MUĞNİ’L-MUHTAC

REHİN AKDİ

 

BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ

 

A. REHİN KELİMESİNİN SÖZLÜK VE TERİM ANLAMLARI

B. REHNİN MEŞRUİYETİNİN DELİLLERİ

 

A. REHİN KELİMESİNİN SÖZLÜK VE TERİM ANLAMLARI

 

1. SÖZLÜK ANLAMI

2. TERİM ANLAMI

 

1. SÖZLÜK ANLAMI

 

رَهِينَ "Rehin" kelimesi sözlÜkte "sübut" ve "devam" anlamlarına gelir. "el-Haletü'r-rahine" ifadesi de bu anlamı yansıtmak Üzere "[şu an itibarıyla] sabit olan durum" anlamına gelir.

 

Maverdi bu kelimenin "hapsolmak / alıkonulmak [ihtibas]" anlamına geldiğini belirtmiştir.

 

Nitekim şu ayette bu anlamda kullanılmıştır:

 

 كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَهِينَةٌ"Herkes yapıp ettiği karşılığında alıkonulacaktır." [el-Müddessir, 38]

 

 

2. TERİM ANLAMI

 

Rehin sözcÜğÜnÜn teri m anlamı "bir borcun ödenmesi imkansız hale geldiğinde borç ondan ödensin diye belirli bir malı gÜvence olarak [alacaklıya] vermektir". 

 

 

B. REHNİN MEŞRUİYETİNİN DELİLLERİ

 

Rehnin meşrUiyeti konusunda icma bulunmaktadıryı

 

[*] - Ancak bundan önce konuyla ilgili ana delil şu ayettir: Eğer bir yolculukta iseniz ve borç işlemini kaydedecek bir katip bulamazsanız, o takdirde borçludan rehin alırsınız. [el-Bakara, 283]

 

[*] - Konuyla ilgili bir başka delil de Buharı ve Müslim'de bulunan şu hadistir:

Resulullah (s.a.v.), Ebu'ş-Şahm adlı bir Yahudiye, ailesi için aldığı otuz sa' buğday karşılığında zırhını rehin bıraktı.(Buhari, Cihad, 2916; Müslim, Müsakat, 4090)

 

[Hz. Peygamber (s.a.v.) ömrünün son zamanlarında bu rehni vermişti. Daha sonra vefat etmeden önce borcunu ödeyerek bu rehni kurtarıp kurtarmadığı konusunda iki rivayet bulunmaktadır:]

 

[Birinci rivayet]

 

Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) bu rehni vefat etmeden önce borcunu ödeyerek geri aldı.

 

[*] - Zira Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Müminin nefsi borcuna karşılık olmak üzere [kabrinde] alıkonulur.(Tirmizi, Cenaiz, 1078; İbn Mace, Sadakat, 2443)

 

Yani berzah aleminde ruhlarla birlikte rahat bir şekilde olamaz, kabrinde hapis olarak tutulur. Bu borç ahirette de ödeninceye kadar kişinin cennete girmesine engelolur. Hz. Peygamber (s.a.v.) böyle bir durumdan münezzehtir.

 

[İkinci rivayet]

 

Daha doğru olan rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) bu rehni geri almadan önce vefat etmiştir.

 

[*} - Çünkü İbn Abbas şöyle demiştir: Hz. Peygamber (s.a.v.) zırhı bir Yahudide rehin iken vefat etmiştir. (Buhari, Buyu', 2068; Müslim, Müsakat, 4090)

 

Yukarıdaki ilk hadis "peygamberlerin dışındaki kimseler" e yorulur. Çünkü peygamberler böyle bir şeyden münezzehtir. Yahut da ihmalkarlık göstererek geriye borcunu ödeyecek mal bırakmamış olan kimselere yorulur. Ancak ihmalkarlık göstermeyen, yani borcunu ödeme niyetinde olduğu halde ödeme imkanı bulamadan ölen kimselere gelince böyle bir kimse borcu sebebiyle kabrinde alıkonulmaz.

 

Şu sorulabilir: Hz. Peygamber (s.a.v.) niçin müslümanlardan borç almadı da bir Yahudiden borç aldı?

 

Buna şöyle cevap verilir:

 

[1] - Hz. Peygamber (s.a.v.), Yahudi ve Hristiyanlarla bu tür ticari ilişkilerde bulunmanın caiz olduğunu göstermek için bunu yapmıştır.

 

[2] - Bir görüşe göre ise o esnada Medine'de bulunan müslümanların elinde kendi ihtiyacından fazla yiyecek maddesi bulunmuyordu.

 

 

HAKLARI TEMİNAT ALTINA ALMANIN YOLLARI

 

Hakları teminat altına almanın üç yolu bulunmaktadır:

 

1. Şahit tutmak,

2. Rehin almak,

3. Kefil istemek.

 

Bunların ilki [yani şahit tutmak], hakkın inkar edilmesi ihtimalini be rta raf etmek içindir. Son ikisi ise borçlunun iflas ihtimalinden korkma durumunda söz konusu olabilir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

1. REHİN AKDİNİN BİRİNCİ RÜKNÜ: SİGA [REHİN AKDİ ESNASINDA KULLANILAN SÖZLÜ İFADELER]