MUĞNİ’L-MUHTAC

ÖLDÜRME VE YARALAMA

 

I. Öldürülen Şahsın, Katilin Zannettiğinden Farklı Bir Halde Olması

 

1. Kişi, darulharpte bir müslümanı kafir zannederek öldürse kısas cezası uygulanmaz. Daha güçlü görüşe göre diyet de böyledir. Şayet İslam ülkesinde öldürürse hem kısas hem diyet gerekli olur. Kısasın gerekli olmadığı yönünde İmam Şafii'ye ait bir görüş de bulunmaktadır.

 

2. Kişi mürted, zımmi veya köle olduğunu bildiği birini öldürse yahut da kişiyi babasının katili zannederek öldürdüğü halde maktul, zannettiğinden farklı durumda olsa mezhepte esas alınan rivayete göre kısas cezası uygulanır.

 

3. Kişi ölüm hastalığında olan birinin hastalığını bilmeksizin, hasta bir şahsı öldürecek şekilde kendisine vursa kısas cezası gerekli olur. [Zayıf] bir görüşe göre ise gerekli olmaz.

 

62. Bir kimse bir şah sı kafirlerin tapındıkları ilahlarını yüceItirken veya üzerinde kafirlere ait giysiler varken gördüğünden onu kafir olduğunu zannederek darulharpte öldürse veya ileride geleceği üzere İslam ülkesinde harp ülkesi vatandaşlarına ait bir nitelikte görse [ve onu öldürse] açık bir mazeret durumu bulunduğundan kısas cezası kesinlikle gerekli olmaz.

 

Bulkinl'nin belirttiğine göre Müslümanlar tarafından yardımı istenmemiş olan bir zımm! onu öldürürse Bulkinl'nin belirttiğine göre kısas uygulanması gerekir. Bulkin! "İmam Şafii'nin açık ifadeleri arasında da bunu destekleyen ifadeler yer almaktadır" demiştir.

 

63. [Yukarıdaki durumda diyet gerekir mi? Bu konuda İmam Şafii'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Daha güçlü görüşe göre diyet de gerekmez; çünkü bu kişi [öldürme vb. fiillerin] mübah olduğu darulharpte kalmakla kendi dokunulmazlığını ortadan kaldırmıştır. Bu kişi onların ülkesinde Müslüman olarak bilinsin ya da bilinmesin, şahsen belirlenmiş olsun ya da olmasın hüküm böyledir.

 

İkinci görüş

 

Diğer görüşe göre ise diyet gerekir; çünkü diyet, şüpheli durumlarda da sabit olur.

 

64. Keffarete gelince, o kesinlikle gerekli olur. Zira Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

 

> [Maktul] size düşman olan bir toplumdan olup kendisi mümin ise [keffaret olarak] bir mümin köle azat etmek gerekir. " [Nisa, 92]

 

İmam Şafii ve başkalarının nakletliğine göre burada "toplumdan" ifadesi "toplumda" anlamına gelmektedir.

 

Not:  Kişinin kafir olduğunu zannetmek yetmez, onun darulharbe mensup olduğunu zannetmek de gereklidir. Şayet kişi zımmı olduğunu zannederek öldürürse daha sonra Nevevi'nin ifadeleri arasında mezhepte esas alınan görüşe göre bunun kısası gerektireceği zikredilmiştir.

 

"Kafir olduğunu zannederek" diyerek böyle bir zan olmaksızın öldürmeyi dışarıda bırakmıştır. Bu konuda Rafifnin eş-Şerhu'[kebir ve eş-Şerhu's-sağir'de Beğavi'den zikrettiği ayrıntı söz konusudur.

 

Nevevi Ravdatü't-talibin'de bunu kesin bir şekilde şu ifadeyle aktarmıştır: "Kişi onun mekanını bilir ve onu kastederse sanki İslam ülkesinde kasten öldürmüş gibi kabul edilir."

 

Şayet başkasına kastettiği halde attığı şeyona isabet etmişse akılesi hafifleştirilmiş diyet öder.

 

Darulharpte mekanını bilmeksizin kafirler safına doğru bir ok fırlatsa orada bir Müslüman olduğunu bilsin ya da bilmesin bakılır:

 

Şayet belirli bir şahsı hedef alarak atmamışsa ya da bir kafiri hedef aldığı halde yanlışlıkla bir müslümana isabet etmişse kısas ve diyet söz konusu olmaz.

 

Yine bir gece baskını ya da saldırıda Müslüman olduğunu bilmeksizin öldürse kısas ve diyet gerekmez.

 

Belirli bir şahsı hedef alarak atış yaparak isabet ettirse [ve öldürse] bu kişi Müslüman ise öldüren şahsa kısas gerekmez. Diyetin gerekip gerekmediği konusunda İmam Şafii'ye ait iki görüş bulunmaktadır. Rafil ve Nevevi şöyle demiştir: Bu, kafir olduğunu zannederek bir müslümanı öldürme konusundaki iki görüş gibidir.

 

Darulharp halkı bir müslümanın o ülkeye girişine izin vermiş olsalar o da o ülkede, onların kıyafetlerini giymiş olan bir müslümanı öldürse ne olur? Zerkeşi şöyle demiştir: "Şu kimseye kıyasla o şahsa kısas uygulanması gerekir: Köle olarak bilinen bir şahıs azat edilmiş olsa, kişi onun azat edildiğini bilmeksizin öldürse katile kısas uygulanır."

 

Bu görüş, Nevevi tarafından "irtidat" bahsinde doğru olarak kabul edilmiş olan "kafirlerin kıyafetini giymek irtidat etmek anlamına gelmez" görüşünü kabul ettiğimizde yukarıdaki görüş doğrudur. Ancak İmam Şafii'nin ifadesi olarak aktarılan "bu, irtidat etmektir" görüşünü kabul ettiğimizde o zaman kısas gerekli olmaz.

 

65. Kişi belirtilen kimseleri İslam ülkesinde iken öldürürse kısas ve diyet gerekir.

 

Nevevi'nin ibaresinden sanki ikisi birlikte gerekli olurmuş gibi bir anlam anlaşılsa da bilindiği üzere bu ikisi bir arada gerekli olmaz, bedel yoluyla [biri gerekli olmayınca onun bedeli olarak diğeri şeklinde] gerekli olur.

 

Bu hükmün gerekçesi şudur: İslam ülkesinde olan kişi açısından görünürdeki durum onun can dokunulmazlığına sahip olmasıdır.

 

Şu durum istisna edilir: Bu kişi bizim ülkemizde darulharp halkının safında yer alırsa İmam ŞafiI'ye ait daha güçlü görüşe göre onu öldüren kişişe kısas da diyet de gerekli olmaz.

 

66. Yukarıdaki meselede, belirtilen kişileri öldürme durumunda, şayet o kişinin önceden harp ülkesi vatandaşı olduğu biliniyorsa kısasın gerekli olmayacağına dair İmam Şafii'nin el-Ümm'de zikredilen bir görüşü bulunmaktadır. Çünkü maktul, kafirlerin kıyafetlerine

bürünerek ortaya çıkmakla kendi dokunulmazlığını ortadan kaldırV mıştır. O kişinin harp ülkesi vatandaşı olduğu bilinmemekle birlikte öldüren kişi öyle zannetse -harp ülkesinde öldürme meselesinin aksine- bu durumda kesin olarak kısas gerekli olur. Harp ülkesinde ise harp ülkesi vatandaşı olduğunu zannetmesi yeterlidir.

 

67. Kısası gerekli kılmadığımızda akıle üzerine ağırlaştırılmış diyet mi hafifleştirilmiş diyet mi gerekli olur? Bu konuda Ravdatü 'ttalibın ve eş-Şerhu'l-kebır'de bir tercihte bulunulmaksızın İmam Şafii'ye ait iki görüş aktarılmıştır. Cüveyni'ye göre ilki daha güçlüdür.

 

68. Bir kimse [daha önceden] mürted, zımmı veya köle olduğunu bildiği birini öldürse veya bir şahsı babasının katili zannederek öldürse, durum düşündüğünün aksi çıksa yani mürted ya da zımmı zannettiği kişi Müslüman, köle zannettiği kişi hür veya babasının katili zannettiği kişi katil olmayan bir şahıs çıksa [hüküm ne olur? Bu konuda mezhep içinde iki rivayet bulunmaktadır:]

 

Birinci rivayet

 

Mezhepte esas alınan rivayete göre kısas uygulamak gerekli olur. Burada işin hakikati dikkate alınır; çünkü kişi bir başkasını kasten ve haksız olarak öldürmüştür. Zan, adam öldürmeyi mübah kılmaz.

 

Zımmi, köle vb. kişilere ilişkin konuda bu hüküm açıktır.

 

Mürtede gelince; Rafil şöyle demiştir: "Çünkü mürtedi öldürmek devletin yapacağı bir şeydir." Bundan, [bahsi geçen durumda] devlet başkanına kısas cezasının uygulanmayacağı sonucu çıkar. İtimad edilmesi gereken ise metindeki mutlak ifadedir; çünkü devlet başkanının [cezayı uygulamadan önce] durumu araştırması gerekirdi.

 

Son durumda kısas uygulanmasının sebebi ise şudur: Kişinin durumu iyice araştırması gerekirdi. Üstelik bu kişi açısından [önceden o maktulün ölümü hak etmesini gerektirecek] bir önceki durum da bulunmamaktadır.

 

İlk durum dışındaki durumlarda kısasın gerekli olmadığı şeklinde İmam Şafii'ye ait bir görüş de bulunmakta olup bu ilk durum hakkında da geçerli kabul edilmiştir. Sonuncu durum dışındakilerde kısasın kesinlikle gerekli olduğuna dair bir rivayet de bulunmaktadır ki Rafil son durumda bu rivayetin alınmasının mümkün olabileceğini kendi görüşü olarak belirtmiştir.

 

Not:  "Bildiği" ifadesinden şu sonuç çıkar: "Kişi bir şahsın mürted veya zımmı yahut köle olduğuna dair bir bilgisi olmayıp böyle olduğunu zannederek onu öldürse kısasın kesin olarak uygulanması gerekir."

 

Bu doğrudur. Cüveyru ise kişinin zımmı veya köle olduğunu bilmeksizin öyle zannederek öldürme durumunda İmam Şafii'nin iki görüşü bulunduğunu nakletmiştir.

 

Görüş ayrılığı, katilin hür ve Müslüman olması haline özgüdür. Katil köle veya zımmı ise kısas cezası kesin olarak gerekli olur.

 

69. Bir kimse bir şahsın hasta olduğunu bilmeksizin, sağlam bir kimseyi değil ama hasta olan bir şah sı öldürecek bir şekilde vursa ve o kişi ölse [ne olur? Bu konuda iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Doğru görüşe göre vuran kişiye kısas uygulanması gerekir; çünkü [karşısındakinin hasta olduğunu] bilmemesi vurmayı mübah kılmaz.

 

 Not: Gerekçeden anlaşıldığına göre koca[nın karısına] ve muallim[in öğrencisine vurması örneğinde olduğu gibi] bir kimsenin diğerine vurmasının mübah olduğu durumlarda kişi diğer şahsın hasta olduğunu bilmeksizin sağlıklı bir kişiyi öldürmeyecek şekilde tedib amaçlı olarak ona vursa ve o kişi ölse kısas gerekmez.

 

el-Vasit ve başka eserlerde bu şekilde yer almaktadır. Oysa Nevevi ve el-Muharrer'de [Rafii] bunu [herhangi bir kayıt belirtmeksizin] mutlak olarak zikretmişlerdir.

 

İkinci görüş

 

[Zayıf] bir görüşe göre kısas gerekmez; çünkü kişinin vuruşu kendisine göre öldürücü değildir.

 

"Bilmeden" ifadesi bilerek vurmayı dışarıda bırakmaktadır, zira bu duruda kısas kesinlikle gerekli olur.

 

"Hastayı öldüren" ifadesi sağlam bir kimseyi öldüren vuruşu dışarıda bırakmaktadır. Zira bu durumda kısas kesinlikle gerekli olur.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN