|
ZEKAT / BİTKİLERDE |
2. BİTKİLERDE ZEKAT
NİSABI
A. NİSABIN MİKTARI
B. ÜRÜNÜN MİKTARININ
HESAPLANMASI
C. ÜRÜN MİKTARINI
HESAPLARKEN BİRBİRİNE EKLENECEK OLAN VE EKLENEMEYECEK OLAN ÜRÜNLER
A. NİSABIN MİKTARI
Bitkilerde zekatın
nisabı beş vesktir.(122,4 kg) Bu da Bağdat rıtlı ile 1600 (bin altı yüz),
Dımaşk rıtlı ile 346 tam 213 rıtıldır.
Ben [NevevI] derim ki:
Daha doğru olan görüşe göre Dımaşk rıtlı 342 tam 617 rıtıldır.
Çünkü daha doğru olan
görüşe göre Bağdat rıtlı 128 tam 3/7 dirhemdir. [Zayıf] bir görüşe göre 3/7 lik
kısım yoktur. Bir görüşe göre ise otuz dirhemdir.
1. Zekatın farz olduğu
gıda maddelerinde nisap miktarı beş vesktir.
[*] - Çünkü Hz.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Beş veskten az olan üründe zekat yoktur.
(Buhari, zekat, 1405; Müslim, zekat, 2260)
2. Beş vesk bin altı yüz
(1600) Bağdat ntiıdır.
Çünkü İbn Hibban ve
diğer hadisçilerin rivayet ettiğine göre bir vesk altmış sa'dır. Bu durumda beş
vesk üç yüz sa' yapar. Bir sa' ise dört müddür. Buna göre zekat nisabı bin iki
yüz müd olur. Bir müd, bir tam üçte bir Bağdat rıtiıdır. Bunun toplamı ise bin
altı yüz Bağdat rıtiıdır. Zekat nisabı Bağdat rıtlı üzerinden hesaplanmıştır;
çünkü Muhibbu't-Taberi'nin belirttiğine göre şer'i [şeriatta ölçü olarak kabul
edilen] rıtıl Bağdat rıtlıdır. (Buhari, Buyu', 2190; Müslim, Buyu', 1451; Ebu
Davud, Buyu', 3364)
3. Beş vesk, Dımaşk
rıtlı ile üç yüz kırk altı tam üçte iki rıtıldır.
Çünkü Dımaşk rıtlı altı
yüz dirhemdir.
Rafii'ye göre Bağdat
rıtlı yüz otuz dirhemdir. Bu durumda bir müd yüz yetmiş üç tam üçte bir (173
tam 1/3) dirhemdir. Bir sa' altı yüz doksan üç tam üçte bir (693 tam 1/3)
dirhemdir. Altı yüz doksan üç tam dirhemi üç yüz dirhemle çarptığımızda sonuç
iki yüz sekiz bin (208.000) dirhem yapar. Bu zikredilen işlemden elde edilenin
toplamından hasıl olan her altı yüz dirhemi bir rıtıl kabul ederiz.
4. Nevevi ise şöyle
demiştir: Daha doğru olan görüşe göre beş vesk Dımaşk rıtlı ile üç yüz kırk iki
tam altı bölü yedi (342 tam 617) rıtıldır. Çünkü daha doğru olan görüşe göre
Bağdat rıtlı yüz yirmi sekiz tam dört bölü yedi (128 tam 417) dirhemdir.
Yani bu miktar, bin altı
yüz ile çarpılıp Dımaşk rıtlına bölününce sonuç bu şekilde olur.
Nevevi'nin Bağdat rıtlı
konusunda doğru gördüğü miktar gerçekten de doğrudur; çünkü Bağdat rıtlı doksan
miskaldir. Bir miskal ise bir dirhemin yedide üçüdür. Bu durumda kesirin
paydası olan üç ile tekrarlandığı sayı olan doksan çarpılır; sonuç iki yüz
yetmiş olur. Bu da payda olan yediye bölünür, sonuç otuz sekiz tam yedi bölü
dört olur. Bu dirhemlerle toplandığında Nevevi'nin belirttiği miktar ortaya
çıkar.
5. Bir görüşe göre
Bağdat rıtlı [128 tam dirhem olup] 4/7lik fazlalık yoktur.
Başka bir görüşe göre
Bağdat rıtlı 30 dirhemdir.
Bunu şöyle
açıklayabiliriz:
a) Her bir rıtıldan
artan kısım yani bir tam üç bölü yedi (1 tam 317) bin altı yüz ile çarpılır,
sonuç iki bin iki yüz seksen beş tam 517 dirhem olur. (1600'" 1 tam
3/7=2285 tam 517)
b) Bu miktar ilk
çarpımdan düşürülür, bu durumda kırktan fazla olan miktar bölüm sonucunda
Nevevl'nin belirttiği kadar olur. Çünkü fazlalığın düşülmesinden sonra miktar
iki yüz beş bin yedi yüz on dört tam iki bölü yedi dirhemdir. (205.714-tam 217)
c) Bu durumda iki yüz
beş bin iki yüz dirhem, üç yüz kırk iki rıtıl mukabilindedir. Kalan ise yani
beş yüz on dört tam 217 dirhem ise 2/7'lik rıtıl mukabilindedir. Çünkü bunun
yedide biri seksen beş tam yedi bölü beş dirhemdir.
Rafii el-Muharrer adlı
eserinde vesklerin ne Bağdat ne de Dimaşk rıtlı cinsinden toplamını
vermemiştir. Bunun yerine şöyle demiştir: "Beş vesk küçük menn ile sekiz
yüz menndir. Miktarı altı yüz dirhem olan büyük mennlerle üç yüz kırk altı tam
üçte iki mendir." Nevevi de bu ifadeyi metinde geçtiği şekilde özetlemiştir.
Bundan anlaşıldığına
göre Dımaşk rıtlı büyük menne eşittir. Küçük men n de Bağdat rıtlı ile iki
rıtıldır.
6. Yukarıda geçen nisap
miktarı Rafii ve Nevevi'nin doğru kabul ettikleri görüşe göre yaklaşık
rakamdır. Bunun delili nakledilen rivayetler ve bunun koyun sürüsü ve diğer
nisap miktarlarına benzemesidir.
7. Doğru kabul edilen
görüşe göre nisaba tabi tarım ürünlerinin miktarını belirlemede "hacim
ölçüsü" esas alınır. Buna rağmen ağırlık ölçüsü ile belirlemelerin
yapılması "ağırlık ölçüsünün daha çok kullanılması" veya
"ağırlık ölçüsü hacim ölçüsü ile ittifak ettiğinde" söz konusudur.
Nisaba tabi her bir
tarım ürünü türünde orta ağırlıkta olan ürün göz önünde bulundurulur. Çünkü
nisap miktarı tarım ürününün içinde hem hafif hem de ağır olanı bulunmaktadır.
8. Tarım ürünün nisabı
olan beş vesk miktarının Mısır' da kullanılan irdebb ölçüsü ile karşılığı
konusunda farklı görüşler vardır:
Kamuli şöyle demiştir:
Bunun miktarı; fıtır sadakası ve yemin keffaretinde olduğu gibi -iki kadehi bir
sa' kabul etmek suretiyle- toplam altı tam dörtte bir irdebb'tir.
Subki şöyle demiştir:
Bunun miktarı beş tam dört bölü altı irdebb'tir.
Subkl Mısır kadehini
belirttiğim müd ölçüsü ile dikkate almış ve yaklaşık olarak iki tam bir bölü
yedi müd daha fazla eklemiştir.
Bir sa' bir bölü yedi
müd hariç hariç iki kadehtir.
Her on beş müd yedi
kadehtir. Her on beş sa ise bir tam üç bölü dört veybe'dir. Buna göre otuz sa'
üç buçuk veybedir. Üç yüz sa' ise otuz beş veybe'dir. Bu da beş tam dört bölü altı
irdebb'tir.
Subkl'nin görüşüne göre
nisab beş yüz altmış kadehtir. Kamuli'nin görüşüne göre ise altı yüz kadehtir.
Sonrakilerden kimi alimler Subkl'nin görüşünün daha uygun olduğunu
söylemişlerse de Kamuli'nin görüşü daha uygundur; çünkü bir sa' yaklaşık iki
kadehtir.
B. ÜRÜNÜN MİKTARININ
HESAPLANMASI
[Hurma ve üzüm gibi
tarımsal ürünlerin nisabı hesaplanırken] hurma ve üzüm kurutuluyarsa bunların
kurutulmuş hali dikkate alınır, aksi takdirde bunların yaş hali dikkate alınır.
Ekin samanından ayrılmış
olarak hesaplanır.
Kabuğu ile saklanan
pirinç ve ales gibi ürünlerde zekat nisabı on vesktir.
1. KURUTULAN ÜRÜNLERİN
MİKTARININ BU ÜRÜNLER YAŞ İKEN HESAPLANMASI
2. EKİNİN ZEKATININ
HESAPLANMASI
3. KABUĞU İÇİNDE SAKLANAN
TARIM ÜRÜNLERİNİN NİSAP MİKTARI
1. KURUTULAN ÜRÜNLERİN
MİKTARININ BU ÜRÜNLER YAŞ İKEN HESAPLANMASI
Hurma ve üzümün beş
veske ulaşıp ulaşmadığını belirlemek için -şayet bunlar kurutulan cinsten ise-
kurutulmuş olarak beş vesklik miktarı dikkate alınır.
[*] - Çünkü Hz.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Ekin ve kuru hurma beş veske ulaşıncaya
dek onlarda zekat yoktur. (Müslim, Zekat, 2265)
Bu hadiste vesk ölçüsü
kuru hurma üzerinden dikkate alınmıştır.
Şayet hurma ve üzüm kurutulmuyarsa
bunlar yaş iken ölçüm yapılır; zekatları da o halde iken verilir. Çünkü
bunların yaş hali kuru halinden daha mükemmeldir. Bu iki ürün yeşillikler gibi
kabul edilip zekat dışı bırakılmamıştır; çünkü netice itibarıyla bunlarla aynı
cinsten olan hurma ve üzüm kurutulmaktadır. Hurma ve üzümün bu cinsi azdır.
Nisabı tamamlarken
kurutulmayan hurma ve üzüm -cinslerinin aynı olması sebebiyle- kurutulan hurma
ve üzüme eklenir.
Hurma ve üzüm
kurutulabilmekle birlikte kurutulduğunda kalitesi düşüyorsa bunun hükmü hiç
kurutulmayan hurma ve üzüm gibi kabul edilir.
Kurutulan hurma, su
istediğinde ağacın kökünden su çektiği için köküne zarar veriyorsa ağaçtan
toplanır ve verilmesi gereken zekat yaş olan hurmadan verilir.
Ziyadetü'r-Ravda'da sahih kabul edilen görüşe göre bu durumda zekat memurundan
izin almak gerekir. Hurma sahibi izin almadan keserse günaha girer ve kendisine
ceza verilir. Zekat memurunun ona izin verme yetkisi vardır. Zayıf bir görüşe
göre bu sünnettir. Rafii eş-Şerh u 's-sağır adlı eserde bunu doğru bulmuştur.
İlk görüşe göre hurmaların bir kısmını toplama durumunda ihtiyaç ortadan
kalkıyorsa bundan fazlasını koparmak caiz değildir.
2. EKİNİN ZEKATININ
HESAPLANMASI
Ekinin beş vesk
miktarına ulaşıp ulaşmadığını belirlemede ekin samanından ayrı olarak dikkate
alınır; çünkü ekin samanı ile saklanmaz ve yenmez.
3. KABUĞU İÇİNDE
SAKLANAN TARIM ÜRÜNLERİNİN NİSAP MİKTARI
Kabuğu ile saklanan
ancak kabuğu ile yenmeyen prinç ve ales gibi tarım ürünlerinde nisap miktarı on
vesktir. Burada ürünün; içinde saklanması ürün için daha yararlı ve daha kalıcı
olan kabuğu yarım olarak değerlendirilmiştir.
Metindeki ifadeden
anlaşıldığına göre kişinin -miktarını hesaplamak için- kabuklu saklanan ürününü
kabuğundan çıkarması zorunlu değildir ve ürünün kabuğu hesaba dahil edilmez.
Şayet kabuklu halde on
veskin altında olan üründen kabuksuz olarak beş vesk elde edilebiliyorsa o
zaman o miktar dikkate alınır. Kabuklu halde on vesklik kısım kabuksuz olarak
beş vesk yapmıyorsa ona zekat düşmez. Şu halde metinde yer alan "on
vesk" ifadesi yaygın durum dikkate alınarak söylenmiştir.
El-Udde adlı eserin
yazarı şöyle demiştir: Baklagillerin dış kabukları bu hesaba dahil edilmez;
çünkü bu kabuklar kalın olup kendisinden yararlanmak kastedilmez.
Nevevi el-Mecmu'da bu
görüşü garip bir görüş olarak kabul etmiştir. Ezrai de "durum Nevevi'nin
dediği gibidir; uygun olan bunların da hesaba dahilolacağı görüşünü tercih
etmek yahut bunu tek görüş olarak benimsemektir" demiştir.
İbn Kecc'ingörüşünden
-doğrudan anlaşılmasa bile- dolaylı olarak anlaşıldığına göre itim ad edilen
görüş de budur. Çünkü İbn Kecc ales ile ilgili İmam Şafii (r.a.)'nin açık
ifadesini aktardıktan sonra şöyle demiştir: "Baklagiller, nohut ve arpaya
gelince bunlar kabukları ile öğütülür ve yenir. Bu yüzden onları kabukları ile
birlikte hesaba katarız." Bu sözün bağlamından, sözün bu kısmının da İmam
Şafii (r.a.)'nin açık ifadesine dahil olduğu anlaşılmaktadır.
Pirince bitişik olan
kırmızı kabuğun bir etkisi yoktur. Nevevi bu görüşü -İbn Ebu Hureyre hariç-
alimlerimizin çoğunluğundan aktarmıştır.
Not: Nevevi'nin sözünden sanki pirinç ve alesin
birer örnek olarak zikredildiği, bu ikisi dışındaki hububatın ise kabuğu ile
saklanacağı" anlaşılmaktaysa da bu kastedilmemiştir. Çünkü mezhebimize
göre bu ikisi dışında bu özellikte bir ürün yoktur.
C. ÜRÜN MİKTARINI
HESAPLARKEN BİRBİRİNE EKLENECEK OLAN VE EKLENEMEYECEK OLAN ÜRÜNLER
[Zekat nisabını
tamamlamak için] bir cins diğer bir cinse eklenmez, [aynı cins altında yer
alan] bir tür ise diğer bir türe eklenir. Bu durumda her birinden kendi oranına
göre zekat verilir. Şayet her birinden oranına göre almak zor olursa orta
kalitede olandan verir.
Ales, buğdaya ekı en ir;
çünkü ales buğdayın bir türüdür. Sült ise müstakil bir cinstir. [Zayıf] bir
görüşe göre bu bir arpa türüdür. [Zayıf] bir başka görüşe göre ise buğdaydır.
Farklı yıllarda yetişen
ürünler ve ekinler birbirine eklenmez.
Aynı yıl elde edilen
meyveleri ise -toplanma zamanları farklı olsa bile- birbirine eklenir. [Zayıf]
bir görüşe göre ikinci ürün birincinin toplanmasından sonra meydana gelmişse
ikinci ürün birinciye eklenmez.
Aynı yılda yetişen iki
ekin birbirine eklenir. Daha güçlü görüşe göre bu iki ürünün hasadının aynı yıl
yapılmış olması dikkate alınır.
1. İKİ FARKLI CİNS
BİRBİRİNE EKLENMEZ
2. AYNI CiNS ÜRÜNÜN İKİ
TÜRÜ BiRBİRİNE EKLENiR
3. BİRBİRİNE EKLENİP
EKLENMEYECEĞİ İHTİLAFLI ÜRÜNLER
4. FARKLI YıLLARDA
YETİŞEN AYNI TÜR ÜRÜNLERİN BİRBİRİNE EKLENMESİ
5. AYNI YIL YETİŞEN
[HUBUBAT DlŞINDAKİ TARIMSAL] ÜRÜNLERİN BİRBİRİNE EKLENMESİ
6. AYNI YIL YETİŞEN
EKİNLERİN BİRBİRİNE EKLENMESİ
1. İKİ FARKLI CİNS
BİRBİRİNE EKLENMEZ
Nisabı tamamlamak için
bir cins ürün diğer bir cins ürüne eklenmez.
İbnü'I-Münzir'in
naklettiğine göre üzümün hurmaya eklenmeyeceği konusunda icma vardır.
Arpa ile buğdayın,
mercimek ile nohutun birbirine eklenmemesi hükmü ise yukarıdakine kıyasla
verilmiştir.(kıyas)
2. AYNI CiNS ÜRÜNÜN İKİ
TÜRÜ BiRBİRİNE EKLENiR
Aynı cins ürünün iki
türü ise -örneğin üzümün farklı türleri, hurmanın farklı türleri veya bu ikisi
dışındaki ürünlerin farklı türleri- birbirine eklenir; çünkü birbirine eklenen
ürünler -kaliteli olup olmama veya yetiştiği mekanlar bakımından farklı olsalar
bile- aynı ismi taşımaktadırlar.
Bu durumda birbirine
eklenen iki veya daha fazla türün her birinden kendi oranına göre zekat
verilir. Çünkü bunda bir zorluk yoktur. Hayvan zekatı bundan farklıdır; çünkü
daha doğru görüşe göre hayvan zekatında kişi her bir türden değerini dikkate
almak ve değerini diğer hayvanlara dağıtmak suretiyle zekat verilir. Zekatın
bir kısmı şu hayvandan diğer bir kısmı başka bir hayvandan alınmaz; çünkü bunda
zorluk vardır.
Şayet türlerin çokluğu
ve her bir türden verilecek zekatın az olması sebebiyle [aynı cins ürünün
farklı türlerinin her birinden] oranına göre zekat vermekte bir zorluk olursa
gerek zekat veren gerekse alanın menfaatini gözetmek için o cins ürünün orta
kalitesinden zekat verilir; ne en üst ne de en alt kaliteden verilir.
Zayıf bir görüşe göre en
çoğu hangisinden ise o türden verilir, diğerleri de ona tabi kabul edilir.
Bazı alimler birinci
görüşü tek görüş olarak belirtmişlerdir. Buna göre kişi zorluğuna katlanarak
her bir türden kendi oranınca zekat çıkarsa -el-Mecmu'da belirtildiğine göre-
daha faziletli bir iş yapmış olur.
3. BİRBİRİNE EKLENİP
EKLENMEYECEĞİ İHTİLAFLI ÜRÜNLER
[a] - "Ales"
adı verilen buğday türü buğdaya eklenebilir; çünkü ales de buğdayın bir
türüdür.
Ales denilen bitki
Yemen'in San'a şehrinde yetiştirilen ve bir kabukta iki veya üç danesi olan bir
buğday türüdür. EI-Vasft'te yer aldığına göre bu Şam'da bulunan bir buğdaydır.
Bazı alimler Şam'da böyle bir buğday türünün bilinmediğini söyleyerek bu görüşü
reddetmişlerdir. Şu söylenebilir: "Bu buğday, el-Veciz yazarının [yani
İmam Gazall'nin] zamanında Şam'da bulunduğu halde, daha sonra bu görüşü
reddeden kişinin döneminde Şam'da bulunmamaktaydı."
[b] - Sült [denilen
hububatın arpa veya buğdaya eklenip eklenmeyceği konusunda mezhep içinde farklı
görüşler vardır:]
[Mezhepte kabul edilen
görüşe göre] müstakil bir cinstir başka bir cinse eklenemez.
[Zayıf] bir görüşe göre
bu da bir arpa türüdür dolayısyıla yapısındaki kuruluk sebebiyle ona
benzediğinden arpaya eklenebilir.
[Zayıf] bir görüşe göre
bu da buğdaydır; çünkü rengi ve yumuşaklığı bakımından buğdaya benzediğinden
buğdaya eklenebilir.
Birinci görüş şöyle
demektedir: Sült hem arpaya hem de buğdaya olan benzerliği sebebiyle yeni bir
yapı kazanmış ve ikisinin de dışında müstakil bir ürün olmuştur.
4. FARKLI YıLLARDA
YETİŞEN AYNI TÜR ÜRÜNLERİN BİRBİRİNE EKLENMESİ
Nisabı tamamlamak için
farklı yıllarda yetişen ürünler ve ekinler -ikinci yılın ürününün birinci yılın
ürünleri toplanmadan önce çıkmış olması düşünüise bile- birbirine eklenmeyeceği
konusunda icma vardır.
5. AYNI YIL YETİŞEN
[HUBUBAT DlŞINDAKİ TARIMSAL] ÜRÜNLERİN BİRBİRİNE EKLENMESİ
Aynı cinsten olup;
a) Türlerinin
birbirinden farklı olması sebebiyle,
b) yetiştirildiği
yerlerin sıcaklık ve soğukluk bakımından farklı olması sebebiyle farklı
zamanlarda ortaya çıkan, bununla birlikte aynı yıla ait olan ürünler [birbirine
eklenebilir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
[Mezhepte genelolarak
kabul edilen görüşe göre] zekat nisabını tamamlamak için [aynı yıl yetişen
ürünler] birbirine eklenebilir.
Burada "yıl"
ile kastedilen Arap ayları ile on iki aydır.
Hocamız Zekeriya
el-Ensarı şöyle demiştir: "Yıl ile kastedilen dört aydır" sözü doğru
değildir.
Bununla İbn Rif'a'nın
görüşüne işaret etmek istemiştir. O bu görüşü mezhebimiz alimlerinden
nakletmiştir.
Her ne kadar
el-Havi's-sağir yazarı "aynı yı! içinde ürünün topIanmasının" esas
alınması gerektiğini açık olarak belirtmişse de İbnü'lMukrl'nin Şerhu'l-İrşad
adlı eserinde açık olarak ifade ettiğine göre "ürünlerin ortaya çıkma
zamanlarının aynı yılolması" dikkate alınır. Buna göre hurma ağaçlarından
çıkan ilk ürün toplanmadan önce ikinci ürün çıkarsa ikinci de birinciye
eklenir. Aynı yıl içinde ortaya çıkan [üçüncü, dördüncü] üründe de durum
böyledir.
[İkinci görüş]
[Zayıf] bir görüşe göre
ikinci ürün birinci toplanmadan önce çıkmış olursa ikincisi birinciye eklenmez;
çünkü bu farklı yıllarda yetiştirilmiş ürünlere benzer.
Rafii eş-Şerhu's-sağir
adlı eserde bu görüşü doğru kabul etmiştir.
Birinci ürün
olgunlaşmadan önce ikinci ürün çıkarsa bunların birbirine ekleneceği tek görüş
olarak [ihtilafsız] kabul edilmiştir.
Birinci görüşten şu
istisna edilir: Hurma ağaçları veya üzüm ağaçları bir yılda iki kez ürün
veriyoriarsa bunlar birbirine eklenmez; farklı iki yıla ait ürünler gibi kabul
edilir.
İkinci görüşe esas
alındığında daha doğru kabul edilen görüşe göre ürünün toplanma anının gelmiş
olması bizzat toplanması gibidir.
Tihame bölgesine ait bir
hurmalıktan bir yılda iki kez ürün elde edilse, Necd bölgesindeki bir
hurmalıktan ürün elde edilmesi ise gecikse ve Tihame'nin ürünü toplandıktan
sonra aynı yıl içinde toplanabilse Necd'den elde edilen ürün Tihame'den elde
edilen ürüne eklenir.
Tihame' den ikinci kez
ürün elde edilse, bunun ortaya çıkmasından önce bile olsa Necd' den gelen ürün
buna eklenmez; çünkü buna eklememiz halinde Tihame' den elde edilen ilk ürüne
eklememiz de gerekir. Oysa -daha önce bir yılda ikinci kez elde edilen ürünün
ikinci yıla ait kabul edildiğini söylediğimizden- bu ekleme mümkün değildir.
6. AYNI YIL YETİŞEN
EKİNLERİN BİRBİRİNE EKLENMESİ
[Arpa, buğday, çavdar,
mısır vb.] bir ekin türü aynı yılda iki defa yetişse, bunların yetişme
zamanları farklı mevsimlerde olsa bile zekat nisabını ta~amlamak için birbirine
eklenir. Bu durum pirinç için düşünülebilir; çünkü pirinç ilkbahar, son bahar
ve yaz mevsimlerinde ekilebilir.
[1] - [Aynı yıl yetişen
ekinlerin birbirine eklenmesinde dikkate alınacak olan şey nedir? Bu konuda
İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır: ]
[Birinci görüş]
Daha güçlü görüşe göre
-iki ekinin ekim zamanlarının aynı yıl olmasını şart gören Bendenicinin
görüşünün aksine- iki ekinin hasadının aynı yıl içinde yapılması dikkate
alınır. Çünkü ekmenin amacı hasad etmektir. Bu yüzden zekat farzı da hasad
zamanı kesinleşir. Burada bir yıl -daha önce geçtiği üzere- arap ayları ile on
iki ay olarak hesap edilir.
[İkinci görüş]
İkinci ekinin hasadı
yılın bitiminden sonra yapılmış olsa bile iki ekinin ekim zamanlarının aynı yılolması
dikkate alınır. Çünkü aslolan ekini ekmektir; ekinin hasad edilmesi onun
uzantısı ve sonucudur.
Rafii eş-Şerh 'te ve
Nevevi er-Ravda' da bu konuda farklı sekiz görüş daha nakletmişlerdir. Tüm
görüşler toplam on tane olup ben bunların tümünü Şerhu't-Tenbih adlı eseri md e
zikrettim.
Rafii ve Nevevi birinci
görüşü alimlerin çoğuna nispet etmişler ve doğru kabul etmişlerdir.
İsnevi el-mühimmat'ta
bunun geçersiz bir nakil olduğunu söylemişse de itim ad edilmesi gereken görüş
onların söylediğidir. Bu konunun ayrıntılarını zikretmek oldukça uzun yer
kaplar. Özetle söylemek gerekirse İsnevl'nin söylediği şudur:
Ben bu görüşü sahih
kabul eden birini bile görmedim, nerde kaldı ki alimlerin çoğunluğu bu görüşü
kabul etmiş olsun. Aksine içinde Bendenıcl ve İbn Sabbağ gibi alimlerin de yer
aldığı pekçok alim iki ekinin aynı yıl ekilmiş olmasını dikkate almışlardır.
İbnü'n-Nakıb de buna
benzer sözler söylemiştir.
Hocamız Zekeriya
el-Ensarı Mehhecü't-tullCib şerhinde [Fethu'l-Vehhab'da] şöyle demiştir:
Buna şu şekilde cevap
verilir: İsnevl'nin zikrettiği durum, Rafii ve Nevevi'nin yaptığı nakli
zedelemez; çünkü bir konuda o konuya dair bir şeyi hıfzeden kimsenin delili,
hıfzetmeyen kimsenin delilinden daha güçlüdür.
[2] - "Ekinin hasad
edilmesi" ile kastedilen ekinin fiilen hasat edilmesi midir yoksa hasat
edilebilir duruma gelmiş olması mıdır? Kemal b. Ebu Şerif şöyle demiştir:
"Alimlerin ortaya koyduğu gerekçe ikincisine [yani hasat edilebilir duruma
gelmiş olmaya] işaret etmektedir.
[3] - İki ekin birlikte
meydana gelse veya örfte bilinen şekilde peşpeşe meydana gelse sonra,
ekinlerden biri yetişse ancak diğeri az olsa ve ekinin daneleri kuvvetlenmese,
daha doğru görüşe göre bu durumda ekinlerin birbirine eklenmesi görüşü tek
görüş olarak benimsenir. Zayıf bir görüşe göre bu konuda da görüş ayrılığı söz
konusudur.
[4] - Ekin sahibi ile
zekat memuru bir ekinin aynı yıla mı yoksa farklı iki yıla mı ait olduğu
konusunda görüş ayrılığına düşseler, ekin sahibi "farklı iki yılda
yetişti" demişse onun sözü kabul edilir. Şayet zekat memuru onu
yalancılıkla ith am ediyorsa ekin sahibinin yemin etmesi mendup olur. Çünkü
memurun iddiası dış görünüşe aykırı değildir.
[5] - Pirinçte olduğu
gibi aynı kökten aynı yıl ikinci defa çıkan ürün birinciye eklenir. Üzüm ve
hurma ise -daha önce geçtiği üzerebunun aksinedir; çünkü üzüm ve hurma ağaçları
sürekli olarak kalıcı olduğundan her bir toplama farklı bir yıla ait gibi kabul
edilir; pirinç vb. ürünler ise bundan farklı olup onlardan elde edilen ikinci
ürün birinciye eklenir. Bu, bir kısmı diğerinden önce yetişen ekinlerin tümünün
birbirine eklenmesine benzer.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
3. BİTKİLERDE
ZEKAT OLARAK ÖDENECEK MİKTAR