SÜT EMME |
SÜT HARAMLIĞININ KAPSAMI
Süt emziren kadın süt
emenin annesi olur, sütün gelmesine sebep olan erkek de süt baba olur. Bu
haramlık, süt babanın çocuklarına sirayet eder.
Kişinin beş ümmüveledi
veya dört karısı ve bir ümmü veledi olsa, bir çocuk bu beş kadının her birinden
bir defa emse daha doğru görüşe göre çocuk o kişinin süt oğlu olur, bu kadınlar
da o çocuğa haram olurlar; çünkü kadınlar. süt babanın ilişkide bulunduğu
kimselerdir. Ümmüveledler yerine kızlar veya kız kardeşler olsa, daha doğru
görüşe göre haramlık olmaz.
Süt emziren kadının
nesep veya süt yoluyla ola") babaları, süt emenin dedeleridir. Süt
emzirenin anaları da süt emenin nineleridir. Süt emzirenin nesep veya süt
yoluyla çocukları süt emenin süt erkek ve süt kız kardeşleridir. Süt emzirenin
erkek kardeşleri ve kız kardeşleri süt emenin dayıları ve teyzeleridir. Süt
babanın babası, süt emenin dedesidir.
Süt babanın erkek
kardeşi süt emenin amcasıdır, bu, diğer şahıslar için de böyle devam eder.
Süt, sütün gelmesine
sebep olan çocuğun evlilik veya şüpheli ilişki yoluyla kendisine bağlandığı
kişiye ait olup zinadan kaynaklanan süt dikkate alınmaz. Kişi lian yaparak
çocuğun nesebini reddetse süt de ortadan kalkmış olur.
Evli bir kadınla şüphe
yoluyla ilişkide bulunulsa veya iki kişi şüphe yoluyla bir kadınla ilişkide
bulunsa çocuk, nesep uzmanının vereceği bilgi veya bir başka yolla kime
bağlanıyorsa [kadından gelen] süt de o kişiye ait olmuş olur.
[Bir kadından gelen]
süt, kocasının ölümü veya Kendisini boşaması durumunda aradan uzun zaman geçmiş
olsa da veya süt kesilip sonradan tekrar dönmüş olsa da kocadan kesilmiş olmaz.
Kadın başkasıyla evlenmiş ve ondan çocuk doğurmuşsa doğum sonrasındaki süt o
kocaya ait olur, doğum öncesindeki süt ise ikinci doğum sütünün ortaya çıkma
vakti girmemiş ise ilk kocaya aittir. Vakit girdiğinde de böyledir. İmam
ŞafiI'ye ait bir görüşe göre ikinci kocaya aittir. O. Bir başka görüşe göre ise
her iki kocaya aittir.
26. Bil ki süt haramlığı
süt veren kadın ve sütün gelmesine sebep olan erkekten başlayarak bu ikisinin
üst, alt ve yan soylarına sirayet eder. Süt emenin ise yalnızca alt soyuna
sirayet eder. Buna göre yukarıdaki şartlar mevcut ise Kur'an'ın açık ifadesine
göre süt emziren kadın bu süt emzirmesi sebebiyle [süt emenin süt] annesi olur.
Şer'an dokunulmazlığı bulunan sütün gelmesine sebep olan erkek de süt emenin
babası olur.
27. Süt haramlığı, süt
emenin kendisinden yalnızca çocuklarına yayılır. Bu çocuklar ister nesepten
ister süt emmeden olsun fark etmez.
Bu yüzden Nevevi
"çocukları" ifadesi ile süt emenin babalarını ve kardeşlerini
dışarıda bırakmıştır, süt haramlığı onlara sirayet etmez. Süt emenin babası
veya erkek kardeşi, süt emziren kadın veya onun kızlarıyla evlenebilir.
Süt emzirenin kocası,
süt emen çocuğun annesi veya kız kardeşiyle evlenebilir.
Cürcani, el-Muayat adlı
eserinde şöyle demiştir:
Süt emzirenden süt emene
doğru olan haramlık, süt emenden süt emzirene doğru olan haramlıktan daha
geneldir; çünkü haramlık -normal şartlarda- kadının fiiliyle olduğundan onun
etkisi daha çoktur, çocuğun -normal şartlarda- süt emme konusunda bir fiili söz
konusu değildir, bu yüzden çocuk üzerinde haramlığın etkisi daha azdır.
Sütün gelmesine sebep
olan kişi bir erkek olduğundan onun durumu da süt veren anne gibi olmuştur.
Not: Şarih Celaleddin el-Mahalli
"çocukları" Hadesindeki zamırı "sütün kendisinden geldiği
kişi" olarak düşünmüştür, oysa yukarıda belirtildiği gibi bunun süt emen
çocukla ilgili görülmesi daha uygundur. İbn Kasım "Şarih'in yaptığı, bir
yanılgıdır" demiştir.
28. Bil ki süt babalık
ile süt analık arasında zorunlu bir ilişki yoktur. Süt analık bulunduğu halde
süt babalık olmayabilir. Örneğin bakire bir kızdan süt gelse yahut da kocası
olmayan dul bir kadından süt gelse [yalnızca süt analık söz konusu olur, süt
babalık olmaz.] Süt babalık da süt analıktan ayrı olarak tek başına
bulunabilir.
Buna göre;
> Bir kimsenin beş
tane ümmüveledi olsa,
> Kendisiyle zifafta
bulunduğu dört karısı ve bir ümmüveledi olsa,
Bir çocuk bu beş kadının
her birinden -isterse peşpeşe olsun- bir defa emse [bu çocuk o kişinin süt oğlu
olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
Birinci görüş
Daha doğru görüşe göre
çocuk o kişinin süt oğlu olur; çünkü [çocuğun emdiği] sütün bütünü ona aittir.
Bu kadınlar da o çocuğa haram olurlar; çünkü bu kadınlar, süt babanın ilişkide
bulunduğu kadınlardır. Kadınların haram olma sebebi onların süt anne olmaları
değildir.
İkinci görüş
Çocuk o kişinin süt oğlu
olmaz; çünkü süt babalık süt analığa bağlıdır, burada süt analık yoktur.
[Dolayısıyla süt babalık da yoktur.]
29. Kişinin,
ümmüveledler yerine kızları veya kız kardeşleri olsa ve bir çocuk bunların
tümünden bir defa emse [o çocuk o kişinin süt oğlu olur mu? Bu konuda mezhep
içinde iki görüş bulunmaktadır:]
Birinci görüş
Daha doğru görüşe göre
adam ile çocuk arasında süt haramlığı söz konusu olmaz. Çünkü ilk durumda süt
dedelik, ikinci durumda süt dayılık ancak süt analık aracılığıyla sabit
olabilir, burada ise süt annelik sabit olmamıştır.
İkinci görüş
Burada kişinin kızları
veya kız kardeşleri tek bir kişi gibi kabul edilerek süt haramlık sabit olur.
Yani kişinin bir kızı veya bir kız kardeşi olup da bir çocuğu beş defa emzirmiş
gibi kabul edilir.
Not: Bir kimsenin nikahı altında bulunan küçük kız
bebek, o kişinin ilişkide bulunduğu beş kadının her birinden bir defa süt emse,
sütün gelmesine sebep olan erkek başka olsa bu kız bebek ona haram olur.
İbnü'l-Mukrı [bunun
gerekçesi konusunda] şöyle demiştir: "Çünkü bu kız, onun üvey kızı
olmuştur." Hocamız Zekeriya el-Ensarı de şerhinde onu desteklemiş ve şöyle
demiştir: "Bunu, [şerhettiğim metnin] aslı İbnü'l-Kass'tan
nakletmiştir."
Bu, açık bir şekilde
itiraza açıktır; çünkü süt annelik sabit olmadığından o kız üvey kız olamaz.
Öyle anlaşılıyor ki bu, İbnü'l-Kass'ın kendi görüşüdür.
30. Süt emziren kadının
nesep veya süt yoluyla olan babaları, süt emenin dedeleridir.
Çünkü daha önce geçtiği
üzere süt haramlığı, kadından onun üst soy hısımlarına sirayet eder. Süt emen
bebek kızsa süt emzirenin babalarının bu kızla evlenmeleri haram olur.
31. Süt emziren kadının
nesep veya süt yoluyla anneleri, süt emenin nineleridir. Süt emen erkekse bu
kadınlarla evlenmesi haram olur.
32. Süt emzirenin nesep
veya süt yönünden çocukları, süt emenin erkek veya kız kardeşleridir. Çünkü
-belirttiğimiz üzere- süt haramlığı, süt emzirenin alt soylarına da sirayet
eder.
33. Süt emzirenin nesep
veya süt yönünden erkek ve kız kardeşleri süt emenin dayı ve teyzeleridir.
Çünkü haramlık süt emzirenin yan soy hısımlarına da geçer, bu sebeple süt emen
ile bunların evlenmesi haramdır.
34. Süt emenin
kendisinin süt verenin çocuklarının çocukları ile evlenmesi de haramdır. Ancak
süt verenin erkek ve kız kardeşlerinin çocukları haram değildir; çünkü bunlar
dayı ve teyze çocuklarıdır.
35. Sütün gelmesine
sebep olan erkeğin babası, süt emenin dedesidir. Süt sahibinin erkek kardeşi
süt emenin amcasıdır. Süt sahibinin diğer yakınları da bu kıyasa göredir.
Buna göre süt sahibinin
annesi süt emenin ninesidir. Süt sahibinin çocukları, süt emenin erkek ve kız
kardeşleridir. Süt sahibinin erkek ve kız kardeşleri süt emenin amca ve
halalarıdır. Çünkü süt haramlığı süt sahibinin üst, alt ve yan soy hısımlarına
sirayet eder.
36. Süt, sütün gelmesine
sebep olan çocuk veya düşüğün kendisine nikah veya şüpheli ilişki yoluyla
nispet edildiği erkeğe aittir. Nitekim çocuğun nesebi de böyledir. Çünkü süt
haramlığı nesebe tabidir. Nesep nikah veya şüpheli ilişki ile sabit olduğuna
göre süt de bu şekilde sabit olur.
İbnü'l-Kass şöyle
demiştir: "Çocuğun kendisine nispet edildiği kimse hakkında süt
haramlığının sabit olması için onun ilişkide bulunduğunu ikrar etmesi şarttır.
Şayet ikrar olmaz da çocuk sırf o kişiden olması mümkün olduğu için ona
bağlanmışsa onun hakkında süt haramlığı sabit olmaz."
Bu görüş yukarıda
belirttiğimiz hükümlere ve çoğunluğun görüşlerinden anlaşılan anlama aykırıdır.
İtimad edilmesi gereken, bunun aksi olan görüştür.
Not: Nevevi'nin ifadesi şu hükmü gerektirir:
"Bir kadın henüz kocasıyla ilişkide bulunmadan önce veya ilişkide bulunup
da hamile kalmadan önce kendisinden süt gelse [ve bu sütle bir çocuk emzirse]
süt haramlık yalnızca kadın hakkında söz konusu olur, koca hakkında
olmaz."
Kadı Hüseyin ilişki
öncesinde gelen süt konusunda bunu tek hüküm olarak kabul etmiş, ilişki
sonrasında hamilelik öncesinde gelen süt hakkında ise şöyle demiştir:
"Mezhepte esas alınan görüşe göre süt haramlık koca için değil yalnızca
kadın için sabit olur. İmam Şafii, Harmele'nin rivayetine göre süt haramlığının
koca hakkında da sabit olacağını söylemiştir; çünkü koca ilişkide bulunmakla
kadının organlarını süt gelmesine müsait hale getirmiştir. İlk görüş daha
doğrudur."
Zerkeşi şöyle demiştir:
el-Kaff'de yalnızca ilk görüş verilmiştir. Ezrai bunu İbnü'l-Kattan'ın Furu
adlı eserinden nakletmiş, . Kadı Hüseyin ve el-Kafi yazarının ifadelerinden
bahs etmemiştir.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir: Nevevi'nin "veya mülkiyetindeki cariye" demesi
gerekirdi; çünkü kişinin mülkiyet yoluyla olan çocuğu nikah yoluyla olan çocuğu
gibidir.
Buna şöyle cevap
verilir: Nevevi daha önce "ümmüveled de kişinin karısı gibidir"
dediğinden burada bunu söylemesine gerek kalmamıştır.
37. Zina yoluyla
gerçekleşen ilişki süt haramlık doğurmaz. Yani zina eden kimse, [zina ettiği
kadından gelen] sütü emen kız çocuğuyla evlenebilir. Çünkü bu sütün bir
dokunulmazlığı yoktur. Ancak kişinin zinadan doğma kızıyla evlenmesi mekruh
olduğu gibi bu da mekruhtur.
38. Çocuğun kendisine
nispet edildiği kişi lian yaparak çocuğun nesebini reddetse, tıpkı çocuğun
nesebi ondan koptuğu gibi süt de ondan kopmuş olur. Dolayısıyla küçük bir kız
çocuğu o sütü emse, çocuğun nesebini reddeden kişinin o kızla evlenmesi helal
olur.
Nesebi reddeden kişi
liandan sonra bu sözünden dönerek çocuğun nesebini kendisine bağlasa, süt çocuk
da ona bağlanmış olur.
39. a) Evli bir kadınla
şüphe yoluyla ilişkide bulunulsa,
b) veya iki kişi bir
kadınla şüphe yoluyla ilişkide bulunulsa,
[bu iki durumda] kadın
bir çocuk doğursa, bu çocuk sebebiyle kadından gelen süt, çocuğun nesebi bu
ikisinden [yani ilk durumda kadının kocası ve şüphe ile ilişkide bulunan
kişiden, ikinci durumda da şüphe yollu ilişkide bulunan iki kişiden] hangisine
bağlanıyorsa ona aittir. Çocuğun nesebi şayet bu ikisinden olması mümkün ise
nesep uzmanı tarafından bunlardan birine bağlandığında süt ondan olur veya
nesep uzmanı dışında bir yolla çocuğun nesebi kime bağlanıyorsa süt ondan olur.
Örneğin çocuğun, bu iki kişiden yalnızca birine ait olması söz konusu olabilir.
Veya ortada nesep uzmanı olmayabilir. Nesep uzmanı çocuğu her iki şahsa birden
bağlayabileceği gibi ikisine birden bağlamayabilir veya durumu çözemeyebilir.
Bu durumda çocuk buluğa eriştikten veya akıl hastasıysa iyileştikten sonra iki
şahıstan birine nesebini bağlar.
İşte kadından bu çocuğu
doğurması sebebiyle gelen sütten emen çocuk, doğan çocuğun nesebi kime
bağlanıyorsa onun süt çocuğu olur. Çünkü süt, çocuğa bağlıdır.
Çocuk herhangi birinin
nesebine bağlanmadan önce ölse geride çocuğu varsa o çocuk ölen şahsın yerine
geçer. Geride birden fazla çocuk var ve onların bir kısmı bu erkeklerden birine
diğeri diğerine bağlanırsa problem devam eder. Bu çocuklar da neseben birine
bağlanmadan önce veya bir kısmı birine bir kısmı diğerine bağlandıktan sonra
ölseler veya nesebi bağlanmamış olan kişinin çocuğu ya da çocuğunun çocuğu
olmasa bu durumda süt emen çocuk bu şahıslardan dilediğine bağlanır. Nesebi
belirlenemeyen çocuğun çocuğu veya çocuğunun çocuğu ortadan kalkmadan önce süt
emenin herhangi birine intisap etmesi söz konusu olamaz, o, süt emdiği kadının
doğurduğu çocuğa veya onun çocuğunun çocuğuna tabidir. Süt emen kişi, birine
intisap etmeye zorlanamaz. Kadının doğurduğu çocuk ve onun çocukları ise bir
neseplerinin olması zarureti sebebiyle buna zorlanırlar.
Arada şu fark vardır:
Nesep sebebiyle kişinin bir takım hak ve sorumlulukları ortaya çıkar.
Miras, nafaka, mülkiyet
olarak elde edildiğinde azat olma, kısasın düşmesi, şahitliğin reddedilmesi
bunlardan bir kısmıdır. Bu sebeple belirsizliğin giderilmesi gereklidir. Süt
emmeye ise yalnızca evliliğin haramlığı, bakma ve yalnız kalmanın caizliği,
dokunduğunda abdestin bozulmaması gibi hükümler bağlanır. Kişinin bunlardan
uzak durması kolay olduğundan süt emen kişi iki erkekten birine intisap etmeye
zorlanmaz. Bu kişi nesep uzmanına da gösterilmez. Bunun, nesep yönünden olan
çocuktan farkı şudur: Nesep uzmanı nesebin kime ait olduğunu belirlerken ahlaki
özelliklere değil biyolojik benzerliklere bakar. Burada süt emenin intisap
etmesinin caiz görülme sebebi şudur: İnsan, emdiği süt hangi erkekten gelmişse
ona meyleder.
40. Süt ister koca ister
başkasından olsun hangi erkekten geldiyse onunla olan bağlantısı ölüm veya
boşama ile sona ermez. Süre -on yıl vb.- uzun bile olsa süt yine ona aittir.
Bir grup çocuğun sırayla emdiği süt kendisindendir. Süt kesilip sonradan tekrar
dönmüş olsa da -sütün kendisine nispet edileceği başka bir durum meydana
gelmediğinde- süt yine bu kişiye aittir. Burada söz konusu olan, koca ile
birlikte olmayan kadın olduğundan sütün diğer şahsa nispeti devam etmektedir.
41. Kadın, belirtilen
şahısların ölümü veya kendisini boşamasının ardından başka bir kimseyle evlenir
veya şüphe yollu ilişkide bulunarak bir çocuk dünyaya getirirse, doğum
sonrasındaki süt diğer kocaya veya şüphe yollu ilişkide bulunan kişiye ait
olur. Çünkü süt, çocuğa tabidir. Çocuk ise [ilk kocaya değil] ikinciye ait
olduğundan süt de ona aittir.
42. Kadının doğum.
öncesinde gelen sütü, şayet ikinci hamilelikten süt çıkma zamanı gelmemişse ilk
kocaya aittir. Çünkü aslolan ilkinin devam etmesi olup bunu değiştirecek bir.
şey meydana gelmemiştir. Sütün mevcut halinde bir artış meydana gelmiş olsun ya
da olmasın, süt ister kesilip geri dönmüş olsun ister böyle olmasın fark etmez.
İmam ŞafiI'nin
belirttiğine göre hamilelik sütünün ilk olarak ne zaman görüleceği konusunda
ebelerin görüşü alınır. [Zayıf] bir görüşe göre bunun ilk süresi kırk gün, bir
başka görüşe göre dört aydır.
43. İkinci hamilelikten
süt görülebilecek süre girdiğinde [hüküm ne olur? Bu konuda İmam ŞafiI'ye ait
üç görüş bulunmaktadır:]
Birinci görüş
Bu süt ikinci kocaya
değil yine ilk kocaya ait olur; çünkü süt, ana karnındaki için değil çocuk için
bir gıdadır, dolayısıyla [ana karnında olana değil] doğmuş olana tabidir.
İkinci görüş
İmam Şafii'ye ait bir
görüşe göre ise bu süt ikinci kocaya aittir; çünkü hamilelik tıpkı dOğum gibi
önceki sütün hükmünü yürürlükten kaldırır.
Üçüncü görüş
Bir başka görüşe göre
ise bu süt her iki kocaya aittir; çünkü her iki durumun muhtemelolması,
ikisinin eşit olmasını gerektirmektedir.
Not: Nevevi İkinci görüşü kayıt zikretmeden
belirtmiştir. Eş-Şerhu'l-keb1r ve Ravdatü't-talibın'de belirtildiği ne göre ise
bu, süt uzun bir süre kesildikten sonra geri döndüğünde geçerlidir. Süt
kesilmediğinde veya kısa süreli kesildiğinde burada sütün yalnızca ikinci
kocaya ait olmasıyla ilgili bir görüş söz konusu değildir. Aksine hem ilk hem
de ikinci kocaya aittir. Veya şayet fazlalık olmazsa ilk kocaya, artış olursa
ikinci kocaya aittir.
Evli ve süt emziren bir
kadın zina sonucu hamile kalsa, bu kadının sütü doğum yapmadığı sürece kocaya
aittir. Doğum yapınca süt zinaya nispet edilir. Bu, zina olmaksızın hamile
kalmasına benzemektedir.
Bakire bir kızdan süt
gelse ve bu kız daha sonra evlenerek kocasından hamile kalsa, doğum yapmadığı
sürece kadından gelen süt kocaya değil yalnızca kadına ait kabul edilir, süt
emen çocuğun süt babası yoktur. Kadın o kocadan doğum yapınca doğum
sonrasındaki süt kocaya ait olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN