MÜSABAKA |
1. YARIŞ YAPMANIN HÜKMÜ
Her ikisi de [yani hem
at yarışı hem ok atma yarışı yapmak] sünnettir ve bu ikisi sebebiyle bedel
almak helaldir.
1. Her ikisi de [yani hem
at yarışı hem de ok atma yarışı yapmak] Müslüman erkekler içinden -el-İstiksa
yazarının, cihada hazırlanmak amacıyla bunu yapan topal kişi ile ilgili açık
olarak ifade ettiği üzere- özür sahibi olmayanlara sünnettir.
Bu konuda icma vardır.
Ayrıca "onlara
[düşmanlara] karşı gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın." [el-Enfal, 60]
ayeti de buna delildir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu ayetteki kuvveti "[ok
vb. şeyleri] atmak" olarak tefsir etmiştir.(Müslim, İmare, 4923)
Buharl'de şu hadis yer
almaktadır: "Hz. Peygamber (s.a.v.) Eslem kabilesinden ok atma yarışı
yapan bir grubun yanına uğradı. Onlara: Fırlatın oklarınızı ey İsmail oğulları!
Çünkü babanız da bir atıcıydı" buyurdu. (Buhari, Cihad, 2899)
Enes (r.a.) şöyle
demiştir: "Resulullah (s.a.v.)'ın devesi Adba hiç geçilmezdi. Bir gün bir
bedevI devesine oturmuş olarak geldi ve Adba'yı geçti. Bu durum Müslümanların
zoruna gitti. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bu
dünyadan bir şeyi yükselttiğinde onu alçaltmak Allah'ın değişmez bir kuralıdır.
"(Buhari, Cihad, 2872; Ebu Davud, Edeb, 4802)
Tirmizl'nin hasen, İbn
Hibban'ın sahih görerek naklettiği habere göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur: "Deve, at ve ok atma dışında yarış yapmak yoktur.
"(Tirmizi, cihad, 2513; İbn Hibban, siyer, 4690)
Zerkeşi şöyle demiştir:
"Ok ve at yarışı yapmanın farz-ı kifaye olması gerekir; çünkü bu ikisi
cihadın vesilelerindendir. Bir vacibe, ancak kendisi aracılığıyla ulaşılabilen
şey de vaciptir. Yarışma konusundaki emir de bunu gerektirmektedir."
Zerkeşi devamla şöyle
demiştir: "NevevI'nin ifadesi her ikisinin de mutlak olarak sünnet olma
konusunda birbirine eşit olmasını gerektirir. Oysa ok atmanın daha güçlü sünnet
olması gerekir. Çünkü sünenlerde merfu olarak şu hadis rivayet edilmiştir: "Ok
atın ve ata binin. Ok atmanız sizin için ata binmenizden daha hayırlıdır.
"(Ebu Davud, Cihad, 2513)
Bu hükmün aklı gerekçesi
şudur: Ok atmak hem geniş mekanda yararlıdır, hem de muhasara altına alınmış
bölgelerde olduğu gibi dar mekanlarda yararlıdır, at koşturma ise böyle
değildir. Zira bunun dar mekanlarda bir faydası yoktur. Hatta bunun zararı bile
olabilir.
Nevevi,
Ravdatü't-talibin' de şöyle demiştir:
Ok atmayı bilen bir
kimsenin bunu terk etmesi şiddetli derecede mekruh görülür. Zira Müslim'in sahihinde
belirtildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse
ok atmayı bildiği halde bunu terk ederse bizden değildir" veya" isyan
etmiştir. "(Müslim, Imare, 4926)
Maverdl'nin belirttiği
üzere kişi bununla cihaddan başka bir şey kastederse bu mubahtır; çünkü ameller
niyetlere göredir. Ezrai şöyle demiştir: Kişi ok atma ve at yarışı yaparken bu
fiillerle yol kesme gibi haram bir şeyi kastederse her ikisi de haram olur.
2. Kadınlar açısından ok
atma ve at yarışına gelince, Saymerı bunun kadınlar için sünnet olduğunu kabul
etmemiş, Rafii ve Nevevi de bunu onaylamıştır.
Zerkeşi ve başkaları
şöyle demiştir: "Saymerl'nin kastı mutlak olarak değil bunun bedel
karşılığında olmasıdır. Zira Ebu Davud'un sahih senetle rivayet ettiğine göre
Hz. Aişe, Resulullah (s.a.v.) ile koşu yarışı yapmıştır. (Ebu Davud, Cihad,
2574; Tirmizi, Cihad, 1700 )
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN