edip etmeyeceği bilinmeyen ve akibeti meçhul satıştır. Sindi de; Dışı müşteriye parlak görünüp içyüzü meçhul olan veya gerçekleşmesi endişeli olan satış akdidir, demiştir. Tirmizi'nin beyanına göre Şafii bu tür satışa, denizdeki balığı, havadaki kuşu ve efendisinden kaçıp nereye gittiği bilinmeyen köleyi satmayı örnek göstermiştir,

 

Nevevi Bey-i ğarar hakkında şöyle der: "Bu tür satışın yasaklanması hükmü, satışlara ait hükümlerin içinde önemli yeri bulunan bir temel hükümdür. Bu hükme giren meseleler sayılamıyacak kadar çoktur. Efendisinden kaçıp nereye gittigi bilinmeyen köleyi, olmayan, hayali şeyi, mechul şeyi, müşteriye teslimine gücü yetmeyen şeyi, satıcının mülkiyetine girmesi tamamlanmamış şeyi, göl ve denizdeki balığı. hayvanın memesindeki sütü, hayvanın karnındaki cenini, sürüdeki koyunlardan belirsiz bir tanesini ve demetler halindeki elbiselerden belirsiz bir tanesini satmak. bu tür satışların örnekleridir. Bunlara benzer çok örnekler verilebilir. Bu tür satışların hepsi batıl ve geçersizdir. Çünkü hepsinde aldanma ve aldatma durumu mevcuttur. Böyle bir satışa zaruri ihtiyaç ta yoktur.

 

Zaruret hitlinde kaçınılmaz bazı aldanmalara katlanılır. Mesela: Satınalınan bir evin temelinin nasıl olduğu bilinmeyebilir. Gebe veya süt veren koyun satınalınır. bunların durumu da bilinmez. Çünkü evin temelinin nasılolduğunu görmek zor. Koyunun karnındakini ve süt verim durumunu da bilmek kolay degildir. Bu gibi hususlarda aldanmak göze alınır. Başka bir çare yoktur. Keza bazı basit aldanmalar da kabulolunur. Mesela ev, hayvan ve elbise aylık hesabı ile kiralanır. Halbuki bazı aylar 30 gün. bazıları da 29 gün olur. Alimler ücretle hamam da yıkanmayı caiz görmüşlerdir. Halbuki kimisi çok su kullanır, kimisi hamamda çok kalır. kimisi az kalır.

 

Yukarda verdiğim örneklerde görüldüğü gibi bazen aldanma söz konusu olduğu halde satış caiz görülür. bazen caiz görülmez. Satış akdinin sahih veya batıl olmasının bu husustaki dönüm noktasını alimler şöyle belirlemişlerdir: Eğer aldanmaya katlanma ihtiyacı duyulup bundan korunmak güç ise ve aldanma değeri basit ve cüz'i bir şey ise akid sahihtir. Aldanılan mikdarın mali değeri küçümsenmiyecek derecede ise veya bundan sakınmak mümkün olup güç değil ise yada anılan malı satınalma ihtiyacı yok ise böyle bir satış sahih değildir. Aldatmalı satışa dahil meseleler pek çoktur. Bunlardan bazılarının sahihliği ve batıllığı hususunda ilim ehlınin ihtilaf ettikleri görülebilir. Bu ihtilafın sebebi şudur: Bazı alimler o meseledeki aldanmayı küçümseyerek, yok gibi saymış ve akdin sıhhatına hükmetmiş iken diğer bazı ilim ehIi anılan aldanınayı küçümseyerek akdin batıllığına hükmetmiştir,"

 

 

2- BEY'-İ HİYAR:

 

Bey' kelimesi bilindiği gibi satış akdi demektir. Hıyar kelimesi de satış akdinin kabul veya feshi hususunda muhayyer ve serbest olmak anlamında kullanılmıştır. Şu halde bu terimin özlü karşılığı "Muhayyerlik" satış nevi, demektir Bundan kasdedilen mana nedir?

 

Nevev şöyle der: "Bey-i Hıyar hakkında alimlerin şu üç kavli vardır:

 

1. Bundan maksad. satış akdi tamamlandıktan sonra ve henüz taraflar biribirlerinden ayrılmamış iken bunların biribirlerini. akdin kesinleşmesi veya feshi hususunda muhayyer ve serbest etmeleridir ki buna Tahyir denilir. Bu şöyle olur. Satış akdinden sonra taraflar biribirinden ayrılmadıkça taraflardan birisi veya ikisi akdi feshedebilir. Ancak akid'den sonra taraflar, akdin kesinleşmesine ve fesih cihetine gidilmemesine karar verirlerse, biribirinden ayrılmasalar bile akid kesinleşmiş olur ve artık hiç bir taraf akdi feshedemez, İşte akdin yapıldığı yerde ve taraflar biribirinden henüz ayrılmamış iken akdin kesinleşmiş olmasına karar vermek sureti ile yaptıkları satışa Bey-i Hıyar denilir.

 

2. Bey-i Hıyar'dan maksad, üç gün veya daha az bir süre içinde alım satım işinden dönüş edebilme şartı ile yapılan satış akdidir. Böyle bir şartla yapılan satıştan koşulan süre zarfında dönüş yapılabilir. Tarafların bu süreden önce biribirinden ayrılmaları ile akid kesinleşmiş olmaz. Koşulan sürece muhayyerlik hakkı devam eder, İşte böyle bir şartla yapılan satışa Bey-i Hıyar denilir.

 

3. Bey-i Hıyar, satış akdinden sonra taraflara akdin fesih hakkı ve muhayyerlik hakkı olmamak kaydı ile yapılan satıştır. Bu takdirde akdin yapılması ile satış kesinleşmiş olur. Artık taraflardan hiç birisi akdi feshedemez. Böyle bir satış bize göre sahih değildir. Bunun sahih olduğunu söyleyenler bu yorumu yapmışlardır.

 

Bu hadisin yorumu hakkında beyan edilen değişik görüşlerin özeti budur. Bizim arkadaşlarımız ilk yorumu seçmişlerdir. Şafii ve hadisçilerden BeyhaKi de bunu tercih etmişlerdir. Tirmizi. Sevri, Evzai, İbn-i Uyeyne. İsl  k ve Abdullah bin el-Hasail el-Anberi de bu görüşe taraftar olmuştur."