|
RİBA / FAİZ |
J. AYNI AKİTTE FARKLI
CİNS VEYA TÜR RİBEVİ MALLARIN KARŞILIKLI SATIMINA İLİŞKİN HÜKÜMLER
Bir safka [yani akit]
her iki açıdan ribevi malları bir araya getirdiğinde;
[a] - Bu iki malın
cinsleri farklı ise; örneğin bir tarafta bir müd Acve hurması ve bir dirhem,
bir müd ve bir dirhem karşılığında değişilse ve bir müd ve dirhem, iki müd veya
iki dirhem karşılığında değişilse,
[b] - Veya türleri
farklı ise; örneğin sağlam ve kırık paralar yine sağlam ve kırık olan paralar
karşılığında veya yalnızca biri karşılığında satılsa akit batıl olur. _
Taraflar akit yaparken
biri diğerinin elini sıktığı için akde arapçada bu anlama gelen"
safka" kelimesi de denilmektedir.
Bir satım akdinde iki
yönden de ribevi olan iki mal bulun sa ve bunlardan biri asıl maksada tabi bir
şekilde olmasa [bakılır:]
[a] - Malların cinsleri
birbirinden farklı ise;
> Örneğin taraflardan
birinde ribevı iki cins mal bulunurken diğerinde de ribevı iki cins mal
bulunsa, örneğin bir taraf bir müd Acve hurması ve bir dirhemi, yine bir müd
Acve hurması ve bir dirhem karşılığında değişse,
> Aynı şekilde
taraflardan yalnız birinin elinde iki cinsten ribevı mal bulunsa, örneğin bir
müd hurma ve bir dirhemi, iki müd karşılığında veya iki dirhem karşılığında
satsa,
> Yahut her iki
tarafın elinde ribevı bir cins mala ribevı olmayan bir mal eklenmiş bulunsa,
örneğin akitte bir dirhem ve bir elbiseyi, bir dirhem ve bir kumaşa satsa,
> Yahut da tarafların
birinde ribevı olmayan bir mal bulunsa örneğin birisi bir dirhem ve bir kumaşı
bir dirheme satsa,
[b] - Yahut malların
türleri birbirinden farklı olsa;
[ba] - Tarafların
birinde ribevı cinsten iki tür mal diğerinde de aynı cinsten farklı iki tür mal
bulunsa,
örneğin birinin elinde
bir müd Sayhanı hurması ve bir müd Berni hurma sı varken diğerinin elinde de
bir müd Sayhanı hurması ve bir müd Berni hurması bulunsa,
[bb] - Yahut tarafların
birinde bir müd Sayhanı hurması ve bir müd Berni hurması varken diğerinin
elinde iki müd Sayhanı veya iki müd Berni hurması olsa,
[c] - Yahut her iki
tarafın mallarının nitelikleri birbirinden farklı olsa,
örneğin bir tarafın
elindeki ribevi cinsten olan mal diğerinin elindekinin iki vasfını da içerse,
Örneğin birinin sağlam
dirhemleri ve değeri sağlam dirhemlerden az olan kırık dirhemleri, diğerinin
sağlam ve kırık dirhemleri karşılığında,
Yahut birinin kaliteli
ve kalitesiz dirhemleri diğerinin kaliteli ve kalitesiz dirhemleri karşılığında
satılsa,
Yahut bir tarafın
elindeki sağlam ve kırık dirhemler, karşı tarafın elindeki bu vasıflardan
birine sahip örneğin yalnızca sağlam veya. yalnızca kırık olan dirhemler
karşılığında, yahut yalnızca kaliteli veyahut da yalnızca kalitesiz dirhemler
karşılığında satılsa,
İşte bütün bu durumlarda
akit batılolur.
Bu mesele "Bir Müd
Acve Hurması" diye bilinen kuralla ilgilidir.
[*] - Bu konuda ana
delil Müslim'in Fudale b. Ubeyd'den naklettiği şu hadistir: Hz. Peygamber
(s.a.v.)'e doksan dinara satılan içinde inci ve altın bulunan bir gerdanlık
getirdim. Hz. Peygamber (s.a.v.) sadece gerdanlıkta bulunan altının
çıkarılmasını istedi. Daha sonra "altın ile altın aynı ağırlıkta
satılır" buyurdu. (Müslim, Müsakat, 4051)
Bir başka rivayette ise
"altın ayrılmadan satılmaz" buyurdu.
Bu hadis, yukarıda geçen
kurala anlam açısından şu şekilde delil getirilmiştir: Akdin iki tarafından
birinin birbirinden farklı iki malı içermesi durumunda diğer tarafta yer alan
malın bu iki mala değeri dikkate alarak dağıtılması gerekir. Bu şuna benzer:
Bir gayrimenkulün şuf'a hakkına tabi bir bölümüyle birlikte bir kılıç toplam
bin dirheme satılsa, şuf'a hakkı olan gayri menkul yüz dirhem, kılıç elli
dirhem yapsa, şuf'a hakkı sahibi bu bölümü satım bedelinin üçte ikisini
ödeyerek geri alır.
Bizim meselemizde satım
bedelini bölmek ya bir tarafın diğerinden fazla olmasına yahut da eşitliğin
bilinmemesine yol açmaktadır.
Çünkü kişi bir müd hurma
ve bir dirhemi, iki müd hurma ile değiştirdiğinde, şayet dirhemle birlikte
bulunan hurmanın değeri diğerinden daha fazla veya eksik ise bundan bir tarafın
diğerinden daha fazla olması sonucu çıkar. Şayet bu hurma diğeri ile aynı
değerde ise bunun aynı değerde olup olmadığı bilinemez.
Hurmanın değeri iki
dirhem kabul edersek, bu kişinin mallarında hurma, satım bedelinin üçte ikilik
bölümünü oluşturmaktadır. Buna diğer taraftaki iki müddün üçte ikilik kısmı
karşılık gelir.
Hurmanın değerini yarım
dirhem olursa bir müdlük hurma malın üçte birlik kısmını oluşturmakta buna
diğer tarafın iki müdlük hurmasının üçte biri karşılık gelmektedir.
Bundan ise bir tarafın
diğerinden fazla olması sonucu doğar. Yahut iki taraf eşittir ancak eşitlik
bilinmemektedir. Çünkü eşitlik malın değerinin bilinmesine bağlıdır. Burada ise
tahminde bulunulduğundan tahminde yanılma ihtimali söz konusudur.
[İtiraz] Bu hüküm, alimlerin sulh konusundaki şu
ifadesiyle çelişmektedir: "Kişinin başkasında bin dirhem ve elli dinar
altın alacağı bulunsa, bu alacağına karşılık iki bin dirhemlik sulh akdi yap sa
akit caiz olur."
[Cevap] Burada mal satımı konusu ele alınmaktadır,
sulh meselesinde ise durum farklıdır.
Burada satıcının veya
müşterinin birden fazla olması sebebiyle akdin de birden fazla olması tek bir
akit olması gibidir. Bir müd hurma ve bir dirhemin kendi misli karşılığında
değişilmesi durumunda bir müd hurmanın bir müd hurma veya dirhem karşılığında,
bir dirhemin de bir dirhem veya bir müd hurma karşılığında kabul edilmesi
yoluyla akdin detayları bakımından akdin birden fazla olması bundan farklıdır.
Benim "cins yönüyle"
ifadem ile "akdin iki yanından birinin di~ ğerinde bulunan bir malı
içermemesi" durumu dışarıda bırakılmıştır.
Örneğin bir dinar ve
dirhem karşılığında bir sa' buğday ve bir sa' arpa satmak veya iki sa' buğday
veya arpa satmak böyledir. Yine biri sağlam diğeri kırık iki dinar karşılığında
bir sa'
Berni hurması ve bir sa'
Berni hurması yahut iki sa' Berni hurması veyahut da iki sa' Ma'kıl! hurması
satmak böyledir. Bunlar caizdir.
Nevevi'nin "her iki
yönden ribevi olan" ifadesi "ribevi mal bir yönden zımnen olsa
bile" anlamına gelmektedir. Buna "susamın susam yağı karşılığında
satılması" örnek verilebilir.
Bir tarafta susam yağı
hakikaten diğer tarafta zımnen bulunduğundan bu akit batıldır.
Ancak ribevi mal her iki
yönden de zımnen bulunuyarsa örneğin susam ile susam karşılıklı satılıyorsa bu
satım sahih olur.
"Asıl maksada
izafeten tabi olmayan" kaydı ile asıl maksada bu şekilde tabi olan malın
satımı hükmün dışında bırakılmaktadır. Örneğin buğday ile arpa karşılıklı
olarak satıldığında bunların her ikisinde yahut birisinde diğer cinsin
tanelerinden az miktarda bulunsa, yani ayrıştırıp da ayrı olarak kullanmaya
değmeyecek kadar az bulunsa bu akit sahih olur. Yine kişi kaliteli ve kalitesiz
hurmanın karışımının bir sa'lık bölümünü kendisi gibi bir sa'lık hurma
karşılığında satsa bu satım akdi sahih olur. Bunun bir sa' kaliteli veya
kalitesiz hurma karşılığında satımı da sahih olur; çünkü diğer malla mukabele
edilmenin şartı ayrıştırılmış olmaktır.
Alimlerin sözlerinin
zahirinden "bir malın daneleri diğerinin içinde fazla miktarda bulunuyarsa
bu satım akdi sahih olmaz" şeklinde bir anlam anlaşılmaktadır ki bu
doğrudur. Sonraki alimlerden bazıları ise buna aykırı görüş belirtmiştir.
Bu konuda satılan malın
cinsi ile türü arasında şu fark vardır: Bir cinsin içinde diğer cinse ait
taneler çok miktarda bulunduğunda eşitlik sağlanmaz, ama bir türün içinde diğer
türe ait taneler çok miktarda bulunduğunda eşitlik sağlanır.
Bu mesele şuna da
benzer: Bir ev, içinde tatlı su kuyusu dolu olarak başka bir kuyulu ev
karşılığında satıldığında satım akdi sahih olur; çünkü bu satımda akdin iki
tarafının su kuyusunu ve suyu bilmeleri her ne kadar dikkate alınıyorsa da bu,
akdin asıl maksadı olan eve tabi bir maldır; çünkü genellikle kuyu doğrudan satılmaz.
Bir akitte malın başka mala tabi olması, o malın müstakil olarak satılmasına,
bu yüzden de akitte ayrıca zikredilmesinin şart koşulmasına engel değildir.
Özetle söylemek
gerekirse; bir mal başka mala tabi olarak akde girdiğinde faiz açısından bu
mala göz yumulur, kendisinin akdi yapan kişiler tarafından dikkate alınması
açısından ise satım akdine girmesi için ayrıca zikredilmesi şart koşulur.
"Kırık dirhemlerin
değerinin sağlam dirhemlerin değerinden az olması" ifadesiyle değerlerinin
eşit olması durumu dışarıda bırakılmıştır; çünkü o durumda akit batı i olmaz.
Kişi, içinde altın
madeni ortaya ÇıkmıŞ bulunan bir evi, altın karşılığında satsa faiz
gerekçesiyle bu satım akdi sahih olmaz. Çünkü evde madenin bulunduğu
bilindiğinde akit esnasında onun da karşılıklı değişimde etkisinin bulunduğu
bilinmektedir. Altın madeni müşterinin satın almasından sonra ortaya çıkmış
olsa, o evin altınla yapılmış olan satımı caiz olur; çünkü madenin bulunduğu
bilinmediğinde bu maden asıl alınmak istenen eve tabi bir maldır. Burada
karşılıklı değişim sadece ev ile altın arasında yapılmıştır.
Şayet "faizin söz
konusu olduğu mallarda akdi bozan durumu bilmemenin bir etkisi yoktur"
denilecek olursa buna şu şekilde cevap verilir: Bunun tabi olmayan malda etkisi
yoktur.
Tabi olan malda ise onun
bilinmemesine müsamaha gösterilmektedir. Madenler de yere tabi unsurlardandır.
Bu, ana karnındaki yavrunun gerek satım gerekse diğer konularda annesine tabi
olmasına benzer.
Şayet "Sütlü
hayvanın sütlü hayvan karşılığında satımı yasaklanmıştır" denecek olursa
buna şöyle cevap verilir: Din, "madenin ! aksine" memedeki sütü
kaptaki süt gibi kabul etmiştir. Ayrıca sütlü hayvanı satın alırken süt de
amaçlanır. Arazi satın alırken ise oradaki madeni elde etmek amaçlanmaz.
Bunları ifade ettikten
sonra Nevevi'nin ifadelerinde bir takım hususlar var ki fıkhı bakış açısını
geliştirmek amacıyla bunlara işaret etmek gerekir:
1. "Bir safka [bir
akit] .... bir araya getirdiğinde" ifadesi bunların bir arada bulunmadığı
durumları dışarıda bırakmaktadır. Bu, satım bedelinin mallara bölünebildiği
meselelerde doğru, satıcının veya müşterinin birden fazla olması ile
bölünebildiği meselelerde ise doğru değildir.
2. Nevevi'nin
"ribevı" sözcüğünden önce "cins bakımından" ifadesini tıpkı
benim yaptığım gibi zikretmesi gerekirdi. Çünkü kişi altın ve gümüşü yalnızca
buğday karşılığında veya yalnızca arpa karşılığında satsa yahut hem buğday hem
de arpa karşılığında satsa bu akit Nevevi'nin zikrettiği ifadenin kapsamına
girdiği halde akit sahih olur.
3. "İkisinin
cinsleri farklı olsa" ifadesiyle ilk anda insanın aklına gelen "her
iki yönden bulunması dikkate alan ribevı cins" anlamı kastedilmemiştir.
Çünkü bunlar zaten birdir. Nevevi'nin verdiği örnek dikkate alındığında bununla
kastedilen satılan malın cinsinin farklı olmasıdır. Örneğin satılan ribevı
malın yanında başka bir cinsin de bulunmasıdır. Nevevi "satılan mal, cins
yönünden farklı olursa" demiş olsa [daha] doğru olurdu.
4. Nevevi'nin tıpkı
el-Muharrer'de olduğu gibi "veya ikisinden birinde" demesi gerekirdi.
Çünkü kişi bir müd hurma ve bir dirhemi iki müd hurma karşılığında sattığında
hurma cinsi farklılaşmış olmamaktadır. Zerkeşı şöyle demiştir:
"Nevevi'nin
kastetttiği de zaten budur. Çünkü o bir müd ve dirhemi iki müd mukabilinde
satmayı buna örnek olarak vermiştir. O, tür konusunda bunu açık olarak ifade
etmiştir, ikisi arasında fark yoktur. İkincide bunu zikretmemiş olması ilkinde
zikretmiş olmasından dolayıdır."
5. Nevevi'nin
"diğer cinsin akitte amaçlanan bir malolması" demesi gerekirdi.
Böylece asıl maksada tabi olan mal dışarıda bırakılmış olur.
6. Nevevi'nin verdiği
örnek, eklenen malın da ribevı olması şeklinde bir tasavvuru gerektirmekte ise
de kastedilen şey bu değildir; ribevı mala eklenen şeyin ribevı olmasıyla olmaması
arasında bir fark yoktur.
7. Nevevi'nin tür
farklılığına örnek olarak sağlam dirhemler ile kırık dirhemleri vermesi bir tür
mecaz kabul edilmelidir; çünkü gerçekte bu, tür ihtilafı değil nitelik
ihtilafıdır. Örneğin doğru olabilmesi için bunu şöyle yorumlamak gerekir:
Nevevi'nin türden
kastettiği şey cins olmayandır. Bunun kapsamına tür de sıfat da girmektedir.
8. Nevevi sağlam ve
kırık dirhemler meselesinde akdin batıl olacağını herhangi bir kayıt
zikretmeksizin belirtmiştir. Oysa kırık dirhemlerin değerinin sağlam
dirhemlerin değerinden daha az olması şarttır.
9. İki türü birbirinden
ayırmak şart değildir. Buna göre kişi kaliteli ve kalitesiz hurma karışımından
oluşan bir sa' miktarını kendisine eşit bir hurma veya kaliteli hurma veya
kalitesiz hurma karşılığında satsa akit caiz olur. Sağlam dirhemlerin
kırıklarla karışması da bunun gibidir.
Not:
1. Ceviz ile cevizi,
badem ile bademi bunların kabukları birbirinden farklı olsa bile tartarak
satmak caizdir. Bu konudaki görüş ayrılığı selem bahsinde gelecektir.
2. Ceviz içini ceviz
içi, badem içini badem içi karşılığında satmak caizdir.
Şöyle bir itiraz
yöneltilebilir: Çekirdekleri çıkarılmış hurmayı kendisi gibi hurma karşılığında
satmayı alimler yasak saymıştır. Çünkü bu durumda hurmanın kemali ortadan
kalkmaktadır. Ceviz ve badem içi konusunda da durum böyledir.
Buna şöyle cevap
verilir: Bilindiği üzere çekirdeği çıkarılan meyve, ceviz ve badem içinden daha
çabuk bozulur.
Aynı cinsten olan
kabuklu yumurtayı kendisi gibi kabuklu yumurta karşılığında tartarak satmak
caizdir. Şayet cinsleri farklı ise tartmadan satmak da caiz olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
K. KESİLMİŞ ET
KARŞILIĞINDA CANLI HAYVANı SATMAK