MUĞNİ’L-MUHTAC

SELEM / SELEF ŞARTLARI

 

2. ŞART: SİPARİŞ EDİLEN MALIN ZİMMETTE OLMASI [BELİRLENMEMİŞ OLMASI]

 

Selem Akdinin İkinci Şartı: Sipariş edilen malın zimmette olması [belirlenmemiş olması] dır.

 

Bu şarta göre kişi "sana şu köleyi bu elbise karşılığında selem yapıyorum" dese bu söz selem akdi olmaz, daha güçlü görüşe göre bu ifadeyle satım akdi de kurulmuş olmaz.

 

Kişi satıcıya "bu dirhemler karşılığında senden sıfatı şöyle şöyle olan elbise satın alıyorum" dese, satıcı da "sattım" dese bu akit [normal] satım akdi olur. Bir görüşe göre ise selem akdi olur.

 

1. Selem akdinde şart koşulan hususların ikincisi sipariş edilen malın rakit meclisinde mevcut bir malolmayıp satıcının teslimini] zimmette üstlendiği bir malolmasıdır. Çünkü "selem" sözcüğü dilde bu anlamı ifade etmek üzere konulmuştur.

 

[Soru]  "Malın tesliminin zimmette üstlenilmesi" zaten "selem" sözcüğünün hakiki anlamına dahildir. Şu halde bu nasıl ayrı bir şart olarak ileri sürülebilir? Zira bir şeyin şartı o şeyin kendisinden farklı bir şeydir.

 

[Cevap]  Fakihler "şart" sözcüğü ile "olması gerekli olan / olmazsa olmaz olan" şeyleri de kastederler. Bu durumda "şart" sözcüğü bir şeyin parçasını da kapsamına almış olur.

 

2. Yukarıdaki şart gereğince kişi "sana bu elbiseyi vererek şu köleyi selem yoluyla alıyorum" dese ve karşı taraf da bunu kabul etse bu tasarruf kesinlikle selem olmaz; çünkü burada zimmette bir şeyin tesliminin üstlenilmesi yoktur.

 

[Bu durumda söz konusu ifade ile satım akdi kurulmuş olur mu?

Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha güçlü görüşe göre bu durumda satım akdi de kurulmuş olmaz; çünkü "satım" ile "selem" farklı sözcüklerdir. "Selem" sözcüğü zimmet borcunu gerektirmektedir. Zimmet borcu ise malın belirtilmesi ile çelişmektedir.

 

[İkinci görüş]

 

Bu durumda [sözün kendisi değil] anlam dikkate alınarak satım akdi kurulmuş kabul edilir.

 

3. Kişi "senden bu dirhemler karşılığında nitelikleri şöyle şöyle olan bir elbise satın alıyorum" dese ve karşı taraf da "satıyorum" dese bu durumda [hangi akit yapılmış olur?

Bu konuda iki görüş vardır:]

 

[Birinci görüş]

 

Bu durumda, söylenen sözcükler dikkate alınarak "satım akdi" yapılmış kabul edilir.

 

Bu, eş-Şerhu'l-kebir'de "daha doğru görüş" olarak kabul edilmiş, Beğavı ve başkaları da bu görüşü doğru kabul etmişlerdir. Rafil iki şerhinde bu mesel ed e herhangi bir tercih belirtmemiştir.

 

[İkinci görüş]

 

[Zayıf] bir görüşe göre, sözcüklerin anlamı dikkate alınarak selem akdi yapılmış kabul edilir. Söylenen söz de bu anlamla çelişmemektedir; çünkü bütün sarf akitleri "satım" sözcüğüne dahil olduğu gibi bütün selem akitleri de "satım" sözcüğün e dahildir. Şu halde "satım" sözcüğünü selem için kullanmak, bu sözcüğü kapsamında yer alan bir şey için kullanmaktır. Bu, Iraklı alimlerimizin tercih ettiği görüştür. Bu görüşü Şeyh Ebu Hamid, İmam Şafii (r.a.)'nin açık ifadesi olarak nakletmiştir. Şeyh Ebu İshak eş-Şırazı et- Tenbih adlı eserde bu görüşü kabul etmiştir. Ben o esere dair yazdığım şerhte bunun

İbnü's-Sabbağ'ın doğru saydığı bir görüş olduğunu belirtmiştim. İsnevı "fetva bu görüşe göredir" demiştir.

 

Görüş ayrı!ığı, daha sonrasında "selem" sözcüğünün zikredilmemesi durumundadır. Şayet kişi "bunu sana selem olarak sattım" demişse Rafil ve Nevevi'nin "akdin bölünmesi" başlığı altında belirttiklerine göre bu durumda akit kesin olarak selem olur.

 

Not:  Nevevi'nin meseleyi "belirli dirhemler" diye kayıtlaması şart değildir. Dirhemler kişinin zimmetinde bile olsa yukarıdaki görüş ayrılığı yine geçerlidir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

3. ŞART: MALIN TESLİM YERİNİN BELİRTİLMESİ