ABDULLAH BİN ZEYD R.A.
Ezân-ı Muhammediyye’nin
okunuşunu rüyasında görüp haber vermesinden dolayı “Sâhibü’l-ezân”
adı ile meşhûr olan sahâbî.
Adı, Abdullah bin Zeyd bin Abd-i Rabbih bin Sa’lebe bin Zeyd bin Hâris bin
Hazrec el-Ensârî’dir. Ebû
Muhammed el-Medenî adı ile künyelenmiştir. Medîneli müslümanların Hazrec
koluna mensûbtur. Akabe
bî’atinde bulunarak Resûlullah’a (s.a.v.) îmân edip müslüman olmakla
şereflenmiştir.
Hicretin ikinci yılında (m.
624) yapılan Bedir muharebesine iştirak etmiş ve diğer bütün harplere
katılarak, büyük
kahramanlıklar göstermiştir. Mekke’nin fethinde müslümanlar Mekke’ye girdikleri
zaman,
Hazrec kabilesinin
Hârisoğulları kolunun bayrağını Hz. Abdullah bin Zeyd taşıyordu.
Hicretin dokuzuncu (m. 631)
senesinde, Resûlullah (s.a.v.) ile beraber Veda Haccı’nda bulundu.
Bu hac esnasında elinde
bulunan bütün mallarını, hayvanlarını, fakîrlere sadaka olarak dağıttı.
Kendisine
sadece bir kısrak
alıkoymuştu. Cömertliği o kadar çoktu ki, kendisi, sıkıntı ve zaruret içinde
yaşamayı
tercih eder, mallarını
Allah yolunda harcardı. Hz. Abdullah’ın arazisi pek azdı. Orada hayvanlarını
besliyordu. Fakat çok
kerre, beslediği hayvanlarını da fakîrlere dağıtır, sadaka verirdi.
Hz. Abdullah bin Zeyd’in
Muhammed adında bir oğlu olup, Peygamberimiz zamanında doğdu.
Kendisinin, Uhud harbinde
şehîd olduğunu bildiren raviler var ise de, bu haber kat’î değildir. O,
hicretin
22 nci (m. 644) yılında 64
yaşında iken vefât etti. Cenâze namazını halife Hz. Osman kıldırdı.
Hz. Abdullah bin Zeyd,
Resûlullah (s.a.v.) efendimizden “Ezan” ile ilgili hadîs-i şerîfi rivâyet
etmekle
meşhûrdur. İmâm-ı Buhârî ve
İmam-ı Tirmizî’ye göre kendisinden yalnız bir ezan hadîs-i şerîfi rivâyet
edilmiştir. Fakat hadîs
imamı İbn-i Hacer-i Askalanî, 6 veya 7 hadîs-i şerîfin kendisinden rivâyet
edildiğini
bildirmiştir. Ezan ile
ilgili hadîs-i şerîf hakkında bildirilen rivâyetler değişik olmakla beraber
hepsinde
bildirilen hüküm aynı
olmuştur.
Ezan okumak, hicretin
birinci senesinde (m. 623) Medine’de başladı. Bundan önce, namaz vakitlerinde
yalnız (Essalâtü Câmi’a)
denilirdi. Hicretin birinci senesinde, Resûlullah (s.a.v.), Eshâb-ı kirâma
sordu. Kimisi, namaz
vakitlerini bildirmek için, Nasârâ gibi Nâkûs, yani çan çalalım dedi. Kimisi,
Yahudiler
gibi boru çalınsın dedi.
Kimisi de namaz vakti ateş yakıp yukarı kaldıralım dedi. Resûlullah, bunları
kabul etmedi.
Abdullah bin Zeyd bin
Sa’lebe (r.a.) ve Hz. Ömer rüyada ezan okunmasını gördüler. Abdullah bin
Zeyd (r.a.) Resûlullah’a
(s.a.v.) gelip rüyasını anlattı:
Yeşil bir şal ve peştamal
bağlamış, eline çan almış bir kişi gördüm. Ona sordum: “Elindeki çanı satar
mısın?” “Ne yapacaksın?”
dedi. Namaz vakitlerini bildirmek için çalacağım” deyince o zat dedi ki:
“Ben sana daha hayırlısını
tarif edeyim.”
Kıbleye karşı durdu ve
yüksek sesle “Ezân”ın mübârek kelimelerini okudu. Biraz durduktan sonra,
aynı kelimeleri tekrar
ederek sonuna doğru “Kad Kâmetis salâtü” cümlesini ilâve etti”
Bunun üzerine, Resûlullah
efendimiz buyurdular ki: “Rüya haktır. O kelimeleri Bilâl’e öğret, okusun!”
Hz. Bilâl de, mescid-i
şerîfin yakınında bulunan yüksek bir dama çıkarak, ilk ezanı öğretilen
kelimelerle
okudu.
Hz. Ömer, ezan sesini
işitince koşa koşa Resûlullah efendimizin huzuruna geldi. Hz. Bilâl’ın
söylediği
kelimeleri aynen rüyasında
gördüğünü arz etti. O gece, Eshâb-ı kirâmdan bir kısmı da aynı rüyayı
görmüşlerdi. İşte bu sırada
Cuma sûresi 9.ncu âyet-i kerîmesi nazil olmuş, böylece ezan, vahiy ile de
bildirilmiş oldu. İşte o
günden itibaren, her namaz vakti ezan okunması sünnet oldu.
Buyurdular ki: “Dünyada
olup ta âhıret hayatı yaşıyan insan se’âdet içindedir. Bir insan yaşadığı
müddetçe Allahı hatırından
çıkarmayıp, O’na hep yalvarırsa ahirette merhametine sebeb olur. Böylece
âhıret hayatı yaşamış
olur.”
KAYNAKLAR:
1) Tabakât-ı İbn-i Sa’d
cild-1, sh-247
2) El-Îsâbe cild-2, sh-312
3) El-İstiâb cild-2, sh-311
4) Müsned-i Ahmed bin
Hanbel cild-4, sh-43
5) Sünen-i Dârimî cild-1,
sh-268
6) Tehzîb-üt-tehzîb cild-5,
sh-223
7) Nasb-ür-râye cild-1,
sh-266 vd.
8) Medâric-ün-nübüvve
cild-2, sh-99
9) Sahîh-i Buhârî cild-1,
sh-150
10) Sahîh-i Müslim cild-2,
sh-3
11) Sünen-i Ebû Dâvud
cild-1, sh-116
12) Tam İlmihâl Se’âdet-i
Ebediyye sh-173