MUĞNİ’L-MUHTAC

VASİYET

 

3. VASİYET EDİLEN ŞEY

 

Nevevi daha sonra vasiyetin üçüncü rüknü olan "vasiyet edilen şey" konusuna başlamıştır.

 

56. Vasiyet edilen şeyin "kendi başına amaçlanan", "kendisinden yararlanmak helalolan" ve "nakli kabul eden" bir şeyolması şarttır. Buna göre;

 

> "Kan" gibi malolarak edinilmesi amaçlanmayan bir şeyin,

> "Çalgı aletleri" gibi kendisinden yararlanmak helal olmayan şeylerin,

> "Kısas", "şuf'a hakkı", "kazif haddi" gibi mirasla intikal etmiş olsa bile nakli kabul etmeyen şeylerin vasiyet edilmesi sahih olmaz; çünkü bunlar nakli kabul etmez.

 

Bulkınl'nin, Ebu Hamid'in Ta'!fk adlı eserinden naklettiğine göre ölüm hastalığı esnasında kısas cezasını, üzerinde bu cezanın bulunduğu kimseye vasiyet etmek veya bu cezayı affetmek sahih olur. Kazif haddi ve şuf' a hakkı da böyledir.

 

Nevevi şöyle demiştir: Ana karnındaki ceninin vasiyet edilmesi sahihtir. Bunun sahih olması için, vasiyet anında ana karnında mevcut oldUğunun bilineceği bir süre içinde sağ olarak doğmuş olması şarttır.

 

Menfaatlerin vasiyet edilmesi sahihtir. Daha doğru görüşe göre:

 

a) İleride meydana gelecek meyvelerin veya doğacak yavrunun vasiyet edilmesi de sahihtir.

b) Kişinin "iki kölesinden birini" vasiyet etmesi de sahihtir.

c) "Eğitimli köpek", "gübre", "dokunulmazlığı bulunan şarap" gibi kendisinden yararlanmak helal olan necis maddelerin vasiyet edilmesi sahihtir.

 

Kişi "köpeklerinden birini" vasiyet etse, köpeklerinden birini verir. Şayet kendisinin köpeği yoksa bu vasiyet geçersız olur.

 

Kişinin malı ve köpekleri bulunsa, kişi bunların tümünü veya bir kısmını vasiyet etse daha doğru görüşe göre köpekler çok ve mal az olsa bile vasiyet yürürlük kazanır.

 

Kişi "davul" vasiyet etse, kendisinin bir tane eğlencede kullandığı bir tane de savaş davulu ve hacıları karşılama davulu gibi helal amaçla kullandığı davulu bulunsa, vasiyet bu ikincisine yorulur. Kişi eğlence için kullandığı davulunu vasiyet etse bu vasiyet dikkate alınmaz. Ancak bu davul savaş için ve hacıları karşılamak için kullanılabilecek durumda ise vasiyet dikkate alınır.

 

57. Kişinin mechul olan bir şeyi vasiyet etmesi sahihtir. Buna göre;

 

> Ana karnında bulunan yavruyu anasından ayrı olarak veya anası ile birlikte vasiyet etmek,

> [Hangisi olduğunu belirtmeksizin] kölelerinden bir köleyi vasiyet etmek sahihtir.

 

58. Havadaki kuş veya kaçak köle gibi kişinin teslim etmeye güç yetiremeyeceği şeyi vasiyet etmesi de sahihtir; çünkü vasiyet lehdarı terikenin üçte biri konusunda vasiyet edenin yerini alır. Nitekim mirasçılar da terikenin üçte ikisi konusunda onun yerini alır.

Mirasçıların yukarıda belirtilen mallar konusunda miras bırakanın yerini alması caiz olduğuna göre vasiyet lehdarının da bu konuda onun yerini alması caizdir.

 

59. Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir:

 

Alimlerimiz memedeki sütün, koyunun sırtındaki yünün vasiyet edilmesinin caiz olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.

 

Beğavı bunu açık olarak ifade ederek şöyle demiştir:

 

Bu durumda koyunun yünü adete uygun olarak kırkıbr. Vasiyet anında koyunun sırtında bulunan yün vasiyet lehdarına ait olur, sonradan meydana gelen yün ise mirasçıların olur.

İki taraf yünün miktarı konusunda ihtilaf ederlerse yeminle birlikte mirasçının sözü kabul edilir.

 

60. Yavrunun vasiyet edilmesinin sahih olması için, vasiyet anında ana karnında bulunduğu bilinecek şekilde sağ olarak doğması şarttır. Nitekim cenin lehine vasiyet yapılırken de böyledir. Hayvanın yavrusunun vasiyet anında ana karnında bulunup bulunmadığını belirleme konusunda işin uzmanlarına başvurulur.

 

61. Yavru ölü olarak doğduğunda bakılır:

 

> Bu, bir cariyenin yavrusu olup tazmine tabi bir cinayet sonucunda ana karnından düşmüşse vasiyet batıl olmaz, vasiyet yavru için ödenecek tazminattan geçerli olur; çünkü bu cenin bir kıymeti bulunacak şekilde ana karnından çıkmıştır. Dolayısıyla vasiyet onun bedeli üzerinde yürürlük kazanır. Şu durum bundan farklıdır: Kişi ana karnındaki yavru lehine vasiyette bulunsa, bu yavru, [tazmine tabi olmayan] bir cinayet sonucunda ana karnından düşse vasiyet batıl olur; çünkü bu ce nin vasiyet üzerinde hak sahibi olmaya ehil değildir.

 

> Yavru, bir hayvana ait olup da bir cinayet sonucu veya cinayet olmaksızın ana karnından çıksa yahut cariyenin yavrusu tazmine tabi bir cinayet sonucu olmaksızın ana karnından aynısa, vasiyet lehdan herhangi bir şey almaya hak kazanamaz.

 

Vasiyet lehdan, hayvan yavrusunda değil de cariyenin yavrusunda, bu yavrunun cinayet sonucu anasından çıkması durumunda onun bedeli üzerinde hak sahibi olmuştur; çünkü cariyenin çocuğuna yönelik cinayetle onun bedelini ödemek gerekli olmuştur, bu bedel de vasiyet lehdanna ait olur. Hayvanın yavrusuna karşı işlenen cinayette ise ana hayvanın değerinde meydana gelen eksilme tazmin edilir. Bu ise mirasçılara ait olur.

 

Bir ifadenin mefhum-i muhalifinden anlaşılan şeyde bir tafsilat (ayrım) söz konusu olursa bu ayrım reddedilmez.

 

Burada ve önceki meselede, ana karnındaki yavrunun bulunduğunun bilinmesine binaen vasiyetin doğum öncesinde kabul edilmesi sahihtir. T ercihe şayan olan da budur.

 

Maverdı şöyle demiştir: Kişi "cariyem erkek çocuk doğurursa bu çocuğu Zeyd'e vasiyet ettim. Kız çocuk doğurursa Amr'a vasiyet ettim" dese bu caiz olur ve hüküm dediği gibi uygulanır. Cariye ister bu iki çocuğu aynı anda doğurmuş olsun ister peşpeşe doğursun fark etmez. Cariye çift cinsiyetli bir çocuk doğurursa bir görüşe göre her iki vasiyet lehdarı da çocuk üzerinde hak sahibi olamaz. Diğer bir görüşe göre iki taraf anlaşıncaya kadar vasiyetin uygulanışı bekletilir.

Ezrai'nin belirttiği üzere ikinci görüş daha uygundur.

 

62. Kendisinden yararlanması mübah olan menfaatlerin süreli olarak, ebedı olarak ve [herhangi bir kayıt belirtmeksizin] mutlak olarak vasiyet edilmesi sahihtir. Mutlak olarak yapılan vasiyet de ebediliği gerektirir; çünkü menfaatler de tıpkı somut mallar gibi karşılığında bedel ödenen varlıklardır.

 

63. Bir malın menfaatini vasiyet etmeksizin yalnızca aynını vasiyet etmek sahih olduğu gibi, malın aynını bir kimseye, menfaatini başka bir kimseye vasiyet etmek de sahihtir.

 

Bir kimseye bir malın yalnızca kendisini vasiyet edip menfaatini vasiyet etmeme halinde şahıs hakkında herhangi bir menfaat söz konusu olmadığı halde vasiyetin sahih olma sebebi şudur: Vasiyet lehdarı, onaylama veya mübah kılma gibi bir yolla ileride malın menfaatine sahip olabilir.

 

Zerkeşi şöyle demiştir: "Vasiyet işlemi dışında bir tasarruf ta malın menfaatini istisna etmek sahih değildir."

 

64. Kendisine malın aynı vasiyet edilmiş olan şahıs vasiyeti kabul etse, kendisine malın menfaati vasiyet edilen kişi vasiyeti reddetse, malın menfaati, kendisine malın aslı vasiyet edilen kişiye değil, vasiyet yapan şahsın mirasçılarına intikal eder. Bunu İbnü'r-Rif'a belirtmiş, Rafii ve Nevevi ise temas etmemiştir.

 

65. [Bir ağaçtan ileride meydana gelecek meyvelerin veya bir hayvandan ileride doğacak olan yavruların bir kimseye vasiyet edilmesi sahih olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Daha doğru görüşe göre bu sahihtir; çünkü vasiyet işleminde insanlara kolaylık ve rahatlık sağlamak amacıyla bir takım belirsiz- r:;;;:n liklere göz yumulmaktadır. Nitekim bu sebepledir ki henüz mevcut olmayan bir şeyi vasiyet etmek sahih görüldüğü gibi, bilinmeyen bir şeyin vasiyet edilmesi de sahih görülmektedir. Ayrıca mevcut olmayan bir şeyin selem, müsakat (emek-bahçe ortaklığı) ve kira akdi gibi akitlerde mülkiyet edinilmesi sahih oldUğuna göre vasiyet yoluyla mülk edinilmesi de sahihtir.

 

İkinci görüş

 

Bu vasiyet sahih değildir; çünkü vasiyet tasarrufu, vasiyet edilen şeyde tasarruf edecek birinin bulunmasını gerektirir. Bu meselede ise bu kişi yoktur.

 

İlk görüşe göre kişi "bu yıl mevcut olacak" veya "her yıl mevcut olacak" şeyi vasiyet etse bu vasiyete göre hareket edilir.

 

66. Kişi herhangi bir süre zikretmeksizin mutlak olarak "var olacak olan meyveyildoğacak olan yavruyu vasiyet ettim" dese bu vasiyet her sene için midir yoksa yalnızca ilk yıl için mi geçerli olur?

 

İbnü'r-Rif'a şöyle demiştir: Bana göre bu vasiyet her yılı kapsar.

 

Subki bu görüş karşısında sükut etmiştir. Bana göre de bu görüş uygundur.

 

67. İleride doğacak yavrunun vasiyet edilmesini sahih olarak kabul ettiğimizde, anne yavrusunu vasiyetin üzerinden altı ay geçmeden doğurursa, bu yavru vasiyet edilen şeyolmaktan çıkar; çünkü vasiyet anında bu yavru mecut idi. Oysa kişi "ileride doğacak olan yavruyu" vasiyet etmiştir. Yavru, vasiyetin üzerinden dört yıldan fazla süre geçtikten sonra doğarsa, vasiyet işlemi geçerli olur. Bu iki süre arasında doğarsa, kadının bir kocası varsa yavrunun vasiyet edilmesi sahih olur, aksi takdirde sahih olmaz. Bunu Maverdı belirtmiştir.

 

68. Mübhem bir şeyin vasiyet edilmesi sahihtir. Örneğin kişi "iki kölesinden [herhangi birini belirlemeksizin gayri muayyen olarak] birini" vasiyet etse bu sahih olur. Çünkü vasiyet işlemi belirsizlikleri kaldırabildiğinden vasiyetin müphem, varisin belirli olmasının olumsuz bir etkisi olmaz.

 

Şu sorulabilir: "İki kişiden birine vasiyet ettim" ifadesinde vasiyet sahih olmadığı halde burada nasılolup da vasiyet sahih oluyor?

 

Buna şu şekilde cevap verilir: Vasiyet lehdarı hakkında göz yumulmayan şeye vasiyet edilen malda göz yumulabilir. Nitekim "ileride doğacak yavrunun vasiyet edilmesi" sahih olduğu halde, "ileride doğacak yavru lehine vasiyet" sahih değildir.

 

Kişi "falan kişi için vasiyet ettim" diye bir ifade kullansa ve bu isimde birkaç kişi olsa, bu vasiyet "iki kişiden biri için yapılan vasiyet" gibi değerlendirilir.

 

Kadı Hüseyin şöyle demiştir: Kişi iki maldan birine malik olup iki maldan birisini vasiyet etse, bu vasiyet, mülkiyetinde bulunan mala yönelik kabul edilir.

 

69. Kitabet akdinde ödenecek taksit bedeli, kesinleşmemiş olsa bile bunun vasiyet edilmesi sahihtir. Yine, kitabet akdi yapan köle, bedeli ödeyemez duruma geldiğini belirtmemiş olsa bile onun başkasına vasiyet edilmesi sahihtir. Kişi "şayet sahip olursam" diye bir ifade kullanmaksızın başkasının kölesini vasiyet yoluyla bıraksa bu da sahih olur.

Sonraki alimlerden bazıları ise buna muhalif görüş belirtmişlerdir.

 

70. Av için eğitilmiş köpek vb. gibi kendisinden yararlanmak helal olan necis bir şeyin vasiyet yoluyla birine bırakılması sahihtir; çünkü bu tip varlıklar üzerinde ihtisas hakkı söz konusu olur, ayrıca bunlar miras vb. yollarla intikal eder.

 

Eğitimli olmamış olsa bile eğitilmeye müsait bulunan köpek yavrusu (enik) ve pars da köpek gibi kabul edilir. Yine elde bulundurulmasına izin verilmiş olmasına binaen evleri koruyan bekçi köpeği vb. hayvanların vasiyet edilmesi de böyledir.

 

71. "Kendisinden yararlanması helalolmayan" ifadesi domuz ve saldırgan köpek gibi şeyleri dışarıda bırakmaktadır. [Bunların vasiyet edilmesi sahih değildir.]

 

Not:  Av yapmak, ekin korumak veya hayvanları korumak üzere kendisinden yararlanılan bir köpeğin vasiyet yoluyla bırakıldığı kişi şayet av yapan yahut ekini ve hayvanı bulunan bir kimse ise bu vasiyetin geçerli olacağı açıktır. Bu kişinin böyle bir malı yok ise Nevevi'nin el-Mecmu'da "böyle bir kimse bu köpeği edinemez" şeklindeki ifadesinden anlaşıldığına göre vasiyet sahih olmaz. Ezrai bunun doğruya daha yakın bir görüş olduğunu söylemiştir. Nevevi'nin buradaki mutlak ifadesinden ise bu vasiyetin sahih olduğu anlaşılmaktadır. Hocam Remll'nin belirttiği üzere doğruya daha yakın olan görüş budur. Bu durumda kişi kendisine vasiyet yoluyla kalan şeyi, yararlanacak olan bir şahsa nakleder.

 

72. Kendisinden gübre olarak yararlanılan hayvan pisliği gibi şeylerin, tabaklanmaya elverişli derinin, necis hale gelmiş sıvı yağın, köpek gibi hayvanlara yedirilmek üzere ölmüş hayvan etinin vasiyet edilmesi sahihtir. Bunu Kadı Ebu't-Tayyib alimlerimizden nakletmiştir. Onun ifadesinden ilk anda anlaşıldığına göre gübre vasiyetinin sahih olması açısından gübrenin domuz veya köpeğe ait olması ile başka hayvana ait olması arasında fark yoktur. Bu, doğrudur. Zerkeşi ise domuz ve köpek gübresinin bu konuda istisna edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

 

Nevevi, el-Mecmu'da "ekini terbiye etmek üzere gübre edinmek mekruhtur" demiştir.

 

73. Nebız vb. gibi dokunulmazlığı bulunan sarhoş edici içeceklerin vasiyet edilmesi sahihtir. Nebız, sirke elde etmek amacıyla sıkıImış bulunan meyve sularına veya şarap amacı taşınmaksızın sıkılmış meyve sularına verilen bir isimdir. Nebız'in ne anlama geldiği konusunda belirttiğimiz şekilde görüş ayrılığı söz konusudur.

 

Nevevi'nin ifadesinin zahirinden müstahkem (yıllanmış) olan içecekler ile böyle olmayanlar arasında bir fark olmadığı anlaşılmaktadır ki doğru olan da budur. İbnü'r-Rif'a ise müstahkem olanın vasiyet edilmesinin batıl oldUğunu söylemiştir.

 

Dokunulmazlığı bulunmayan sarhoş edicilerin vasiyet edilmesi ise sahih değildir; çünkü bunları dökmek gerekir.

 

74. Kişi, kendisinden yararlanması helalolan veya malından olan "köpeklerinden bir köpeği" vasiyet etse bakılır:

 

> Kişinin ölüm esnasında kendisinden yararlanması helal olan birden fazla köpeği bulunsa, vasiyet lehdarına bunlardan birisi verilir. Hangisinin verileceğini seçmek mirasçıya aittir.

İkinci durumda her ne kadar köpek bir malolmasa bile hüküm böyledir. Çünkü kendisinden yararlanılan köpekler elde bulundurulur ve tıpkı mallar gibi onlar üzerinde de zilyedlik söz konusu olur. Mecazen bunlara da "mal"adı verilir. Darimı, mirasçının vasiyet lehdarına ona uygun olan köpeği vermesi gerektiğini tek görüş olarak belirtmiş olsa bile mirasçının bunu yapması gerekmez.

 

> Vasiyette bulunan kişinin ölüm esnasında kendisinden yararlanılması helalolan bir köpeği olmasa vasiyet ge- r?;\ çersiz olur; çünkü vasiyet yerine gelsin diye bir köpek

satın alınması söz konusu olamaz. Zira köpek bir mal değildir. Mirasçının da vasiyet lehdarına köpek hibe etmesi gerekmez.

 

Rafii şöyle demiştir: "Burada şu söylenebilir: Bir kimse köpeği karşılıksız olarak vasiyet lehdarına verse ve bununla vasiyetin yerine getirilmesini amaçlasa bu caiz olur. Bu, tıpkı ölen kişinin borcunu bir şahsın karşılık almaksızın ödemesine benzer."

 

Böyle bir şeyin gerçekleşmesi uzak bir ihtimal olduğundan alimler bu meseleyi dikkate almamışlardır.

 

> Kişinin vasiyet esnasında köpeği bulunmakla birlikte kaybolsa, daha sonra bir başka köpeği olsa, bu mesele "vasiyetin yapıldığı an mı yoksa ölüm anı mı dikkate alınır?" konusundaki ihtilafa bağlı olarak ihtilaflıdır. Ezral'nin belirttiği üzere bu konuda doğruya en yakın olan ihtimal ölüm anı dikkate alınarak vasiyetin sahih kabul edilmesidir.

 

75. Bir kimsenin malı ve köpekleri bulunsa, kişi bunların tümünü veya bir kısmını vasiyet etse [bu vasiyetin hükmü ne olur? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

Birinci görüş

 

Daha doğru görüşe göre köpekler çok ve mal bir danık miktarı kadar az olsa bile vasiyet geçerli olur. Çünkü burada mirasçılara kalan malın, vasiyet edilen malın iki katı kadar olmasına dikkat edilir. Az miktarda mal, köpeklerden daha hayırlıdır; çünkü köpeğin [şer'an] bir değeri yoktur.

 

İkinci görüş

 

Bu kişinin malı yokmuş gibi kabul edilir ve vasiyet, köpeklerin üçte biri üzerinde geçerli olur.

 

76. İlk görüşe göre, kişinin malı olmayıp köpekleri olsa ve kişi köpeklerinin tümünü vasiyet etse bu vasiyet köpeklerin kıymeti değil 6 sayısı bakımından üçte biri üzerinde geçerli olur.

Çünkü köpeklerin bir kıymeti yoktur.

 

Kişinin yalnızca bir köpeği olsa ve kişi bunu vasiyet etse vasiyet köpeğin üçte biri üzerinde geçerli olur.

 

Kişi dört köpeğinden ikisini vasiyet etse bu vasiyet köpeklerin bir tanesi ve diğer bir köpeğin üçte biri üzerinde geçerli olur.

 

77. Kişi, malının üçte birini Zeyd'e, köpeklerini de Amr'a vasiyet yoluyla bıraksa, Amr'a köpeklerin üçte biri verilir; çünkü (diğer vasiyetin malın üçte birlik kısımda uygulanması sebebiyle) mirasçıların alacağı üçte ikilik mal, kendilerine kalan maldır. Bu durumda mirasçılara kalacak olan üçte ikilik kısım, mal kapsamında yer almayan bir vasiyet dikkate alınarak hesaplanmaz.

 

Not:  İbnü'l-Mukn'nin de açık olarak ifade ettiği üzere köpek dışında kendisinden yararlanılması helal olan necasetlere ilişkin vasiyetler de bunlar az olsun çok olsun, geçerlilik bakımından aynen köpekler konusundaki vasiyet gibidir.

 

Kişinin birden fazla cins köpekleri ve dokunulmaz nitelikte sarhoş edici içecekleri, ölmüş hayvan iç yağları bulunsa, kişi bunların birini vasiyet etse burada sayı veya menfaat yönüyle değil kıymet yönüyle üçte bir dikkate alınır; çünkü vasiyet edilen malların adedi ve menfaatleri arasında bir uyum bulunmamaktadır.

 

78. Kişi, musiki aletlerini vasiyet yoluyla bıraksa bakılır: Kendisinin hem darbuka gibi eğlencede kullanılan hem de savaş davulu ve hacılar için kullanılan davul gibi helal yolda kullanılabilen bir çalgısı bulunsa yapılan vasiyet geçerli olsun diye ikinci tür çalgı için yapılmış gibi kabul edilir. Çünkü görünürdeki duruma göre vasiyet yapan kişinin amacı sevap elde etmektir. Bu ise vasiyetin sahih olduğu konuda söz konusu olur.

 

Şu sorulabilir: Kişi [müzik aletlerinden olan] bir ud aletini vasiyet etse, kendisinin de yalnızca müzikte kullanılabilen ve mübah bir amaçla kullanılamayan udu ve bir de mübah amaçla kullanılabilen bir udu bulunsa vasiyet batıl olur. Bu vasiyet, mübah olan ud için yapılmış gibi kabul edilemez. Yukarıdaki meselede de hüküm böyle olmalıdır.

 

Buna şu şekilde cevap verilir: "Ud" sözcüğü yalın olarak kullanıldığında müzik icra ederken kullanılan ud akla gelir. "Davul" sözcüğü ise tümü için kullanılır. Kişinin vurmalı çalgılarından hiçbirisi vasiyete uygun değil ise bu vasiyet geçersiz olur.

 

Not:  Nevevi'nin belirttiği istisna, sözcüğün yalın halde kullanımında söz konusu olur. Vasiyet yapan şahıs "bununla, aletin yapıldığı şekilde kullanılmasını kastetmiştim" dese,

el-Vafi adlı eserde belirtildiği ve ZerkeşI'nin de desteklediği görüşün de belirttiği üzere bu vasiyet kesinlikle sahih olmaz.

 

Kişi vasiyet olarak "yay" bıraksa bundan küçük ok fırlatmada kullanılan [ve Arapça'da] "nebl" adı verilen yay, ayrıca Farslıların yaptıkları ok fırlatma aleti olan "neşşab", yine ok fırlatmada kullanılan "hüsban" denilen yayanlaşılır. "Yay" ifadesinden taş fırlatmada veya pamuk dövmede kullanılan yay anlaşılmaz. Kişi "yaylarımdan" ifadesini kullansa ve kendisinin ok fırlatmada kullanılan yayı bulunmayıp taş fırlatmada veya pamuk dövmede kullanılan yayı bulunsa vasiyet buna hamledilir. Kişinin her iki tür yayı bulunsa taş fırlatmaya yarayan oka hamledilir; çünkü ilk olarak akla gelen budur. Kişi hangi yay olduğunu belirlerse o yay vasiyet olarak belirlenmiş olur. Kişi "falan şahsa, yayadı verilebilecek bir şey verin" dese Nevevi'nin onayladığına göre mirasçılar diledikleri yayı verebilirler. "Yay" ifadesi yayın telini kapsamaz; çünkü telolmaksızın da alete yay adı verilir. Ok ifadesi ise bundan farklı olup hem okun demir ucunu hem de tüyden yapılma arka bölümünü kapsar; çünkü ok üzerinde bunların ikisi de bulunur.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

TERİKENİN ÜÇTE BİRİNİ AŞAN VASİYET