MUĞNİ’L-MUHTAC

YEMİNLER

 

GİRİŞ

 

1. Başlıkta yer alan ... "eyman" kelimesi ... "yemin" kelimesinin çoğuludur. Bu kelime sözlükte aslen "sağ el" anlamına gelmektedir. Yemin etmeye bu isim verilmesinin sebebi şudur: Araplar karşılıklı olarak yemin ettiklerinde birbirlerinin sağ ellerini tutarlardı.

 

2. Sağ el, kuvveti tam olarak barındırdığı için sağ ele de Arapça'da "yemin" denilmiştir. Nitekim Yüce Allah "biz onu sağ elimizle yakalardık" [el-Hakka, 45] buyurmuştur. Buradaki sağ el, kuvvet anlamındadır.

 

3. Yemin etmek, bir şeyin var olması veya olmaması konusunda yeminin bozulmamasını güçlendirdiği için bu, ["güçlendirmek anlamına gelen] "yemin" kelimesi ile ifade edilmiştir.

 

4. Bir görüşe göre ise yemin eden kimsenin eli nasıl kendisini koruyorsa yemini de kendisini bir şeye karşı koruduğu için ona yemin denilmiştir.

 

5. Bir fıkıh terimi olarak yemin; geçmişte olsun gelecekte olsun, olumlu olsun olumsuz olsun "sabit olmayan bir şeyi gerçekleştirmek" demektir. Bu, ister eve girmeye ilişkin yemin etmede olduğu gibi, yapılması mümkün bir şeyolsun isterse zaten ölü bir kimseyi öldürmek gibi imkansız bir şeyolsun, yemin eden kişi ister doğru söylesin ister yalan söylesin, ister durumu biliyor isterse bilmiyor olsun fark etmez.

 

6: "Gerçekleştirmek" ifadesi lağv yeminini dışarıda bırakmaktadır. Ileride geleceği üzere bu, bir yemin değildir.

 

7. "Sabit olmayan" ifadesi "vallahi öleceğim" veya "vallahi gök yüzüne tırmanamam" ifadelerinde olduğu gibi sabit olan bir şeyi dışarıda bırakmaktadır. Çünkü bunlar zaten gerçekleşmiş olduğundan bunları gerçekleştirmenin bir anlamı yoktur. Ayrıca bu gibi konularda yemini bozma düşünülemez.

 

"Ölüyü öldürmek" gibi yeminini tutmanın düşünülemeyeceği bir şey üzerine yemin edildiğinde yeminin geçerli sayılması durumu bundan farklıdır; çünkü burada yemin bozmanın imkansız olması Allah'ın ismini tazim amacını ihlal etmez. Oysa yemini tutmanın mümkün olmaması bu amacı ihlal eder. Bu durum kişiyi keffarete muhtaç kılar.

 

Yemin aynı zamanda sözü tekid etmek için de olur.

 

8. Yemin konusunda temel delil icmadan önce şu ayetlerdir:

 

> Allah sizi kasıtsız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Lakin kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar. Allah gafardur, halimdir. [el-Bakara, 225]

 

> Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır. [Al-i İmran, 77]

 

Konuyla ilgili hadislerden bazıları şunlardır:

 

[*] - Hz. Peygamber (s.a.v.) "kalpleri evirip çeviren Allah'a yemin olsun ki öyle değil" diyerek yemin ederdi.(Buhari, el-Eyman ve'n-nüzür, 6628)

 

[*] - Bir başka hadiste belirtildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) "Vallahi Kureyş'le savaşacağım" şeklinde üç defa yemin etmiş, üçüncüde "inşallah" demiştir. (Ebu Davud, el-Eyman ve'n-nüzür; 3285)

 

9. Yemin, kasem, ila, halif sözcükleri eş anlamlı sözcüklerdir.

 

Not:  Nevevi, daha önce boşama ve ila konusunda bu tasarrufları gerçekleştirenlere ilişkin ölçüyü zikrettiğinden [ve yemin eden kimse hakkında da aynı ölçü geçerli olduğundan] "yemin eden kimse" hakkındaki ölçüyü belirtmemiştir. Ancak bu yeterli değildir. Bu konuda en uygun ölçü şudur: "Mükellef olup kendi isteğiyle hareket eden ve kasıtlı olarak yemin eden kimsenin yemini geçerlidir." Bu ölçüye göre çocuk ve akıl hastasının, ikrah altında olan kişinin ve kasıtsız yemin eden kişinin yemini geçerli değildir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

1. YEMİN NASIL KURULUR ?