HAC-UMRE / TÜRLERİ |
B. KIR’AN
Haccın ikinci çeşidi
kıran haccıdır.
1. Bunun en kamil şekli
şu şekilde olur: Kişi hac aylarında [yani hac için ihrama girmenin caiz olduğu Şevval,
zilkade ve zilhicce aylarında] hem hac hem de umre için hacc için geçerli olan
mikat bölgesinden ihrama girer.
En kamil olmayan şekli
ise -sonuçta kurban kesrnek gerekli olsa bile- mikat mahallinin ötesinden hem
hac hem de umre için ihrama girme şeklinde olur. Nevevi'nin "mikat
mahallinden" şeklindeki kaydı koyması en kamil olan şekli belirtmek için
olup böyle olmadığı takdirde buna kıran adının verilemeyeceğini ifade etmez.
2. Bu kişi ihrama
girdikten sonra yalnızca hac fiillerini yapar. Çünkü hac fiilleri daha çoktur.
Bu durumda hem hac hem de umre ibadeti yerine gelmiş olur. Umre, hac ibadetinin
içine girmiş olur. Bu kişinin bir defa tavaf yapması bir defa sa'y yapması
yeterlidir.
[*] - Bunun delili
Tirmizi'nin sahih kabul ederek rivayet ettiği şu hadistir: Hac ve umre için
ihrama giren kişi için hem hac hem umre yerine bir tava! ve sa'y yeterlidir,
kişi her ikisinden birlikte ihramdan çıkar. (Tirmizi, Hac, 945)
Bu, kıranın aslı
suretidir.
Kişi hac aylarında sahih
bir umre ihramına girse daha sonra da tavafa başlamadan önce hac ihramına girse
-İbnü'l-Münzir'in belirttiğine göre- bunun kıran haccı olacağında icma vardır.
Bu kişinin yalnızca hac fiillerini yapması yeterli olur.
[*] - Bunun delili
Müslim'in Hz. Aişe'den rivayet ettiği şu hadistir: Hz. Aişe (r.a.) umre için
ihrama girdi. Hz. Peygamber (s.a.v.) onun yanına girdiğinde onun ağladığını
gördü. "Niçin ağlıyorsun?" diye sordu. Hz. Aişe (r.a.) "İnsanlar
ihramdan çıktı, ben ise adet gördüğüm için ihramdan çıkamadım, Kabe'yi tavaf
edemedim" dedi.
Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurdu: "Hac için ihrama gir" dedi. Hz. Aişe de öyle yaptı.
Vakfe yapması gereken yerlerde vakfe yaptı, adetten temizlendikten sonra
Kabe'yi, Safa ve Merve'yi tavaf etti. Hz. Peygamber (s.a.v.) ona şöyle buyurdu:
"Hem hac hem de umre ihramından çıkmış oldun"(Müslim, Hac, 136)
Not: Nevevi'nin ifadesinden akla şu gelmektedir:
"Kişi hac aylarından önce umre için ihrama girse, sonra da hac aylarında
umreye haccı dahil etse bu sahih olmadığı gibi bu kıran haccı da olmaz."
Oysa bu
kastedilmemiştir. Çünkü Ziyadetü'r-Ravda ve el-Mecmu'da "daha doğru"
olarak ifade edilen görüşe göre yukarıda belirtilen şekilde yapmak sahihtir. Bu
şekilde kişi kıran haccı da yapmış olur.
Nevevi'nin kaydı daha
sonra zikrederek şöyle demesi daha uygun olurdu: "Kişi umre için ihrama
girse, tavaf yapmadan önce hac aylarında hac ihramına girse kıran haccı yapmış
olur" .
Nevevi'nin
"tavaftan önce" ifadesi şunu dışarıda bırakır: Kişi tavaf yaptıktan
sonra hac için ihrama girse veya tavafa bir adım atmak suretiyle bile olsa
başladıktan sonra hac için ihrama girse, ihramı, amaçlamış olduğu şeye [yani
yalnızca umreye] bitiştiği için bu sahih olmaz.
Bu hükmün gerekçesi
şudur:
1) Tavaf umre
fiillerinin en büyüğüdür, hal böyle olunca umreye başladıktan sonra tavaf başka
bir ibadete [yani hacca] yönlendirilemez.
2) Ayrıca kişi ihramın
eksilmesini gerektiren ihramdan çıkma fiiline başlamıştır hal böyleyken ihramı
kuvvetlendiren bir şeyi [yani hac ihramını] buna eklemek uygun olmaz.
[Umre yapmak isteyen]
kişi tavaf niyetiyle hacerü'l-esvedi selamladıktan sonra [henüz tavafa
başlamadan önce] hac ihramını umreye sokabilir mi? Bu konuda mezhep içinde iki
görüş vardır. Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: "Caiz olduğu görüşünün
sahih kabul edilmesi uygun olur; çünkü hacerü'l-esvedi selamlamak tavafın bir
bölümü değil tavafa giriş mahiyetindeki öncülüdür" .
Nevevi'nin ifadesi
"umreyi bozup daha sonra haccı umreye dahil etme"yi de kapsamaktadır.
Daha doğru olan görüşe
göre bu durumda kişinin hac ihramı Fasid olarak gerçekleşir. Bu yüzden ben
umreyi "sahih olan umre" şeklinde kayıtladım.
[Zayıf] bir görüşe göre
hac ihramı sahih olarak kurulur, sonra fasid olur.
[Zayıf] bir başka görüşe
göre sahih olarak kurulur ve böylece devam eder.
İsnevi'nin belirttiği
üzere Nevevi'nin ifadesi her üç ihtimale de açıktır.
3. [Hac için ihrama
girdikten sonra buna umre ihramını eklemek caiz midir? Bu konuda İmam Şafii
(r.a.)'ye ait iki görüş vardır:]
[Birinci görüş]
İmam Şafii (r.a.)'nin yeni
görüşüne göre [başlanmış olan] hacca umreyi eklemek caiz değildir; çünkü umreye
haccı eklemenin aksine burada kişi bu işlem sonucunda herhangi bir yarar elde
etmemektedir. Oysa umreye haccı eklediğinde bundan vakfe, şeytan taşlama ve
Mina ve Müzdelife' de geceleme gibi şeyler elde edilmektedir.
Ayrıca daha zayıf olanı
daha güçlü olan üzerine eklemek mümkün değildir. Bu evlilik sebebiyle cinseli
ilişkide bulunma hakkının mülkiyet sebebiyle cinsel ilişkide bulunma hakkıyla
birlikte bulunması durumuna benzer ki evliliği mülkiyete dahil etmek caizdir.
Bunun aksi ise caiz
değildir. Yani kişi cariyesinin kız kardeşiyle evlense onunla cinsel ilişkide
bulunması caiz olur, ancak aksi caiz değildir.
[İkinci görüş]
İmam Şafii (r.a.)'nin
eski görüşüne göre bu caizdir. Cüveynı tıpkı aksinde olduğu gibi bu görüşü
sahih kabul etmiştir. Şu halde kişi ihramdan çıkma sebeplerine başlamamış
bulunduğu sürece umreye hac eklenebilir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN