Ana sayfa

 

NEVFEL BİN HARİS R.A.:

 

Eshâb-ı kirâm’dan Peygamberimiz’in (s.a.v.) amcası Hârisin oğlu idi. Bedir Savaşı’na müşriklerin

baskısı ile katıldı. Burada esir düştükten sonra müslüman oldu. Hendek Savaşı sırasında Medine’ye

hicret etti. Künyesi Ebû Hâris’tir. Hz. Ömer’in halifeliği zamanında 15 (m. 636) senesinde vefât etti. Nesebi

ise; Mekke’deki Kureyş kabilesinin Hâşimî kolundan Nevfel bin Hâris bin Abdülmuttalib bin Hâşim

bin Abd-i menâf bin Kusayy el-Kureyşî el-Hâşimî’dir. Kabilesinin zengin, cömert ve kahramanlarından

idi.

Resûlullah (s.a.v.) İslâmiyeti bütün insanlara duyurmaya, anlatmaya başladığı zamanlarda

müslüman olmamıştı, ilk senelerde O’na muhalefet etmesine rağmen bunu isteyerek yapmıyordu. Çünkü

Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ile aralarında kan bağı vardı. Bu akrabalık sevgisi kendisinde fazla idi. Bedir

Savaşı başladığı zaman, Fahr-i âlem’e (s.a.v.) karşı gelmemek ve müslümanlar ile savaşmak için kendisi

gitmek istemiyordu. Fakat diğer müşriklerin (puta tapanların) zorlamaları ile buna katılmaya mecbur

oldu. Savaş sonunda müşrikler mağlup olup birçok esir verdiler. Bunların arasında Hz. Nevfel de bulunuyordu.

Resûlullah (s.a.v.): “Yâ Nevfel fidye verip kendini kurtar.” buyurdu. Hz. Nevfel “Yâ Muhammed!

Kendimi esirlikten kurtarmak için verecek bir şeyim yok!” dedi. Resûlullah (s.a.v.) da: “Cidde’deki

mızraklarını versene!” buyurunca O da; “Allah’a yemin ederim ki, Cidde’de mızraklarımın bulunduğunu

benden ve Allah’tan başka kimse bilmiyordu. Ben, şehâdet ederim ki sen Resûlullah’sın!” diyerek

müslüman oldu. Mızraklarını verip kendini esirlikten kurtardı. Bunların sayısı bin tane kadar vardı. Kendisi

Hâşimoğullarından müslüman olanların en yaşlısı, hatta Hz. Hamza ve Hz. Abbas’dan daha yaşlı

idi. Yine Haşimoğulları’ndan kardeşleri Rebîa, Ebû Süfyân ve Abdüşşems’den de büyük idi.

Bundan sonra Hz. Nevfel Mekke’ye geri döndü. Bir müddet orada kaldıktan sonra Hz. Abdullah bin

Abbas ile beraber Hendek Savaşı sırasında Mekke’ye, Resûlullah’ın (s.a.v.) yanına hicret etti. Peygamber

efendimiz onunla Abbâs bin Abdülmuttalib’i (r.a.) kardeş yaptı. Cahiliyyet devrinde malları ortaktı.

Birbirlerini severlerdi. Resûlullah (s.a.v.) ikisi için Mescid-i Nebevî’nin bitişiğinde bir ev verdi. Bu ev bir

duvar ile ikiye ayrılmıştı.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) Hz. Nevfel’i hatırladıkları zaman hayırla anarlardı. Birgün evlenmek

istediğini söyleyince Resûlullah (s.a.v.) hemen onu evlendirdi Kendisi Resûlullah’a (s.a.v.) büyük bir

muhabbet ile bağlı, son derece kuvvetli imâna ve cesarete sahip idi. Çok cömert idi.

Hz. Nevfel Medine’de iken ilk önce Mekke’nin fethine katıldı. Taif ve Huneyn seferlerinde büyük

yardımlar ve maharetler gösterdi. Bilhassa Huneyn Savaşı’nda Resûlullah’a (s.a.v.) üçbin mızrak ile

yardım etti. Peygamberimiz (s.a.v.) ona: “Sanki ben senin şu mızraklarının müşriklerin sırtlarını (sırt

kemiklerini) kırdığını görüyorum.” buyurdu. O Resûlullah’ın (s.a.v.) sağ tarafında en önde bulunuyordu.

İslâm ordusunun ön safları dağıldığı zaman büyük kahramanlık göstererek kendisi gibi birkaç yiğit

mücâhid ile düşmana hücum etti. Müşrikler kaçmaya başlayınca müslümanlar saflarını düzelttiler. Neticede

savaş İslâm ordusunun zaferi ile bitti.

Hz. Nevfel Hz. Ömer’in halifeliği sırasında Medine’de 15 (m. 636)’da vefât etti. Namazını Hz. Ömer

kıldırarak Cennetü’l-Bâki’ kabristanına defn edilinceye kadar cenâzesinde bulundu.

 

KAYNAKLAR:

 

1) Tabakât-ı İbni Sa’d cild-4, sh-44

2) El-İsâbe cild-3, sh-577

3) El-A’lâm cild-8, sh-54