İSTİSKA / YAĞMUR DUASI-NAMAZI |
1. YAĞMUR DUASINA İLİŞKİN
BAZI MESELELER
A. HÜKMÜ
B. TEKRARLANMASI
C. YAĞMUR DUASI İÇİN
HAZIRLIK YAPILDlĞI ESNADA YAĞMUR YAĞMASI
D. YAĞMUR DUASI ÖNCESİNDE
YAPILAN İŞLER
E. YAĞMUR DUASI İÇİN
AÇiK ALANA ÇIKIŞ
A. HÜKMÜ
İhtiyaç olduğunda bu
namazı kılmak sünnettir.
[Suya] ihtiyaç olduğunda
bu namazı kılmak müekked [kuvvetli] bir sünnettir. Bunun sebebi yukarıda
geçmiştir.
Bunun farz olmamasının
nedeni, Nebi {s.a.v.)'in kendisine namazia ilgili "üzerime başka namaz
farz mıdır?" diye soran kişiye "hayır, ancak canın isterse
kılarsın" şeklinde cevap vermiş olmasıdır.
Allah'tan su talep etmek
üç türlüdür: Birincisi: Su talebinin en azı gerek fertler gerekse cemaat
halinde yalnızca dua etmek suretiyle yapılır.
İkincisi: Bunun ortası
namazların farzlarının ardından dua etmek suretiyle yapılır. Nevevi bunu Müslim
şerhinde belirtmiştir. Yine el-Beyan'da belirtildiğine göre nafile namazlardan
sonra da dua edilir. Yine Cuma hutbesi vb. hutbelerden sonra da dua edilebilir.
Üçüncüsü: Bunun en
faziletlisi namazda ve hutbede dua etmektir. Buna dair açıklama birazdan
gelecektir.
Bu konuda şehirde veya
köyde oturan, namazların kısaltılabileceği bir mesafede bile olsa yolculuk
halinde olan kimse arasında fark yoktur; çünkü hepsi bu konuda [suya ihtiyacı
olma ve suyu talep etme] konusunda eşittir.
Bunun ihtiyaç anında
yapılması sünnettir. Bu ihtiyaç da; suyun tükenmesi, yeterli olmayacak derecede
azalması, tuzlu olması durumunda olabileceği gibi var olan suyun daha da
artmasında bir fayda varsa artması için de yapılabilir.
Muhtaç olmayan kişi de
muhtaç olan için duada bulunabilir, kendisi için de daha fazla su talebinde
bulunabilir. Çünkü Müslümanlar tek bir vücut gibidir; bu vücutta bir organ
rahatsız olsa bunu diğer organlar da hisseder.
[*} - Müslim şunu
rivayet etmiştir: Kişinin Müslüman kardeşi için onun bulunmadığı bir ortamda
dua etmesine Allah icabet eder. Onun başında görevli bir melek bulunur. Kişi
kardeşi için her dua ettikçe görevli melek "amın, sana da onun benzeri
verilsin" şeklinde dua eder. (Müslim, Zikir ve dua, 6866)
Ezrai'nin belirttiği
üzere öyle anlaşılıyor ki bu hüküm "kendisi için dua edilen kişi bidatçı,
doğru yoldan sapan ve azgın kimselerden olmadığında geçerlidir". Aksi
takdirde böyle bir kimseyi doğru yola getirmek ve kötülüğüne engelolmak
amacıyla onun için yağmur duasında bulunulmaz. Ayrıca halkın geneli bu kişi
için dua edildiğini gördüğünde onun gidişatının iyi olduğuna ve yaptıklarından
hoşnut olunduğuna inanır. Bu ise kötülüğe yol açar.
Su tükenmekle birlikte
suya ihtiyaç bulunmazsa ve o vakitte suyun herhangi bir yararı da bulunmazsa
yağmur duasında bulunulmaz.
Not: Nevevi'nin sözünden "var olan suyun
miktarının daha da artmasında insanlar için bir yarar bulunduğunda bunun
artması için namazda dua edilmez" şeklinde bir anlam anlaşılmaktadır ki
Nevevi'nin kastı bu değildir.
B. TEKRARLANMASI
Şayet su talebinde
bulunanlara [yağmur. kar, dolu vb. yollarla] su verilmezse bu namaz ikinci,
üçüncü [veya daha fazla miktarda] tekrarlanır.
Şayet su talebinde
bulunanlara [Allah tarafından yağmur, kar, dolu vb. yollarla] su verilmemiş
olursa Allah kendilerine su verinceye kadar yağmur duasını -İbnü'r-Rif'a ve
diğer bazı alimlerin açık olarak belirttiğin'e göre hutbeleri ile birlikte-
iki, üç defa -ve el-Mecmu'da belirtildiğine göre daha fazla sayıda-
tekrarlarlar.
[*] - Çünkü İbn Adiy ve
Ukaylı, Hz. Aişe'den şunu rivayet etmiştir: Allah duada ısrarlı olanı sever.
İbn Adiy ve Ukayll hadisin zayıf olduğunu söylemişlerdir.(İbn Adiy, el-Kamil
fi'd-Duafa, 7, 2621)
[*] - Buhari ve Müslim
ise şunu rivayet etmiştir: Sizden biriniz "dua ettim de duama icabet
edilmedi" diyerek acelecilik yapmadığı sürece duasına icabet edilir. (Buhari,
Deavat, 6340; Müslim, Zikir ve dua, 7110)
Yağmur duasında
bulunacak kimseler bunun öncesinde üç gün oruç tutarlar mı? Bu konuda İmam
Şafil {r.a.)'nin hem tutma hem de tutmama konusunda açık ifadeleri
bulunmaktadır. Alimlerimizin çoğunluğu - el-Mecmu'da belirtildiğine göre- bunu
iki farklı durumla ilgili iki ifade olarak yorumlamışlardır:
1. İnsanların ertesi gün
çıkmalarında bir zorluk olur da durum gereği yağmur duasına çıkmalarının
ertelenmesi gerekirse, örneğin yağmur duasına çıkmaları halinde işleri
kesintiye uğrayacaksa bu durumda bir dahaki çıkış öncesinde üç gün oruç
tutarlar.
2. Bunun dışındaki bir
durumda oruç tutmazlar.
[İmam Malik'in önde
gelen öğrencilerinden] Esbağ'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Mısır' da Nil nehrinin
çekilen suyu için ardarda yirmibeş gün yağmur duasına çıkıldı. Buna [İmam
Malik'in önde gelen öğrencilerinden] İbnü'l-Kasım ve İbn Vehm ve diğer alimler
de katıldı.
İlk dua [sünnet olma
yönü] en kuvvetli olandır.
Kişiler ilk duadan sonra
ertesi gün veya daha sonra yağmur duasına yeniden geleceklerse oruçlu olmaları
mendup olur.
C. YAĞMUR DUASI İÇİN
HAZIRLIK YAPILDlĞI ESNADA YAĞMUR YAĞMASI
İnsanlar yağmur duası
namazı kılmak için hazırlandıkları esnada yağmur yağsa, şükredip dua etmek için
toplanırlar. Doğru olan görüşe göre namazı kılarlar.
İnsanlar yağmur duası
namazı kılmak için hazırlandıkları esnada yağmur yağsa [şunları yaparlar]:
[1] - Dua etmeye karar
verdikleri şey kendilerine peşinen verildiğinden dolayı Allah'ı övmek,
yüceltmek ve ona hamd etmek için toplanırlar. Çünkü Yüce Allah "şayet
şükrederseniz nimetimi arttırzrım" [İbrahim, 7] buyurmaktadır.
[2] - Fazla yağmur
yağması kendilerinin zararı olmayacaksa kendilerine daha çok verilmesi için dua
ederler.
[3] - Doğru görüşe göre;
dua etmek için toplandıkları gibi, bilinen şekilde yağmur duası namazını -şükür
amacıyla- kılarlar.
Diğer görüşe göre ise
yağmur du~sı namazı kılmazlar; çünkü bu namaz ancak ihtiyaç anında kılınır.
Ibnü's-Salah bu görüşü doğru bulmuştur. Ezrai bunun İbnü's-Salah'm bir sürçmesi
olduğunu söylemiştir. Alimlerin çoğunluğu ilk görüşü benimsemiştir. Nitekim
-erRavda'da belirtildiği üzere- İmam Şafil {r.a.)'nin açık ifadesi de böyledir.
Bu yüzden Nevevi'nin bu görüşü "mezhepte genel kabul gören görüşe
göre" diye belirtmesi gerekirdi.
Nevevi hutbe verilmesi
meselesine temas etmemiştir. Daha doğru görüşe göre -İbnü'l-Mukrf'nin açık
olarak ifade ettiği üzere- imam cemaate hutbe verir.
Yağmur duası için namaz
kıldıktan sonra yağmur yağarsa cemaat dua vb. fiilleri yapmak için toplanmaz.
Namaz kılarken yağmur
yağarsa - Nevevi'nin ifadelerinden anlaşıldığı üzere- namazı tamamlarlar. Bu
konuda görüş ayrılığı yoktur.
D. YAĞMUR DUASI
ÖNCESİNDE YAPILAN İŞLER
Yağmur duası öncesinde
devlet başkanı insanlara önce üç gün boyunca oruç tutmalarını, Allah'a tövbe
etmelerini. çeşitli iyilikler yaparak Allah'a yaklaşmalarını. yaptıkları
haksızlıkları ortadan kaldırmalarını emreder.
Yağmur duası öncesinde
devlet başkanı veya onun yerine geçen kişi insanlara üç gün peşpeşe oruç
tutmalarını emreder. Dua için Çıkılacak olan günün öncesindeki üç gün imam da
onlarla birlikte oruç tutar. Dördüncü gün dua için çıkılacaktır. Çünkü oruç,
riyazete ve huşu'ya yardımcı bir ibadettir.
[*] - Tirmizi, Ebu
Hureyre'den (r.a.) şunu rivayet etmiştir: Üç kişinin duası reddedilmez: Orucunu
açıncaya kadar oruçlunun, adaletli dev/et başkanının, mazlumun. (Tirmizi,
Deavat, 3598. Tirmizi: Hasendir)
[*] - Beyhaki aynı
hadisi Hz. Hasan'dan şu şekilde rivayet etmiştir: Üç dua reddedilmez:
Oruçlunun, babanın ve yolcunun duası. (Beyhaki, Salatü'l-istiska, 3, 345)
Nevevi'nin fetvasında
yer aldığına göre- halkın, devlet başkanının emrine uyması gerekir. Nevevi'den
önce İzz b. Abdüsselam bunu belirtmiştir. Çünkü Allah teala. "Ey iman
edenler! Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin ve sizden olan emir
sahiplerine [idarecilere] itaat edin" [Nisa, 59] buyurmuştur.
İsnevı şöyle demiştir:
Kıyasa göre bu meselede imamın emrettiği diğer konularda da hükmün böyle olması
gerekir.
Alimlerimizin
"devlet başkanlığı" konusu ile ilgili bölümde söyledikleri şu sözler
de bunu göstermektedir: Devlet başkanının dinin hükümlerine aykırı olmayan
konulardaki emir ve yasaklarına uymak farzdır.(Genel kural)
Ezrai şöyle demiştir:
Devlet başkanı insanlara köle azat etmeyi ve nafile sadaka vermelerini
emrettiğinde nasıl ki halkın itaat etmesi gerekmiyorsa, oruç tutmalarını
emrettiğinde de itaat etmeleri gerekmez.
Gazzi şöyle demiştir:
Ezrai'nin yaptığı bu kı yas itiraza açıktır; çünkü köle azadı ve nafile sadaka
vermek kişiden bir malın çıkmasını gerektiren bir tasarruftur. [Oruç ise öyle
değildir].
Alimler şöyle demiştir:
Devlet başkanı, kuraklık zamanında insanlara yağmur duasına çıkmalarını emretse
halkın itaat etmesi gerekir. Oruç tutmak da yağmur duası namazı kılmaya kıyas
edilir.
Nevevi ve Rafitnin
sözlerinden anlaşıldığına göre "köle azadı ve sadaka verme konusunda
devlet başkanının emrine itaat etmek zorunlu değildir". "Devlet
başkanlığı" konusundaki ifadeleri "devlet başkanına köle azadı ve
sadaka verme emri konusunda" itaat etmeyi de kapsamakla birlikte zahir
olan yukarıdaki görüştür. Çünkü bizzat yağmur duasından önce oruç tutmanın farz
olup olmadığı konusunda bile görüş ayrılığı olduğuna göre, insanların çoğuna zor
gelen "mal harcama" konusunda durum nasılolur varın siz düşünün!
Devlet başkanının
emretmesi halinde oruç tutmanın zorunlu olduğu görüşü kabul edilirse [bu oruca
ne zaman niyet edilmelidir? Bu konuda farklı görüşler söz konusudur]
> İsnevı şöyle demiştir:
"Bu durumda oruca geceden niyet edilmesi gerekir."
> Gazzi şöyle
demiştir: "Niyeti n farziyeti konusundaki hükmün; çocuğun razaman orucuna
niyet etmesi ve adak orucuna niyet etme meselelerine bakılarak çözümlenmesi
gerekir."
> Ezrai şöyle demiştir:
"Oruca geceden niyet etmek gerekli değildir. Geceden niyet etmemiş
kimsenin orucunun sahih sayılmaması tamamen doğruya uzak bir görüştür".
Devlet başkanı halka;
aralarındaki anlaşmazlıkları sulh yoluyla çözmelerini, günahlardan vazgeçip
pişmanlık duyarak ve bir daha yapmamaya azmederek tövbe etmelerini ve çeşitli
iyilikler yoluyla Allah'a yaklaşmaya çalışmalarını da emreder. Bu iyilikler
köle azad etmek, sadaka vermek vb. fiiller olabilir. Çünkü burada sayılan
hususlar yapıldığında duaya icabet edilmesi daha çok ümit edilir. Nitekim Yüce
Allah şöyle buyurmaktadır: Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin ve
ardından [yaptığınız günahlan terk ederek tövbe etmek yoluyla] O'na dönün ki
gökten yağmurları sağanak halinde üzerinize göndersin. [Hud, 52]
> Yunus'un kavminden
başka, keşke (azabı görmeden) iman edip, imanı kendisine fayda veren bir tek
memleket halkı olsaydı! (Yunus'un kavmi) iman edince, dünya hayatında
(sürüklenebilecekleri) rezillik azabmı onlardan uzaklaştırmış ve onları belli
bir zamana kadar yararlandırmıştık. [Yunus, 98]
Yine devlet başkanı
insanlara; kul haklarıyla ilgili başkalarının canına, kişiliğine, namusuna ve
malına yönelik yaptıkları haksızlıkları ortadan kaldırarak hak sahipleriyle
helalleşmelerini emreder. Çünkü bu, yapılan duanın kabul edilmesine daha uygun
bir davranıştır. Yağmurun yağdırılmaması bundan kaynaklanmış olabilir.
[*] - Hakim ve Beyhaki
şunu rivayet etmişlerdir: Bir toplum zekaiı vermezse onlara yağmur yağdırılmaz.
(Hakim, Cihad, 2, 126; Beyhaki, Salatü'l-istiska, 3, 346)
[*] - Abdullah b. Mesud
şöyle demiştir: İnsanlar ölçü ve tartıyı eksik yaptıklarında gökten gelecek
damlalar engellenir.
[*] - Mücahid ve İkrime
"lanet ediciler de onlara lanet eder" [Bakara, 159] ayetini şöyle
tefsir etmişlerdir: "Yağmur onların yüzünden yağmıyar" diyerek
yeryüzündeki canlılar onlara lanet eder.
Günahtan tövbe etmek -
devlet başkanı bunu talep etsin ya da etmesin- insanların zaten derhal yerine
getirmeleri gereken bir görevdir. Açıktır ki insanların haklarını ödeyerek
zulme son vermek de buna dahildir. Hatta hem tövbe etmek hem de hakları ödemek
"Allah'a yaklaşma yolları" içine dahildir. Bununla birlikte bu ikisi
önemleri sebebiyle ve yerine getirilmeleri halinde duanın kabul edilmesinin
daha çok ümit edilmesi sebebiyle ayrıca zikredilmişlerdir. Bu, genel nitelikli
bir sözcüğün ardından [aslında onun kapsamında yer alan ve fakat önemi
sebebiyle ayrıca zikredilen] özel bir sözcüğün getirilmesidir.
E. YAĞMUR DUASI İÇİN
AÇiK ALANA ÇIKIŞ
Halk yağmur duası için
[oruçlu olarak geçirdikleri üç günden sonra] dördüncü gün oruçlu olarak [bayram
zamanında olduğu gibi özel bir elbiseyle değil] günlük elbiseleriyle ve gönlünü
Allah'a vermiş [boyun eğmiş] bir halde açık alana çıkarlar.
Çocukları ve yaşlıları
da yanlarında götürürler. Daha doğru olan görüşe göre hayvanları da götürürlür.
Ehl-i zimmetin [Yahudi
ve Hristiyanların] yağmur duasına çıkmalarına engel olunmaz. Ancak onlar
bizimle karışmazlar.
A. AÇIK ALANA
ÇIKILMASININ SEBEBİ
Yağmur duasında insanlar
-herhangi bir özürleri olmadığı sürecedevlet başkanı ile birlikte açık alana
çıkarlar. Açık alana çıkılmasının sebebi şudur:
[a] - Nebi (s.a.v.)'
böyle yapmıştır.
[b] - Ayrıca sayıları
çok olan kalabalık insan topluluğu normal şartlarda mescide sığmazlar.
Alimlerin çoğunluğu,
İmam Şafii' (r.a.)'nin açık ifadesi sebebiyle "iki bayram namazının
kılındığı alana çıkılır" demişlerdir. Alimlerin sözlerinin zahirinden bu
konuda Mekke ile diğer şehirler arasında fark olmadığı anlaşılmaktadır.
Bazıları ise bölgenin şerefli ve geniş olması sebebiyle Mekke'yi ve Beyt-i
Makdisi bu hükümden istisna etmiştir.
[c] - Yine yağmur
duasına çocukları da getirmemiz emredilmiştir.
Oysa yine çocukları
mescitten uzak tutmamız emredilmiştir.
[Demek ki yağmur duası
mescidin dışında açık alanda yapılır]
B. DUAYA ÇIKMADAN ÖNCE
ÜÇ GÜN ORUÇ TUTMAK
Yağmur duasına, halk
peşpeşe üç günü oruçlu geçirdikten sonra dördüncü gün oruçlu iken çıkılır.
Çünkü yukarıda geçtiği üzere Nebi (s.a.v.) "üç kişinin duası
reddedilmez" demiş ve bunlar arasında oruçluyu da saymıştır.
Yağmur duasına çıkacak
kişinin önceki gece sahurda az yemesi ve içmesi uygun olur.
[Soru] Hac yapan kişinin Arafat gününde daha güçlü
olması için Arefe günü oruç tutmaması sünnettir. Öyleyse yağmur duasında da halkın
daha güçlü dua yapmaları için oruçsuz olmaları niçin sünnet sayılmamıştır?
[Cevap] Hac yapan kişi oruç tutarsa hem oruç tutmanın
hem de yolculuğun zorluğunu çekmiş olur. Ayrıca hacda duanın yapılacağı yer
günün sonudur, zikredilen zorluk da kişiyi o anda zayıf düşürür. Burada ise
durum farklıdır.
[Soru] Bu gerekçeye göre yağmur duasına çıkacak
kimseler yolcu olsa ve günün sonunda yağmur duasına çıkacak olsalar oruç
tutmazlar.
[Cevap] Devlet başkanı oruç tutulmasını istediğinde
bunu yapmak gerekli olur. Ancak bundan zarar görüyorlarsa oruç tutmaları
gerekmez. Çünkü böyle bir durumda oruç tutmamak daha faziletli olacağından
devlet başkanının bunu emretmesi istenmez.
C. YAĞMUR DUASINA
ÇIKANLARIN KILIK - KIYAFETLERİ, HAL VE TAVIRLARI NASIL OLMALIDIR?
1. Yağmur duasına
çıkanlar güzel koku sürünmemiş ve süslenmemiş bir şekilde, günlük elbiselerini
giyerek duaya çıkarlar.
2. Yağmur duasına [gafil
bir halde değil] kalbini Allah'a vermiş bir halde ve organları sükunet içinde
çıkılır. Huşu ile "boyun bükmek" anlamı da kastedilmiştir.
3. İnsanların çıkış
esnasında; konuşmalarında, yürümelerinde ve oturmalarında tevazu içinde hareket
etmeleri sünnettir. Bu konuda Tirmizi'nin rivayet ettiği bir hadis
bulunmaktadır. (Tirmizi, Ebvabü's-salat, 559. Tirmizi: hasen-sahihtir)
4. Duaya çıkan insanlar
[çıkmadan önce] misvakla dişlerini temizler, üzerlerinde bulunan kötü kokuları
yıkanarak giderirler.
D. YAĞMUR DUASINA GİDİŞ
- GELİŞTE FARKLI YOLLARI KULLANMAK
İnsanlar yağmur duasına
giderken bir yoldan dönüşte başka bir yoldan giderler. Şayet bir zorluk
oluşmayacaksa giderken yürüyerek, fakat ayakları çıplak olmaksızın, başları
açık olmaksızın giderler.
Şaşi ve Ezral'nin
belirtitğine göre Mütevelll'nin şu görüşü doğruya uzak bir görüştür: Devlet
başkanı ve diğerleri yalın ayak ve başları açık bir şekilde yağmur duasına
giderlerse bu mekruh olmaz. Çünkü bu hareket, tevazuyu gösteren bir harekettir.
E. YAĞMUR DUASINA ZAYIF
KİMSELERİN DE GÖTÜRÜLMESİ
Yağmur duasına halkla
birlikte çocukların, ihtiyar erkek ve kadınların, güzel görünümlü olmayan
kadınların, -sonraki bazılarının dediğine göre- görünüşü çirkin olan çift
cinsiyetli şahısların çıkması menduptur.
Çünkü bu şahısların
yaptığı dua icabete daha yakındır. Zira yaşlı kimsenin kalbi daha yumuşak,
çocuk ise günahsızdır.
[*] - Ayrıca Nebi
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Sizlere sadece içinizdeki zayıflar sebebiyle rızık
veriliyor ve yardım ediliyor. (Buhari, Cihad, 2896)
[*] - Zayıf bir senetle
şu hadis rivayet edilmiştir: Eğer huşu sahibi gençler, otlayan hayvanlar, rüku
eden ihtiyarlar ve süt emen bebekler olmasa üzerinize -bardaktan boşanırcasına-
azap yağardı. (Beyhaki, Salatü'l-istiska, 3, 345)
Çocukları ve diğer
sayılan şahısları yağmur duasına götürmek için masraf yapılması gerekirse -
İsnevi'nin sözünden anlaşıldığına göre - bu masraf onların mallarından
karşılanır. Çünkü kuraklık onları da kapsayacak şekilde geneldir.
Efendilerinden izin
alarak köleleri de yağmur duasına çıkarmak sünnettir.
F. YAĞMUR DUASINA
HAYVANLARI GÖTÜRMEK
[Hayvanları yağmur
duasına çıkarmak sünnet midir? Bu konuda mezhep içinde farklı görüşler vardır]
[Birinci görüş]
Daha doğru görüşe göre
hayvanları da yağmur duasına çıkarmak sünnettir; çünkü kuraklık onları da
vurmaktadır.
[*] - Bir rivayette
şöyle bir olay anlatılmıştır: Allah'ın peygamberlerinden biri yağmur duası
yapmak üzere çıkarken ayaklarının bir kısmını göğe doğru kaldırmış olan bir
karınca gördü. Bunun üzerine halka "geriye dönebilirsiniz. Şu karınca
sayesinde duanız kabul gördü" dedi.(Zebidi, İthafu's-sadeti'l-müttakin, 3,
440. Bu hadisi ayrıca Darekutni ve Hakim (1, 325) rivayet etmiş, Hakim hadisin
senedinin sahih olduğunu söylemiştir.)
El-Beyan ve diğer
eserlerde bu rivayette belirtilen peygamberin Hz. Süleyman olduğu, karıncanın
sırt üstü düşüp ayaklarını yukarıya kaldırarak şöyle dua ettiği belirtilmiştir:
"Allah'ım bizi sen yarattın. Şayet bize rızık verirsen bizi yaşatmış
olursun, bize rızık vermezsen bizi helak edersin" demiştir.
Yine el-Beyan' da şöyle
denilmiştir: Karınca şöyle demiştir: "Allah'ım biz senin yarattığın
varlıklardan bir varlığız. Senin rızkın olmadan yaşayamayız. İnsanların yaptığı
günahlar sebebiyle bizleri helak etme!"
[İkinci görüş]
Hayvanları yağmur
duasına çıkarmak ne sünnettir, ne de mekruhtur. Çünkü bu konuda bir uygulamaya
dair rivayet bulunmamaktadır.
[Üçüncü görüş]
Hayvanların yağmur
duasına çıkarılması mekruhtur.
Nevevi el-Mecmu'da bu
görüşü alimlerin çoğunluğundan nakletmiştir.
Bu görüşün gerekçesi
şudur: Hayvanları açık alana çıkarmak onları yormaya sebep olur. Ayrıca bu
durumda insanlar hayvanlarla ve onların çıkardıkları seslerle meşgulolurlar.
İmam Şafii (r.a.)'nin
el-Ümm'deki açık ifadesi ikinci görüşte yer aldığı gibi olduğu halde Nevevi de
tıpkı Rafil ve diğer bazı alimler gibi ilk görüşü doğru görüş olarak -yani
mutemed olarak- kabul etmiştir.
Hayvanlar yağmur duasına
çıkarıldığında insanlardan ayrı olarak bir yerde bekletilirler.
Yağmur duası esnasında
anneler ile çocukları birbirinden ayrılır ki bağırtılar, çığlıklar ve kalp
yumuşaklığı daha da artsın ve bu duanın kabul edilmesine vesile olsun. -Bunu
Ezrai Merv'li alimlerin çoğunluğundan aktarmış ve kendisi de bu görüşe
katılmrştır.-
G. YAĞMUR DUASINA EHL-İ
ZİMMETİN DE GELMESİ
1. Yağmur duasına ehl-i
zimmetin de gelmesine engel olunmaz; çünkü onlar da Allah'tan rızık isterler.
Allah'ın lütfu geniştir; belki de dünyada istidrac ve dünyevi nimeti
tüketmeleri kabilinden onlar sebebiyle yağmur verebilir. Nitekim Yüce Allah
şöyle buyurmuştur: "Onları bilmedikleri bir yerden azaba kademe kademe
yaklaştıracağız" [A'raf, 182]
2. Ne ehl-i zimmet, ne
de onların dışındaki gayri Müslimler yağmur duası sırasında; ne namazgahta ne
de onun dışında bizimle iç içe karışmazlar. Bu şekilde karışmak mekruhtur.
Onlar böyle yapmayıp bizden ayrı olarak başka bir yerde dururlar. Çünkü onlar
Allah'ın düşmanlarıdır; [şayet iç içe karışık olursak] onlara bir azap
gelebilir ve bu bize de isabet edebilir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"İçinizden yalnızca zulmedenlere isabet etmeycek olan bir fitneden
korkun" [Enfal, 25]
Ruyantnin belirttiği
üzere onların yaptığı duaya "amın!" diye karşılık verilmez. Çünkü
kafi ri n duası kabul edilmez.
Bazıları şöyle demiştir:
Allah, İblis'in "Allah'ım bana insanların yeniden diriltilecekleri güne
kadar süre ver" şeklindeki duasını kabul ettiği gibi bazen gayri müslimin
duasını da kabul edebilir.
Buna karşı şu
söylenebilir: Allah, İblis'in duasını kabul etmemiştir. Çünkü o
"insanların yeniden diriltilecekleri güne kadar [yani ikinci surun
üflenmesine kadar]" süre istemiştir, oysa kendisine bilinen bir vakte
kadar [birinci surun üflenmesine kadar] süre verilmiştir.
Er-Ravda' da ehl-i
zimmetin yağmur duasına çıkmasının mekruh olduğu belirtilmiştir.
İmam Şafii (r.a.) şöyle
demiştir: [Ehl-i zimmet de yağmur duasına çıkabilir] Ancak devlet başkanının
bizim çıktığımızdan başka bir gün duaya çıkmaları konusunda gayret göstermesi
gerekir. Böylece bu konuda bizimle onlar arasında eşitlik ve benzerlik söz
konusu olmamış olur.
[Soru] Onlar kendi başlarına yağmur duasına çıkar da
yağmur yağarsa ~ [inançları] zayıf bazı Müslümanlar onların iyi kimseler
olduğunu [ve yağmurun da onların duası sebebiyle yağdırıldığını] düşünebilir.
[Cevap] Onların Müslümanlarla birlikte yağmur duasına
çıkmalarının kötülüğe sebep olacağı kesin olarak bilinen bir durumdur, [diğeri
ise kesin değil tahmını bir kötülüktür]. Bu durumda kesin olarak bilinen
kötülüğün önlenmesi, varsayılan kötülüğün önlenmesinden daha önemli
görülmüştür.
El-Camiü'l-kebir adlı
eserde belirtildiğine göre İmam Şafil (radı-
yallahu anh) bu konuda
şöyle söylemiştir:
Gayri Müslimlerinin yaşı
büyüklerinin duaya çıkmalarını mekruh gördüğüm kadar onların çocuklarının duaya
çıkmasını mekruh görmem; çünkü çocuklarının günahı daha azdır. Bununla birlikte
onlar da kafir olduğundan çıkmaları mekruhtur.
Nevevi şöyle demiştir:
İmam Şafil {r.a.)'nin bu ifadesinden "kafirlerin çocuklarının da kafir
olduğu" anlaşılmaktadır. Alimler kafirlerin ölen çocuklarının durumu
konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir:
Alimlerin çoğunluğuna
göre onlar cehennemdedir. Bir grup "onların hükmünü bilemeyiz"
demişlerdir.
Muhakkik [ilimde
derinleşmiş] olanlar ise "onlar cennettedir" demişlerdir ki doğru olan
ve tercihe şayan olan görüş de budur; çünkü çocuklar mükellef değillerdir,
fıtrat dini olan İslam üzere doğmuşlardır.
Hocamız Zekeriya
el-Ensari'nin dediği gibi bu meseleyi şöyle aydınlatabiliriz: Kafirlerin
çocukları dünyevı hükümler bakımından kafirlerle aynı hükme tabidir. Yani
onların cenaze namazı kılınmaz, Müslüman mezarlığına gömülmezler. Ancak onlar
ahirette müslümandırlar ve cennete gireceklerdir.
Yağmur duasına çıkan
herkesin;
[a] - Daha önce yapmış
olduğu iyilikleri kendi içlerinden geçirerek bu iyilikleri vesile edinerek
Allah'tan yağmur istemeleri sünnettir.
Çünkü bir hadiste Nebi
{s.a.v.)'in haber verdiğine göre mağarada kalan üç kişi mağaradan bu şekilde
kurtulmuşlardır. Bu, zorlu durumlarda uygun davranışın bu olduğunu
göstermektedir.
[b] - Yağmur duasına
çıkan kimselerin saJih kimseler aracılığıyla [onları da aralarına alarak]
yağmur duası talebinde bulunmaları da sünnettir. Çünkü onların dualarının kabul
edilmesi daha çok ümit edilir. Özellikle de bu durum Nebi {s.a.v.)'in yakınları
için söz konusudur.
[*] - Nitekim rivayete
göre bir kuraklık döneminde Hz. Ömer (r.a.), Nebi {s.a.v.)'in amcası Hz.
Abbas'ı (r.a.) aracı kılarak Allah'tan şu şekilde istekte bulunmuştu: AlIah'ım!
[Resulün hayatta iken] bir kıtlık ile karşılaştığımızda Peygamberin Muhammed
aracılığıyla senden yağmur isterdik, sen de bize yağmur verirdin. [O vefat
ettikten sonra] biz peygamberimizin amcası aracılığıyla senden yağmur
istiyoruz, bize yağmur ver. Bunun üzerine yağmur yağmıştı.(Buhari, İstiska,
1010)
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
2. YAĞMUR DUASI
NAMAZININ KILINIŞI