ŞEFAAT الشفاعة :
İmam Nevevi Müslim şerhinde şu açıklamayı yapar:
ŞEFAAT'E DAİR:
Kadı İyaz (Allah'ın rahmeti ona) dedi ki: Ehl-i
sünnetin mezhebine göre şefaat aklen caiz, naklen vaciptir çünkü yüce Allah'ın:
"O günde Rahman'ın izin vereceği ve sözünden razı olacağı kimseninki
müstesna, şefaatin hiçbir faydası olmayacaktır." (Taha, 109); "Onun
razı olacağı kimselerden başkasına şefaat etmezler." (Enbiya, 28)
buyruklarının ve benzerlerinin açık ifadesi ile sadıkın (doğru sözlü Allah
Resulü'nün) haberi bunu gerektirmektedir.
Ahirette günahkar müminler için şefaatin
sözkonusu olacağına dair toplamı tevatür derecesini bulan pek çok rivayet de gelmiş
olduğu gibi, selef, halef ve onlardan sonra gelen ehl-i sünnet alimleri de bu
hususta icma etmişlerdir. Ancak Hariciler ve bazı Mutezile mensupları bunu
kabul etmemişler, günahkarların cehennemde ebedi olarak kalacakları şeklindeki
mezheplerinin kanaatine bağlı kalıp, bunun için de yüce Allah'ın: "Artık
şefaat edenlerin şefaati onlara fayda vermez." (Müddessir, 48) buyruğu ile
"zalimlerin ne candan bir dostu, ne de şefaati kabul edilir bir şefaatçisi
olacaktır" (el-Mu'min, 40/18) buyruklarını delil göstermişlerdir.
Ancak bu ayet-i kerimeler kafirler hakkındadır.
Şefaati kabul etmeyen bu mezhep mensuplarının, şefaat ile ilgili hadisleri
derecelerin artıp yükselmesi için olacaktır şeklindeki yorumları ise batıldır.
Çünkü gerek bu kitapta, gerekse başkalarında şefaat ile ilgili hadislerin
lafızları onların bu kanaatlerinin batıl ve cehennem ateşinde cezalandırılması
gerekli kimselerin çıkartılması hakkında olduğu gayet açıktır.
Şefaat Beş Türlüdür:
1- Nebimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
özelolan şefaat: Bu mevkif (denilen hesap için beklenilecek) yerin dehşetinden
rahata kavuşup -ileride açıklaması geleceği gibi- hesabın daha çabuk görülmesi
için yapılacaktır.
2- Bazı kimselerin hesapsız olarak cennete
girmesi için yapılacak şefaat: Bu da aynı şekilde bizim Nebimiz (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) için variddir ve bunu Müslim -Allah'ın rahmeti ona- zikretmiş
bulunmaktadır.
3- Cehenneme girmeleri gereken bir topluluk için
yapılacak şefaat: Bunlar hakkında Nebimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de yüce
Allah'ın dilediği kimseler de şefaatçi olacaktır. Yüce Allah'ın izniyle biraz
sonra bunun yerine de dikkat çekeceğiz.
4- Cehenneme girmiş günahkarlar hakkındaki
şefaat (3/35): İşte bu hadisler bizim Nebimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in,
meleklerin ve onların mümin kardeşlerinin şefaatiyle cehennemden
çıkartılacaklarını ifade ederek gelmiş bulunmaktadır. Daha sonra yüce Allah,
hadiste de belirtildiği gibi la ilah e illaIlah dimm herkesi cehennemden
çıkaracak ve cehennemde kaHrlerden başka kimse kalmayacaktır.
5- Cennetliklerin derecelerinin yükselmesi
hususunda yapılacak şefaat: Bu tür şefaati Mutezile de inkar etmez, aynı
şekilde ilk haşrden sonraki şefaati de inkar etmezler.
Kadı lyaz der ki: Salih selefin (r.a.) Nebimiz
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şefaatini istedikleri ve onu arzuladıklarına
dair meşhur rivayetlerle bilinen bir husustur. Buna binaen şefaat ancak
günahkarlar için sözkonusu olduğundan, bir kimsenin yüce Allah'tan kendisine
Muhammed (sallaIlahu aIeyhi ve sellem)'in şefaatini nasip etmesini dilemesi
mekruhtur, diyenlerin görüşlerine itibar edilmez. Çünkü şefaat az önce
açıkladığımız gibi hesabın hafiftetilmesi için de, derecelerin artması için de
sözkonusu olabilir.
Diğer taraftan aklı başında herkes kusurlu
olduğunu itiraf eder, affedilmeye muhtaç olduğunu kabul eder, kendi ameline bel
bağlamaz, helak edileceklerden olmaktan korkar. Böyle bir görüşü kabul eden
kimselerin aslında günahlarının bağışlanması ve ilahi rahmete nail olmak için
de dua etmemesi gerekir; çünkü bunlar da günahkarlar içindir. Ayrıca bütün bu
gibi kanaatler selef ile halefin bilinen dualarına muhaliftir.
Kadı lyaz'ın (Allah'ın rahmeti ona) sözleri
burada sona ermektedir. Allah en iyi bilendir .
KAYNAKLARDA |
Şafii’nin ...
Şefaat’i İspatı (Beyhaki) |