FITIR SADAKASI |
4. FİTRE OLARAK ÖDENECEK
MİKTARIN BİR KISMINA GÜÇ YETİREBİLMEK
Daha doğru olan görüşe
göre;
a) Bir sa'ın bir
bölümünü verebilme imkanı olan kişinin bu kadarını vermesi gerekir.
b) Kişi fitre olarak
verebilecek birkaç sa'lık yiyecek maddesine sahip olsa önce kendi fitresini
sonra karısının sonra küçük çocuğunun sonra babasının sonra annesinin sonra da
büyük çocuğunun fitresini verır.
A. İHTİYAÇ FAZLASI
OLARAK BİR SA' MİKTARINDAN DAHA AZ YİYECEK MADDESİNE SAHİP OLMAK
B. BAŞKASI YERİNE
FİTRE VEREN KİMSENİN ELİNDE YETERLİ MiKTARIN OLMAMASI
A. İHTİYAÇ FAZLASI
OLARAK BİR SA' MİKTARINDAN DAHA AZ YİYECEK MADDESİNE SAHİP OLMAK
[Kendisi ve bakmakla
yükümlü olduğu kimselerin nafakasını verdikten sonra elinde bir sa' dan daha az
yiyecek maddesi kalan kimsenin fitre yükümlülüğü açısından durumu nedir? Bu
konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Bir sa' miktarının bir kısmına
güç yetirebilen kimsenin -fitre verme yükümlülüğünü imkanı ölçüsünde yerine
getirebilmiş olması içinbu kadarını vermesi gerekir.
[İkinci görüş]
Keffaretlerde bir köleye
kısmen sahip olan kimsenin bu köleyi azat etmesi nasıl ki gerekli olmuyarsa
burada da bir sa'dan daha az yiyecek maddesine sahip olanın bunu vermesi
gerekmez. (Kıyas)
İlk görüşte olanlar
[ikinci görüşte birbirine kıyas edilen iki mesele arasında] şu farkın
bulunduğunu belirtmişlerdir: Keffaretlerde köle azat edemeyen kimsenin bunun
yerine yapabileceği bir bedel bulunduğu halde fitrede bir başka bedel yoktur.
B. BAŞKASI YERİNE
FİTRE VEREN KİMSENİN ELİNDE YETERLİ MiKTARIN OLMAMASI
1. Kişinin elinde fitre
olarak verebileceği birkaç sa' miktarında yiyecek maddesi bulunsa [buna karşılık
başta kendisi olmak üzere fitresini ödemesi gereken kişiler bulunsa,
fitrelerini öncelikle ödemesi gereken şahıslar kimlerdir? Bu konuda mezhep
içinde üç görüş bulunmaktadır: ]
[Birinci görüş]
Önce kendi fitresini
öder.
[*] - Bunun delili Müslim'de
yer alan şu hadistir: Önce kendinden başla, kendi nefsine tasaddukta bulun. Bir
şeyartarsa ailene tasadduk et. Ailenden bir şeyartarsa akrabalanna tasadduk et.
(Müslim, Zekat, 2310)
[İkinci görüş]
Önce karısının fitresini
verir.
[Üçüncü görüş]
Dilediği kimsenin
fitresini önce verebilir.
2. Yukarıdaki durumda
kişi ikinci olarak kimin fitresini vermelidir. Bu konuda da üç görüş
bulunmaktadır:
[Birinci görüş]
Karısının fitresini vermelidir;
çünkü karısının nafakası diğer nafaka borçlarından daha güçlüdür. Zira bu,
zamanın geçmesiyle düşmeyen bir bedeldir.
[İkinci görüş]
Akrabasının fitresini
öder.
[Üçüncü görüş]
Dilediği şahsın
fitresini ödeyebilir.
3. Kişi daha sonra küçük
olan çocuğunun fitresini öder. Çünkü onun nafakasını ödeme yükümlülüğü nass ve
icma ile sabittir. Ayrıca bu çocuk, daha sonra gelecek şahıslardan daha
acizdir.
4. Daha sonra babasının
ve yukarıya doğru babasının babası. .. gibi şahısların, -hatta annesinin
babasının bile- fitresini öder. Çünkü onun [yani annenin babasının diğer
şahıslara karşı] şerefi [üstünlüğü] bulunmaktadır.
5. Daha sonra annesinin
fitresini öder. Çünkü annesinin onu doğurmasından kaynaklanan saygınlığı
güçlüdür.
6. Daha sonra büyük
çocuk kölelerden önce gelir. Çünkü hür kimse köleden daha üstündür, ayrıca
onunla olan ilişki süreklidir. Oysa köle üzerindeki mülkiyet gelip geçicidir,
ortadan kalkması mümkündür.
Not: Büyük çocukla ilgili söylenenler felçli veya
deli olan ve çalışıp kazanacak durumda olmayan çocuklar içindir. Böyle olmayan
büyük çocuklara gelince daha doğru görüşe göre baba bu çocukların nafakasını
vermek zorunda değildir. Bu konuya dair açıklamalar nafakalar bölümünde
gelecektir.
Yukarıda geçen sıralama
eş-Şerhu'l-kebir ve er-Ravda adlı eserlerde de yer almaktadır. Rafii ve Nevevi
nafakalar bölümünde annenin babadan daha öncelikli olduğunu zikretmişlerdir.
Nevevi el-Mecmu'da ikisi
arasındaki [yani nafakada annenin, fitrede babanın öncelikli olması arasındaki]
farkı şu şekilde belirtmiştir: "Nafaka insanın [yeme, içme vb.]
ihtiyaçlarını gidermek içindir. Annenin bu konudaki ihtiyacı babadan daha fazla
olduğu gibi bunları temin etme imkanı da babadan daha azdır. Fitre ise, kimin
yerine veriliyorsa onu temizlemek ve şereflendirmek içindir. Baba, anneye göre
buna daha layıktır; çünkü kişi babanın soyuna mensuptur, onun şereflenmesi ile
şereflenir."
İsnevi, Nevevi'nin bu
şekilde ikisi arasında ayrım yapılmasını şu şekilde geçersiz saymıştır: Kişinin
anne ve babası daha şerefli olduğu halde fitre konusunda küçük çocuk
anne-babadan önce gelmektedir. Bu da hem nafaka hem de fitre konusunda
ihtiyacın dikkate alındığını gösterir.
Hocam Remli İsnevi'nin
bu itirazına şu şekilde cevap vermiştir: Alimlerin küçük çocuğu öne almalarının
sebebi hem o çocuğun fitreyi verenin bir parçası olması hem de diğer kişilere
göre daha aciz olmasıdır.
Daha sonra köle gelir.
Hocamız Zekeriya el-Ensari şöyle demiştir:
[Köleler arası sıralamada
ilk olarak] efendisinden çocuğu olan cariyenin daha sonra müdebber olan kölenin
daha sonra da azat edilmesi bir sıfata bağlanmış olan kölenin gelmesi uygun
olur.
Şayet [fitresi verilecek
olan] iki kişi aynı derecede eşit olursa; örneğin kişinin iki karısı veya iki
oğlu bulunur da [bunlardan yalnızca birinin fitresini verecek kadar malı
olursa] her ikisi de fitrenin farz olması bakımından birbirine eşit olduğu için
içlerinden dilediğini seçer. Verilen fitre ikisi arasında ortak olarak kabul edilmez;
çünkü bu durumda -fitre olarak yalnızca farz olan miktarın bir kısmını
bulabiten şahsın aksine burada bir zorunluluk olmadığı halde- fitre olarak her
biri adına verilmesi gereken miktardan daha az verilmiş olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN