MUĞNİ’L-MUHTAC

RİBA / FAİZ

 

İ. ÜRÜNLERDE EŞİTLİĞİN BELİRLENMESİNDE DİKKATE ALINACAK OLAN DURUM

 

Un, kavut ve ekmeğin eşitliği yeterli olmayıp;

 

> Hububatta eşitlik hububat cinsi yönünden dikkate alınır.

> Kendisinden yağ edinilen susam gibi daneli ürünlerde eşitlik dane veya yağ bakımından dikkate alınır.

> Üzümde, yaş üzüm yönünden veya üzüm sirkesi yönünden eşitlik dikkate alınır.

> Meyvelerden sıkılan meyve sulannda da daha doğru görüşe göre hüküm böyledir.

> Süt satımında eşitlik süt, yağ veya ayran olarak dikkate alınır. Sütün peynir veya keş gibi diğer durumlanndaki eşitlik dikkate alınmaz.

 

> Ateşin; pişirme, kavurma ve kızartma durumunda etkide bulunduğu yiyecek maddelerinin karşılıklı satımında bunların eşit olması yeterli değildir. Bal ve yağda olduğu gibi ateşin ayırmada etkide bulunmasının bir zaran yoktur.

 

1. Arpa unu, kavutu, arpa ekmeği ve yine arpa tanesinden yapılan hamur ve nişasta gibi ürünlerin [birbiri karşılığında satımında] karşılıklı eşit olma yeterli değildir.

 

"Buğday" ile "FaIuzec" tatlısının karşılıklı satımında oldUğu gibi bir ürün, kendisinden elde edilen bir başka şey ile karşılıklı değiştiriliyorsa orada eşitlik bulunmaz. Çünkü onun içinde de nişasta bulunmaktadır. Dolayısıyla o üründen herhangi bir şey kendi misli karşılığında satılamayacağı gibi ana maddesi olan hububat karşılığında da satılamaz; çünkü dane kemal halinin dışına çıkmıştır ve eşitlik de bilinmemektedir. Zira un vb. ürünler yumuşaklık açısından birbirinden farklılık gösterir. Ekmek vb. ürünler de ateşin etkisiyle birbirinden farklılık gösterir.

 

Buğday kavurması, buğday ile kesinlikle karşılıklı satılamaz; çünkü ateş bunlara farklı şekilde tesir etmiştir.

 

Buğday ile buğdaydan yapılan herhangi bir şey yahut içinde buğdaydan yapılan bir şeyin bulunduğu bir ürün karşılıklı olarak satılamaz.

 

Danenin kepek karşılığında ve içinde hiçbir şekilde öz kalmamış çürümüş dane karşılığında satılması caizdir; çünkü bu ikisi faize tabi mallardan değildir.

 

Kuru hurmanın, dişi hurma tomurcuğu karşılığında değil erkek hurmanın tomurcuğu karşılığında satılması caizdir; çünkü bu, faize tabi bir mal değildir. Dişi hurma tomurcuğu ise faize tabi bir maldır.

 

2. İçinde yağı bulunmayan hububatta eşitlik dane yönünden dikkate alınır; çünkü bu durumda eşitlik bunların kuruması anında gerçekleşir.

 

Susam gibi içinde yağ bulunan danelerde ise eşitlik hem dane yönünden hem de yağ veya yağı alınmış küsbe yönünden dikkate alınır. Buna göre susamın eşit miktarda susam karşılığında, susam yağının eşit miktarda susam yağı karşılığında, yağı alınmış susam küsbesinin yine kendisi karşılığında satımı caizdir.

 

Susam ve badem dışında sadece hayvanların yediği aspur küsbesi gibi veya çoğunlukla hayvanların yediği küsbelere gelince bunlar daha önce geçen kuraldan da anlaşılacağı üzere faize tabi mallar kapsamında değildir.

 

3. Oğütülen bir ürünün yağı çıkarılmadan önce kemal durumu söz konusu olmaz; bu sebeple böyle bir ürün kendi cinsi karşılığında satılamaz.

 

Susam, susam yağı karşılığında satılamaz; çünkü bu küsbe ve yağın sadece küsbe karşılığında satımına benzer. Bu hüküm Hacve hurması" ile ilgili kuralın kapsamı dahilindedir.

 

Yalnızca küsbe ile yalnızca yağ birbirinden farklı iki cinstir.

 

Gül, menekşe ve nilüfer çiceklerinden elde edilen yağlarda olduğu gibi güzel kokulu olan yağların tümü susam konusundaki hükmün dışında kalmakta olup bunların bir kısmı diğeri karşılığında satılabilir.

 

Yağın elde edildiği susam güzel koku ile yetiştirilmişse, örneğin güzel kokunun içine atılmış ve daha sonra yağı çıkarılmışsa, şayet yağı çıkarılmış daha sonra yaprakları güzel kokunun içine atılmışsa bunlar birbiri ile karşılıklı olarak satılamaz; çünkü yaprakların onlarla karışık olması arada eşitliğin olup olmadığını bilmeye engelolur.

 

4. Üzüm ve yaş hurmanın satımında bunların kurumuş hali veya yaş iken kendilerinden elde edilen sirke dikkate alınır.

 

5. Yaş üzüm ve yaş hurmadan sıkılarak elde edilen meyve sularında hüküm [nasıldır? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Bunlarda da hüküm böyledir; çünkü bu pek çok yararı sebebiyle edinilmektedir.

 

Sıkılmış meyve suyunun kendi cinsi karşılığında eşit olarak satımı caizdir.

 

Daha doğru görüşe göre sıkılmış meyve suyunun eşit miktardaki aynı meyveden elde edilen sirke karşılığında satımı da caizdir. Sirkenin sirke karşılığında satılmasının hükmü daha önce geçmişti.

 

Nevevi'nin sözünden bir şeyin iki veya daha fazla kemal halinin bulunabileceği anlaşılmaktadır.

 

[İkinci görüş]

 

Sıkılmış meyve suyunun kemal hali yoktur; çünkü o, üründen kamil olarak yararlanma halinde değildir.

 

6. Nar, elma ve diğer meyvelerden sıkılarak elde edilen meyve sularının hükmü de yaş üzüm ve yaş hurma suyu gibidir.

 

Şeker kamışının sıkılmış suyu da böyledir.

 

7. Yağ, sirke ve meyve suyu ölçekle [hacim ölçüsüyle] satılır.

 

8. Sütün süt karşılığı satımında karşılıklı olarak eşit olmayı belirlerken [şu üç kriter dikkate alınır:]

 

[a] - Sütün içine su, maya, tuz karıştırılmamış saf halde olması ve -ileride gelecek açıklamalardan anlaşılacağı üzere- kaynatılmamış olması dikkate alınır. Buna göre sağıImış olan süt kendisi gibi olan süt karşılığında satılır.

 

Süt, köpükleri gittikten sonra satılır.

 

Kesilmiş olan süt, kesilmiş olan süt karşılığında satılır.

 

Kesilmiş olan süt, sağıImış olan süt karşılığında ölçekle satılır.

 

Ölçekte kalan katılaşmış sütün daha ağır olması dikkate alınmaz; çünkü tıpkı katı buğdayın yumuşak buğday karşılığında satılması durumunda olduğu gibi burada da dikkate alınacak olan şey ölçektir.

 

[b] - Sütün süt karşılığında satımında karşılıklı eşitlik sütün güneşte veya ısıtılarak saflaştırılmış yağ şeklinde olması durumunda da dikkate alınır. Çünkü bu durumdaki süt ateşte ısıtılmakla çözülme veya eksilme şeklinde etkilenmez; bu yüzden bunlar sıvı olsa bile birbiri karşılığında tartılarak satılması -İmam Şafii (r.a.)'nin açık ifadesine göre- caiz olur.

 

Zayıf bir görüşe göre bunun ölçekle satılması gerektiği söylenmiştir.

 

Bir başka zayıf görüşe göre ise şayet yağ katıysa tartılarak, sıvıysa ölçekle satılması gerektiği söylenmiştir. Bunu Beğavı belirtmiştir.

 

Aslür-Ravda'da şöyle denmiştir: Bu, Iraklıların herhangi bir kayıt koymadan zikrettiği iki görüş arasında orta bir görüştür.

 

Rafii eş-Şerhu's-sağir adlı eserinde de orta görüşü güzel bulmuştur.

 

Hocamız Zekeriya el-Ensarı şöyle demiştir: "Sütün sıvı olsa bile ölçekle satılması da bunu desteklemektedir."

 

Bu hükümde o görüşü destekleyen bir unsur yoktur; çünkü süt aslen sıvıdır bu sebeple ölçeğe vurularak satılmaktadır. Yağ ise aslen katı olup o tartıya vurularak satılmaktadır.

Şayet sütün sıvısı ile katısı arasında bir ayrım yapılmış olsaydı bu hüküm o zaman hocamızın belirttiği görüşü desteklemiş olurdu. Hatta alimler, belirttiğimiz gerekçeyle bunun mutlak olarak ölçülerek satılması görüşünü kabul etmişlerdir.

 

Daha doğru görüşe göre süt köpüğü, kendi cinsinden köpük karşılığında satılmaz; çünkü köpükte yer alan süt, eşitliği engeller.

 

Şayet "karşılıklı olarak süt satımında da her bir sütün içinde köpük bulunur" denirse şöyle cevap verilir; bu durumda sütün niteliği [köpüklü ve köpüksüz süt olmak üzere] karışıktır; bu yüzden o sütteki köpük dikkate alınmaz.

 

Bal, peteği açısından bu hükümden ayrılır; çünkü bal peteğinden ayrıştırılabilir.

 

Köpük yağ karşılığında satılmaz.

 

Yağlar da tıpkı sütler gibi farklı cinslerden kabul edilir.

 

[c] - Sütün süt karşılığında satımında [eşitliği belirlemede] içine su katılmamış "yayık ayranı" hali de dikkate alınır. Çünkü ayrandan tam bir şekilde yararlanılır.

 

Yayık ayranı, köpüğü alınmış süttür.

 

Yayık ayranı, yağ ve köpük karşılığında satılır.

 

Subkl şöyle demiştir: Nevevi'nin sözünden ilk anda "ayranın içinde az miktarda su varsa bu durumda ayran kamil olmaz" gibi bir anlam anlaşılmaktaysa da durum böyle değildir. Yeni sağıImış süt ve diğer sütler de böyledir.

 

Saf olan ayranda köpük dikkate alınır. Şayet ayran köpüklü ise kendi misli karşılığında satılamaz. Yine köpük ve yağ karşılığında da satılamaz. Zira bu durumda "Aeve hurmasının bir müddünün başka bir hurmanın birden fazla müddü karşılığında satılamayacağı" kuralı devreye girer.

 

[Soru]  Süt "yayıkta köpüğü alınmış", "sağılmış", "kesilmiş" şeklinde birkaç türe ayrılmaktadır. Şu halde "yayıkta köpüğü alınmış sütü" sütten ayrı alternatif bir şey kabul etmek doğru olmayıp onu sütün bir türü kabul etmek gerekir.

 

[Cevap]  Yayıkta yayılmış süt genellikle su ile karıştırıldığından her ne kadar bu madde sütün bir türü olsa bile sütten ayrı olarak zikredilmiştir.

 

Metindeki diğer kayıtlar -benim yaptığım açıklamada da görüldüğü üzere- bir kayıt getirmekle birlikte Nevevi yayık sütünü "saf" diye kayıtlamıştır.

 

9. Sütün sütle karşılıklı satımında eşit olup olmadıklarını belirlemede sütün [yukarıda sayılanlar dışındaki] başka durumları örneğin peynir, keş, süzülmüş süt, köpük gibi durumları dikkate alınmaz. Çünkü bunlara süt dışında başka bir şey mutlaka karışmıştır.

Örneğin peynire maya karışmakta, keşe tuz karışmakta, süzülmüş süte un karışmaktadır. Köpük de az miktardaki yayık sütünü içinde barındırmaktadır. Bu sebeple bunlarda eşitlik gerçekleşmemekte olduğundan bunlar birbiri karşılığında satılamaz.

 

10. Ateşin; pişirme, kaynatma veya kızartma yoluyla etkide bulunduğu şeylerin birbiri ile karşılıklı satımında eşit olmaları yeterli değildir; çünkü ateşin etkisinin belirli bir sınırı bulunmadığından bu durum eşitliğin sağlanıp sağlanmadığının bilinmemesine yol açar.

 

Bu malların susam gibi tane bakımından eşit olarak satılması veya bunun dışında et gibi birbiri karşılığında satılması caiz değildir.

 

11. ısıtmanın etkide bulunduğu; pekmez, şeker, şeker kamışının balı gibi mallar konusunda mezhep içinde iki görüş vardır: Daha doğru olan görüşe göre bunlar -yukarıda belirtilen gerekçe ile- birbiri karşılığında satılamaz.

 

Diğer görüşe göre ise bunlarda selem akdinin sahih olmasına kıyasla birbiri karşılığında satılabilir.

 

İlk görüşte olanlar buna "faizle ilgili konularda iş sıkı tutulur" diyerek cevap vermişlerdir.

 

Nevevi ısıtmanın üç şekilden birisi yönüyle etkide bulunmasını zikrederek kaynatılmış suda olduğu gibi ısının etkide bulunmasını dışarıda bırakmıştır; çünkü bu, Cüveynl'nin belirttiği üzere kendi cinsi karşılığında satılır. Yine Nevevi ısıtma sonucu meydana gelen ayrışmanın etkisini de dışarıda bırakmıştır. Nitekim Nevevi bunu şu şekilde belirtmiştir:

 

12. ısıtma sonucu ayrışmanın meydana gelmesinin [satımı ifsad etme konusunda] bir zararı yoktur. Buna örnek olarak bal, yağ, altın ve gümüş gösterilebilir.

 

Balı ısıtmak balı, bal mumundan ayırmak içindir. Yağı ısıtmak sütü ayrıştırmak içindir. Altın ve gümüşü ısıtmak, katışık maddeden ayrıştırmak içindir. ısıtma, bal ve yağa nispetle altın-gümüşün katılaşmasına etki etmez. Şayet ısıtmanın katılaşmaya etki ettiği farz edilirse bu malların ısıtılması durumunda birbiri karşılığında satılması mümkün olmaz. Bunlar ayrıştırılmadan önce birbiri karşılığında satılamaz; çünkü eşit olup olmadıkları bilinemez.

 

Petekli balın yine kendi miktarınca petekli bal karşılığında veya saf bal karşılığında satılması caiz değildir. Bunun gerekçesi de "Acve hurması" konusu ile ilgili kuraldır.

 

Şayet "içinde çekirdeği bulunan kuru hurmanın kuru hurma karşılığında satılması meselesine kıyasla bunun da caiz olması gerekirdi" denilirse buna şöyle cevap verilir: Hurmanın içindeki çekirdek, hurma sahibinin amaçladığı bir şeyolmadığı halde balı n peteği istenen bir şeydir. Dolayısıyla bal ile peteğin bir arada bulunması bilinmezliğe yol açmaktadır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

J. AYNI AKİTTE FARKLI CİNS VEYA TÜR RİBEVİ MALLARIN KARŞILIKLI SATIMINA İLİŞKİN HÜKÜMLER