MUĞNİ’L-MUHTAC

ZEKAT’I KİM ALIR?

 

3. ZEKAT MEMURLARI

 

Nevevi daha sonra zekat verilecek sınıfların üçüncüsünü şu ifadelerle belirtmiştir:

 

[Zekat verilecek üçüncü sınıf, zekat çalışanıdır.]

 

Zekat çalışanı; zekatı toplayan, [toplanan zekatları ilgili defterlere] kaydeden, taksim eden, mal sahiplerini [ve hak sahiplerini] bir araya getiren kimselerdir. Hakim ve vali [zekat memuru sınıfına dahil] değillerdir.

 

16. "Zekat çalışanı" [ifadesi, şu işi yapanları kapsar:]

 

> Zekatı toplayan,

> Zekat yükümlülerinin verdikleri malları bir kenara kaydedip onların zekat borcunu eda edip kurtulduklarına dair kendilerine rapor veren, hak sahiplerine ne verileceğini kaydeden kimse,

 

> Zekatı taksim eden,

> Zekatı hesap eden,

> Bir kabilenin bilirkişisi konumunda olup uzmanlık yapan kişi,

> İhtiyaç duyulması halinde kendinden yardım alınacak olan ve bu iş için hazır bekletilen asker,

 

> Bir araya getiren: Bir araya getiren ifadesi iki kişi için kullanılır: Mal sahiplerini bir araya getiren, hak sahiplerini bir araya getiren.

 

[Bunlar zekat çalışanı kapsamında kabul edilir;] çünkü bunların tümüne "çalışan / amil" denilebilir. Ancak bunlar içinde zekat çalışanı ifadesinin kullanıldığı en meşhur kişi zekat toplamak üzere bir bölgeye gönderilen kişidir. Diğerleri yardımcı konumundadır.

 

Not:  "Çalışanlamil" ifadesi çalışmanın şart olduğunu göstermektedir. Mal sahibinin kendisi zekatını vermiş olsa veya malını devlet başkanına getirse, çalışan kişinin zekattaki payı düşer.

 

17 . Bir bölgedeki hakim ve vali kendi işlerini yapıyarlarsa onların [o bölgeden toplanan] zekatta bir hakları yoktur. Onlar şayet maaşsız iş gören kimselerden değil ise, Müslümanların maslahatı için ayrılan [ganimet ve feyin] beşte birinin beşte birinden ödenir; çünkü onların yaptığı iş geneldir.

 

Bunun bir delili de şudur: Birgün Hz. Ömer bir süt içti ve süt hoşuna gitti. Kendisine bunun zekat develerinden sağıldığı söylenince parmağını ağzına sokarak kustu. Bunu Beyhaki sahih senetle rivayet etmiştir. (Beyhakı, Sadakat, 7, 14)

 

Not:  Nevevi'nin ifadesinden hakimin zekatları toplama ve dağıtma yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu, kendisinin denetiminde bulunan yetim malları konusunda geçerlidir.

Şayet devlet başkanı bu iş için birini görevlendirmemişse bunun, kendisinin genel yetkisi kapsamına girip girmediği konusunda iki görüş bulunmakta olup Nevevi'nin tek görüş olarak belirttiğine göre yetki kapsamına girmesi görüşü daha doğrudur. Rafii "yargı hukuku"na ilişkin bölümünde herhangi bir kayıt zikretmeksizin bunun girdiğini söylemiştir ki bu ifade, belirttiğimiz şekilde yorumlanır.

 

İhtiyaç durumuna göre zekat çalışanlarının sayısı arttırılabilir.

 

Zekat mallarını tartan, ölçekle ölçen, sayan kimseler, şayet farklı sınıflara ait nisapları birbirinden ayırt ediyoriarsa zekat çalışanı olarak kabul edilirler ve onların ücretleri de "zekat çalışanı" fonundan ödenir; çünkü mal sahiplerini bu ödeme ile yükümlü tutarsak, onları ödemesi gereken miktardan daha fazlasıyla yükümlü tutmuş oluruz. Şayet bu işi yapan kimseler zekatı diğer maldan ayırt edip bir araya getiriyoriarsa o zaman onların ücretini mal sahibi verir; çünkü bu, verilmesi farz olan miktarı belirlemek için yapılan bir masraf olup tıpkı satılan malın ölçeği ni belirleme ücreti gibidir. Bu masrafı satıcı üstlenir.

 

Zekat malı çalışan tarafından teslim alındıktan sonra [hayvanları güdecek olan] çoban, koruyucu, [malların konulacağı] mahzen ve malları nakledecek kişinin ücreti "zekat çalışanı" fonundan değil, zekatın dağıtılacağı payların tümünden ödenir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

4. MÜELLEFE-İ KULUB (Kalpleri İslama Isındırılacak Kimseler)